15.10.2012, 21:58
Ve lâ takfu mâ leyse leke bihî ilm(ilmun), innes sema vel basara vel fuâde kullu ulâike kâne anhu mesûlâ(mesûlen).
1. ve lâ takfu
(kafâ) : ve ardına düşme
: (ardından yürüdü)
2. mâ : şey
3. leyse : değil, yok, olmaz
4. leke : senin
5. bi-hi : onu, onun
6. ilmun : ilim, bilgi
7. inne : muhakkak
8. es sem`a : işitme
9. ve el basara : ve görme
10. ve el fuâde : ve idrak
11. kullu : hepsi
12. ulâike : işte onlar, onlar
13. kâne : oldu
14. an-hu : ondan
15. mes`ûlen : mesul, sorumlu
İmam İskender Ali Mihr : Ve (hakkında) ilmin olmayan bir şeyin ardına düşme (karışma) (açıklamaya çalışma)! Muhakkak ki işitme, görme ve idrak, onların hepsi, ondan (takfu`dan) mesul (sorumlu) oldu (mesuldürler).
Diyanet İşleri : Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrâr etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.
Adem Uğur : Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ahmed Hulusi : Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme (zanla karar verme)! Muhakkak ki sem` (algılama), basar (değerlendirme) ve fuad (Esmâ mânâ özelliklerini beyne yansıtıcılar - {kalp nöronları ana rahminde 120. günde kendilerini beyne kopyalar ve beyinden devam eder}), işte onların hepsi ondan mesûldür!
Ahmet Tekin : Hakkında bilgin olmayan alanlarda konuşma, görmediğin, duymadığın, bilmediğin konulara takılıp insanlara iftira etme. Çünkü kulak, göz, gönül ve akıl bunların her biri, yaptıklarından sorumludur.
Ahmet Varol : Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. Şüphesiz kulak, göz ve kalb; bunların tümü ondan sorumludur.
Ali Bulaç : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ali Fikri Yavuz : Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Bekir Sadak : Bilmedigin seyin ardina dusme; dogrusu kulak, goz ve kalp, bunlarin hepsi o seyden sorumlu olur.
Celal Yıldırım : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; çünkü doğrusu kulak, göz ve kalb, bunların herbiri ondan (ardına düştüğün şeyden) sorumludur.
Diyanet İşleri (eski) : Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.
Diyanet Vakfi : Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Edip Yüksel : Bilmediğin bir şeye inanıp ardına düşme, çünkü işitme, görme duyusu ve beyin, hepsi ondan sorumludur
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de hiç bilmediğin bir şey`in ardınca gitme, çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri ondan mes`ul bulunuyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların her biri ondan sorumludur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
Fizilal-il Kuran : Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz.
Gültekin Onan : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve yürek (fuade), bunların hepsi ondan sorumludur.
Hasan Basri Çantay : Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey`in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes`uldür.
Hayrat Neşriyat : Hakkında bilgi sâhibi olmadığın bir şeyin ardına da düşme! Çünki kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan mesûldür.
İbni Kesir : Hakkında bilgin olmadığı şey üzerinde durma. Çünkü kulak da, göz de, kalb de bütün bunlar ondan sorumludurlar.
Muhammed Esed : Bilmediğin şeyin ardına düşme; çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi (Hesap Günü`nde) bundan sorguya çekilecektir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve senin için kendisine bilgi olmayan bir şeyin arkasına düşme. Şüphe yok ki kulak, göz, gönül, hepsinden (sahibi) sorulmuş olacaktır.
Ömer Öngüt : Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Şaban Piriş : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Suat Yıldırım : Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir.
Süleyman Ateş : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
Tefhim-ul Kuran : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ümit Şimşek : Bilmediğin şeyin peşine takılma. Çünkü kulak olsun, göz olsun, kalp olsun, hepsi bundan sorumlu tutulmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.
1. ve lâ takfu
(kafâ) : ve ardına düşme
: (ardından yürüdü)
2. mâ : şey
3. leyse : değil, yok, olmaz
4. leke : senin
5. bi-hi : onu, onun
6. ilmun : ilim, bilgi
7. inne : muhakkak
8. es sem`a : işitme
9. ve el basara : ve görme
10. ve el fuâde : ve idrak
11. kullu : hepsi
12. ulâike : işte onlar, onlar
13. kâne : oldu
14. an-hu : ondan
15. mes`ûlen : mesul, sorumlu
İmam İskender Ali Mihr : Ve (hakkında) ilmin olmayan bir şeyin ardına düşme (karışma) (açıklamaya çalışma)! Muhakkak ki işitme, görme ve idrak, onların hepsi, ondan (takfu`dan) mesul (sorumlu) oldu (mesuldürler).
Diyanet İşleri : Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrâr etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.
Adem Uğur : Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ahmed Hulusi : Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme (zanla karar verme)! Muhakkak ki sem` (algılama), basar (değerlendirme) ve fuad (Esmâ mânâ özelliklerini beyne yansıtıcılar - {kalp nöronları ana rahminde 120. günde kendilerini beyne kopyalar ve beyinden devam eder}), işte onların hepsi ondan mesûldür!
Ahmet Tekin : Hakkında bilgin olmayan alanlarda konuşma, görmediğin, duymadığın, bilmediğin konulara takılıp insanlara iftira etme. Çünkü kulak, göz, gönül ve akıl bunların her biri, yaptıklarından sorumludur.
Ahmet Varol : Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. Şüphesiz kulak, göz ve kalb; bunların tümü ondan sorumludur.
Ali Bulaç : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ali Fikri Yavuz : Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Bekir Sadak : Bilmedigin seyin ardina dusme; dogrusu kulak, goz ve kalp, bunlarin hepsi o seyden sorumlu olur.
Celal Yıldırım : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; çünkü doğrusu kulak, göz ve kalb, bunların herbiri ondan (ardına düştüğün şeyden) sorumludur.
Diyanet İşleri (eski) : Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.
Diyanet Vakfi : Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Edip Yüksel : Bilmediğin bir şeye inanıp ardına düşme, çünkü işitme, görme duyusu ve beyin, hepsi ondan sorumludur
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de hiç bilmediğin bir şey`in ardınca gitme, çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri ondan mes`ul bulunuyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların her biri ondan sorumludur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
Fizilal-il Kuran : Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz.
Gültekin Onan : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve yürek (fuade), bunların hepsi ondan sorumludur.
Hasan Basri Çantay : Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey`in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes`uldür.
Hayrat Neşriyat : Hakkında bilgi sâhibi olmadığın bir şeyin ardına da düşme! Çünki kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan mesûldür.
İbni Kesir : Hakkında bilgin olmadığı şey üzerinde durma. Çünkü kulak da, göz de, kalb de bütün bunlar ondan sorumludurlar.
Muhammed Esed : Bilmediğin şeyin ardına düşme; çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi (Hesap Günü`nde) bundan sorguya çekilecektir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve senin için kendisine bilgi olmayan bir şeyin arkasına düşme. Şüphe yok ki kulak, göz, gönül, hepsinden (sahibi) sorulmuş olacaktır.
Ömer Öngüt : Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Şaban Piriş : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Suat Yıldırım : Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir.
Süleyman Ateş : Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
Tefhim-ul Kuran : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Ümit Şimşek : Bilmediğin şeyin peşine takılma. Çünkü kulak olsun, göz olsun, kalp olsun, hepsi bundan sorumlu tutulmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.