03.10.2012, 20:55
Ve izâ enamnâ alel insâni arada ve neâ bi cânibih(cânibihî), ve izâ messehuş şerru fe zû duâin arîd(arîdın).
1. ve izâ : ve olduğu zaman
2. en`amnâ : ni`met verdik
3. alâ : ... a
4. el insâni : insan
5. a`rada : yüz çevirdi
6. ve neâ bi cânibi-hi
(ve neâ)
(bi cânibi-hi) : ve yan çizdi
: (ve uzaklaştı)
: (yanına)
7. ve izâ : ve olduğu zaman
8. messe-hu : ona dokundu
9. eş şerru : şerr, kötülük
10. fe : böylece, artık
11. zû : sahip
12. duâin : dua
13. arîdın : geniş, bol, çok
İmam İskender Ali Mihr : Ve insana ni`met verdiğimiz zaman yüz çevirdi ve yan çizdi (şükürden uzaklaştı). Ve ona bir şerr dokunduğu zaman artık çok dua eder.
Diyanet İşleri : İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve insana bir nîmet verdik mi yüz çevirir ve şükürden uzaklaşır ve eğer bir şerre uğrarsa uzun uzadıya dua eder durur.
Adem Uğur : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Ahmed Hulusi : İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve döner uzaklaşır! Kendisine şerr dokunduğunda ise, hemen çokça dua edicidir.
Ahmet Tekin : Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman bize şükürden yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.
Ahmet Varol : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve yan çizer. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise artık geniş (çok çok) dua eder.
Ali Bulaç : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Biz insana nimet verdiğimiz vakit, şükretmekten yüz çevirir ve yan büküb uzaklaşır. Kendisine darlık dokunuverdi mi, artık geniş geniş duaya dalar.
Bekir Sadak : Insana nimet verdigimiz zaman yuz cevirerek yan cizer; basina bir kotuluk gelince uzun uzun yalvarir.
Celal Yıldırım : İnsana nîmet verdiğimizde yüzçevirip yan çizer. Kendisine kötülük dokunduğu zaman (bakarsın ki), uzun ve geniş bir duada bulunur.
Diyanet İşleri (eski) : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer; başına bir kötülük gelince uzun uzun yalvarır.
Diyanet Vakfi : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Edip Yüksel : İnsana bir nimet verdik mi, yüz çevirip yan çizer. Başına bir kötülük geldiğinde ise yalvarıp durur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Evet insana ni`met verdiğimiz vakıt yan büker, başının tuttuğuna gider de kendisine şer dokunuverdi mi artık enine boyuna duâya dalar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Evet, insana bir nimet verdiğimiz zaman yan büker, başının tuttuğuna gider, bildiği gibi hareket eder. Kendisine bir kötülük de dokunuverdi mi artık enine boyuna duaya dalar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.
Fizilal-il Kuran : İnsana bir nimet verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
Gültekin Onan : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Hasan Basri Çantay : İnsana ni`met verdiğimiz vakit (şükürden) yüz çevirir, nefsi ondan uzaklaşır. Ona bir şer dokunduğu zaman ise artık o, geniş (bol) bir düâ saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Hem insana ni`met verdiğimiz zaman (şükürden) yüz çevirir ve yan çizer. Ona kötülük dokunduğu zaman da bol bol duâ eden bir kimse olur.
İbni Kesir : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir, yan çizer. Başına bir fenalık gelince de uzun uzun yalvarır.
Muhammed Esed : Ne zaman insana nimetlerimizi bağışlasak yan çizer ve (Bizi anmaktan) uzaklaşır, başına bir kötülük gelince de hemen dualar okumaya başlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve insana nîmet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve böbürlenmekte bulunur. Ve ona bir kötülük dokunduğu zaman ise artık bol bol duacıdır.
Ömer Öngüt : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüz çevirip yan çizer. Fakat bir kötülük dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Şaban Piriş : İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve büyüklük taslar. Bir kötülük dokunduğu zaman hemen yalvarmaya başlar.
Suat Yıldırım : Biz insana nimet verdiğimizde o, şükürden yüz çevirir, başını alır uzaklaşır. Fakat kendisine sıkıntı dokununca, bir de bakarsın uzun uzun yalvarır durur.
Süleyman Ateş : İnsana bir ni`met verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
Tefhim-ul Kuran : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Ümit Şimşek : Biz ne zaman insana bir nimet bağışlasak, o yüz çevirir, yan çizer. Başına bir kötülük gelince de derinlemesine duaya dalar.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duaya koyulur.
1. ve izâ : ve olduğu zaman
2. en`amnâ : ni`met verdik
3. alâ : ... a
4. el insâni : insan
5. a`rada : yüz çevirdi
6. ve neâ bi cânibi-hi
(ve neâ)
(bi cânibi-hi) : ve yan çizdi
: (ve uzaklaştı)
: (yanına)
7. ve izâ : ve olduğu zaman
8. messe-hu : ona dokundu
9. eş şerru : şerr, kötülük
10. fe : böylece, artık
11. zû : sahip
12. duâin : dua
13. arîdın : geniş, bol, çok
İmam İskender Ali Mihr : Ve insana ni`met verdiğimiz zaman yüz çevirdi ve yan çizdi (şükürden uzaklaştı). Ve ona bir şerr dokunduğu zaman artık çok dua eder.
Diyanet İşleri : İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve insana bir nîmet verdik mi yüz çevirir ve şükürden uzaklaşır ve eğer bir şerre uğrarsa uzun uzadıya dua eder durur.
Adem Uğur : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Ahmed Hulusi : İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve döner uzaklaşır! Kendisine şerr dokunduğunda ise, hemen çokça dua edicidir.
Ahmet Tekin : Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman bize şükürden yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.
Ahmet Varol : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve yan çizer. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise artık geniş (çok çok) dua eder.
Ali Bulaç : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Biz insana nimet verdiğimiz vakit, şükretmekten yüz çevirir ve yan büküb uzaklaşır. Kendisine darlık dokunuverdi mi, artık geniş geniş duaya dalar.
Bekir Sadak : Insana nimet verdigimiz zaman yuz cevirerek yan cizer; basina bir kotuluk gelince uzun uzun yalvarir.
Celal Yıldırım : İnsana nîmet verdiğimizde yüzçevirip yan çizer. Kendisine kötülük dokunduğu zaman (bakarsın ki), uzun ve geniş bir duada bulunur.
Diyanet İşleri (eski) : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer; başına bir kötülük gelince uzun uzun yalvarır.
Diyanet Vakfi : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Edip Yüksel : İnsana bir nimet verdik mi, yüz çevirip yan çizer. Başına bir kötülük geldiğinde ise yalvarıp durur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Evet insana ni`met verdiğimiz vakıt yan büker, başının tuttuğuna gider de kendisine şer dokunuverdi mi artık enine boyuna duâya dalar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Evet, insana bir nimet verdiğimiz zaman yan büker, başının tuttuğuna gider, bildiği gibi hareket eder. Kendisine bir kötülük de dokunuverdi mi artık enine boyuna duaya dalar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.
Fizilal-il Kuran : İnsana bir nimet verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
Gültekin Onan : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Hasan Basri Çantay : İnsana ni`met verdiğimiz vakit (şükürden) yüz çevirir, nefsi ondan uzaklaşır. Ona bir şer dokunduğu zaman ise artık o, geniş (bol) bir düâ saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Hem insana ni`met verdiğimiz zaman (şükürden) yüz çevirir ve yan çizer. Ona kötülük dokunduğu zaman da bol bol duâ eden bir kimse olur.
İbni Kesir : İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir, yan çizer. Başına bir fenalık gelince de uzun uzun yalvarır.
Muhammed Esed : Ne zaman insana nimetlerimizi bağışlasak yan çizer ve (Bizi anmaktan) uzaklaşır, başına bir kötülük gelince de hemen dualar okumaya başlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve insana nîmet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve böbürlenmekte bulunur. Ve ona bir kötülük dokunduğu zaman ise artık bol bol duacıdır.
Ömer Öngüt : İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüz çevirip yan çizer. Fakat bir kötülük dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
Şaban Piriş : İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve büyüklük taslar. Bir kötülük dokunduğu zaman hemen yalvarmaya başlar.
Suat Yıldırım : Biz insana nimet verdiğimizde o, şükürden yüz çevirir, başını alır uzaklaşır. Fakat kendisine sıkıntı dokununca, bir de bakarsın uzun uzun yalvarır durur.
Süleyman Ateş : İnsana bir ni`met verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
Tefhim-ul Kuran : İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.
Ümit Şimşek : Biz ne zaman insana bir nimet bağışlasak, o yüz çevirir, yan çizer. Başına bir kötülük gelince de derinlemesine duaya dalar.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duaya koyulur.