Araf Suresi 83
Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne).
1. fe : bunun üzerine, böylece
2. encey-nâ-hu : biz onu kurtardık
3. ve ehle-hu : ve onun ehlini, ailesini
4. illâ imreete-hu : onun kadını (hanımı, eşi) hariç
5. kânet min el gâbirîne : geride kalanlardan oldu
İmam İskender Ali Mihr : Böylece Biz, onun eşi (hanımı) hariç, onu ve ailesini kurtardık. O, geride kalanlardan oldu.
Diyanet İşleri : Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık. Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onu ve akrabasını kurtardık, ancak karısı kurtulmadı ve o, kavmiyle kalanlardandı.
Adem Uğur : Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.
Ahmed Hulusi : Onu ve Onun inananlarını kurtardık. . . Karısı hariç! O gelmeyip, yere göçenlerden oldu!
Ahmet Tekin : Onu, karısı hariç ailesini, iman edenleri kurtardık. Karısı geride kalanlardan, kâfirlerden oldu.
Ahmet Varol : Biz de onu ve karısı dışında bütün ailesini kurtardık. O (karısı) ise azapta kalanlardandı.
Ali Bulaç : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.
Ali Fikri Yavuz : Biz de Lût (Aleyhisselâm) ile ailesini ve bağlılarını kurtardık; yalnız karısı, (gizli küfrü sebebiyle) yere geçenlerden oldu.
Bekir Sadak : Bunun uzerine Lut`u ve taraftarlarini kurtadik; yalniz karisi, geride kalip helake ugrayanlardan oldu.
Celal Yıldırım : Bunun üzerine biz Lût`u da, onun ev halkını da kurtardık, ancak karısını değil, o geriye kalıp (gazaba uğrayanlardan) oldu.
Diyanet İşleri (eski) : Bunun üzerine Lut`u ve taraftarlarını kurtardık; yalnız karısı, geride kalıp helake uğrayanlardan oldu.
Diyanet Vakfi : Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.
Edip Yüksel : Onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. O geride kalanlardan oldu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz de onu ve ehlini kurtardık, ancak karısı kalıb yere geçenlerden oldu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz de onu ve ailesini kurtardık; ancak karısı kalıp yere geçenlerden oldu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı(nı kurtarmadık) çünkü o, geride kalanlardan oldu.
Fizilal-il Kuran : Lût`u ve eşi dışındaki yakınlarını kurtardık. Eşi ise geride kalıp helak olanlardan oldu.
Gültekin Onan : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ehlini (ailesini) kurtardık; o (karısı) ise [yok edilenler arasında] geride kalanlardandı.
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine biz de hem onu, hem geride kalanlardan olan karısından başka bütün ehlini kurtardık.
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (biz de) onu ve ehlini kurtardık; ancak karısı hâriç; (o,) geride(azabda) kalanlardan oldu.
İbni Kesir : Bunun üzerine Biz de, hem onu, hem de ehlini kurtardık. Ancak karısı, geride kalanlardan oldu.
Muhammed Esed : Bunun üzerine onun ve geride kalanlar arasında bulunan karısı dışında yandaşlarını kurtardık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık Biz O`nu ve ehlini kurtardık, zevcesi müstesna, o geriye kalıp helâk olanlardan oldu.
Ömer Öngüt : Biz de onu ve âilesini kurtardık. Yalnız karısı geride kalıp helâka uğrayanlardan oldu.
Şaban Piriş : Biz de Lûtu ve âilesini kurtardık; yalnız karısı geride kalanlardan oldu.
Suat Yıldırım : Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak eşi geride kalıp helâk olanlardan oldu.
Süleyman Ateş : Biz de onu ve âilesini kurtardık, yalnız karısı geride kalanlardan oldu.
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.
Ümit Şimşek : Biz de Lût`u ve ailesini kurtardık-ancak karısı müstesna; o geride kalıp helâk olanlardan idi.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz de onu ve ailesini kurtardık karısı müstesna. O, yere geçenlerden oldu.
|