Bakara Suresi 52
Summe afevnâ ankum min badi zâlike leallekum teşkurûn(teşkurûne).
1. summe : sonra
2. afevnâ : biz affettik
3. an-kum : sizden
4. min ba`di : sonradan
5. zâlike : bu
6. lealle-kum : umulur ki böylece siz
7. teşkurûne : şükredersiniz
İmam İskender Ali Mihr : Sonra sizi, bunun (buzağıyı ilâh edinmenin) ardından affettik. Umulur ki böylece siz şükredersiniz.
Diyanet İşleri : Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bundan sonra gene sizi affettik, şükretmeniz gerekti.
Adem Uğur : O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.
Ahmed Hulusi : Bu olaydan sonra sizi affetmiştik belki şükredersiniz (değerlendirirsiniz) diye.
Ahmet Tekin : Bu davranışlarınızdan sonra da, yine sizi sorgusuz sualsiz affettik. Hiç olmazsa, bu sebeple olsun şükretmelisiniz.
Ahmet Varol : Daha sonra bunun ardından belki şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Ali Bulaç : Bundan sonra, (artık) şükredesiniz diye sizi bağışladık.
Ali Fikri Yavuz : (yaptığınız fena işten tevbe ettikten) sonra sizi afvetmiştik; (size olan nimetimize) şükredesiniz diye.
Bekir Sadak : Sonra bunun ardindan, sukredersiniz diye, sizi bagislamistik.
Celal Yıldırım : Sonra bunun ardından da şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.
Diyanet Vakfi : O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.
Edip Yüksel : Bunlara rağmen, şükredersiniz diye sizi affettik.
Elmalılı Hamdi Yazır : sonra bunun arkasından da sizden afvettik, gerekti ki şükredecektiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra bunun arkasından da sizi bağışladık, artık şükretmeniz gerekiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu.
Fizilal-il Kuran : Sonra bu (suçunuz)un ardından belki şükredersiniz diye sizi affettik.
Gültekin Onan : Bundan sonra, şükredersiniz diye sizi bağışladık (afevna).
Hasan Basri Çantay : Bil`âhare sizi bundan sonra da afvetmişdik. Gerekdi ki şubedesiniz.
Hayrat Neşriyat : Sonra bunun arkasından sizi affettik, tâ ki şükredesiniz.
İbni Kesir : Bundan sonra sizi, şükredersiniz diye affetmiştik.
Muhammed Esed : Dahası, (bütün) bunlardan sonra, belki şükredenlerden olursunuz diye bu günahınızı affettiğimiz (günleri).
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra bunu müteakip sizi affettik, gerekti ki, şükredesiniz.
Ömer Öngüt : Bundan sonra şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Şaban Piriş : Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
Suat Yıldırım : Bundan sonra şükredesiniz diye Biz sizi affettik.
Süleyman Ateş : Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
Tefhim-ul Kuran : Bundan sonra belki şükredersiniz diye sizi bağışladık.
Ümit Şimşek : Ondan sonra, olur da şükredersiniz diye, Biz sizi yine bağışlamıştık.
Yaşar Nuri Öztürk : Belki şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik.
|