Aşağıdaki Hatalar Oluştu:
Warning [2] Use of undefined constant SAPI_NAME - assumed 'SAPI_NAME' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3379 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3379 errorHandler->error
/showthread.php 116 build_archive_link
Warning [2] Use of undefined constant IN_ARCHIVE - assumed 'IN_ARCHIVE' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3322 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3322 errorHandler->error
/inc/functions.php 3315 build_forum_breadcrumb
/showthread.php 195 build_forum_breadcrumb
Warning [2] Use of undefined constant IN_ARCHIVE - assumed 'IN_ARCHIVE' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3322 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3322 errorHandler->error
/showthread.php 195 build_forum_breadcrumb
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 357 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 357 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/inc/functions_post.php 571 postParser->parse_message
/showthread.php 968 build_postbit
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 364 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 364 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/inc/functions_post.php 571 postParser->parse_message
/showthread.php 968 build_postbit



   
Ana Sayfa Portal Gelişmiş Arama Üye Listesi Takvim Yardım Belgeleri
Tarih: 20.04.2024, Saat: 15:40 Hoşgeldin, Ziyaretçi: (Giriş YapÜye Ol)
Hızlı Arama:
Yeni Yorum Gönder 
 
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Bakara Suresi Edip Yuksel
16.10.2012, 20:27
Yorum: #1
Bakara Suresi Edip Yuksel
2- İNEK (BAKARA) SÛRESİ

Rahman, Rahim Allah`ın İsmiyle

1- A.L.M.*[1]


[1] 2:1 Bu başlangıç harfleri, 14 yüzyıl, Allah tarafından korunan bir sır olarak kaldı. Binlerce müslüman ve oryantalist bilgin onların anlamını çözmek için boşuna çaba harcadı. Yüce Allah, bu harflerin gizeminin deşifresini belli bir yere, belli bir zamana ve belli bir kişiye sakladı. Şimdi biz bu başlangıç harflerini, 74. Surede sözü edilen 19 kodu üzerine kurulu matematiksel yapısının önemli bir parçası olarak tanıyoruz. Bu ve daha birçok gizemin açığa çıkması, Kuran`da vadedilen yepyeni bir çağın başladığını, İslam`da rönesans ve reformun gerçekleşeceğini göstermektedir.

19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin deşifre edildiği tarih ilginçtir. 19 sayısının yanına bu sayının sözedildiği surenin numarası olan 74`ü koyduğunuz vakit 1974 sayısını elde edersiniz. Bu sayı, Dr. Reşad Halife tarafından matematiksel mucizenin keşfedildiği yıldır. 19 sayısını 74 ile çarptığınızda elde edeceğiniz 1406 sayısı ise Kuran`ın indiği tarih ile mucizenin keşfedildiği tarih arasındaki kameri yılların sayısına denktir. Başlangıç harflerinin, matematiksel yapı içindeki olağanüstü rolü üzerinde düşünülürse, yedi surenin ilk ayetlerinde yer alan "Bunlar bu hikmetli Kitabın mucizeleridir" ifadesinin sürekli Başlangıç Harflerinden sonra gelmesinin anlamı rahatlıkla anlaşılır. (Ornekler icin "Üzerinde 19 Var" adlı kitabımıza bakabilirsiniz.)

A.L.M. harflerinin amacı 2. ayette bildirilir. Bu üç harf 3, 29, 30, 31 ve 32. surelerin başında da bulunur ve başlarında bulundukları surelerdeki tekrar sayılarıyla Kuran`daki matematiksel sistemin bir paçasıdır. Bu harflerin ikinci anlamları için 15:87 ayetine bakınız.


2- Bu, kuşkusuz, erdemliler için yol gösterici bir kitaptır.

(1) Erdemliler (Muttakiler)

3- Onlar ki duyularıyla algılayamadıkları gerçeklere de inanırlar,*[2] namazı (salat) gözetirler,** [3] kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçlara verirler.


[2] 2:3 Öğrenme yöntemi Kuran`in 17:36 ayetinde deneysel ve rasyonel olarak belirlenir. 41:53 ayeti de objektif realiteye ek olarak subjektif deneyimden söz eder.

[3] 2:3 "Kuran`a Göre Namaz" başlıklı Nota bakınız.


4- Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar.*[4] Ahiret konusunda da hiçbir kuşkuları yoktur.


[4] 2:4 Daha önceki Tanrısal kitaplar tahrifata uğramasına rağmen Tanrısal mesajı hala içerir. Tevrat ve İncil, SADECE Tanrı`ya kul olma mesajını hala taşır (Tesniye 6:4-5, Markos 12:29-30) Ana mesajla ilgili tüm tahrifatlar kolaylıkla belirlenebilir.


5- İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.

(2) Fanatik İnkarcılar (Kafirler)*[5]


[5] 2:6-7 Tanrı`yı ve/veya mesajını reddetmek için karar verenler, seçtikleri o yönde yardım görürler. Onlar böyle bir ön karara bağnazca sarıldıkları sürece hiç bir kanıtı ve hidayeti göremezler.


6- İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.

7- ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.

(3) İkiyüzlüler (Münafıklar)

8- Halktan öyle kimseler var ki aslında inanmadıkları halde "ALLAH`a ve ahiret gününe inandık," derler.

9- ALLAH`ı ve müminleri aldatmak isterler. Halbuki kendi kendilerini aldatıyorlar. Farkında bile değiller.

10- Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler.

11- Kendilerine, "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın," denildiğinde "Bizler sadece düzeltenleriz," derler.

12- Oysa onlardır asıl bozguncu; farkında bile değiller.

13- Kendilerine, "Şu halkın inandığı gibi inanın," denildiğinde, "Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız," derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler.

14- İnananlarla karşılaştıkları vakit, "İnanıyoruz," derler; fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında, "Sizinle beraberiz. Biz sadece alay etmekteyiz," derler.

15- ALLAH da, taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakarak onlarla alay eder.

16- Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldı. Ticaretleri ne kâr bırakır, ne de onları gerçeğe ulaştırır.

17- Durumları, ateş yakan kimselerin şu durumuna benzer: Ateş çevrelerini aydınlatmaya başlayınca ALLAH onların ışığını giderir ve onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakır.

18- Sağır, dilsiz ve kördürler; yönlerini değiştiremezler.

19- Ya da, karanlık, gökgürültüsü ve şimşekler arasında gökten boşanan bir yağmur altında yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkayan kimseye benzerler. ALLAH inkarcıları böyle kuşatır.

20- Şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek! Önlerini aydınlattıkça ışığında yürürler. Üzerlerine karanlık basınca da dikilir kalırlar. ALLAH dileseydi işitme ve görmelerini giderirdi. ALLAH herşeye gücü yetendir.

21- İnsanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki korunasınız.

22- O, yeryüzünü sizin için oturulabilir hale soktu ve göğü de bir yapı kıldı. Gökten su indirdi ve onunla rızık olarak size çeşitli ürünler çıkardı. Bile bile ALLAH`a eşler koşmayın.

Yanlışlanabilir, Sınanabilir Delil

23- Kulumuza indirdiğimizden kuşku içinde iseniz, buna benzer bir sure getirin. ALLAH`tan başka tüm tanıklarınızı da yardıma çağırın, doğru sözlü iseniz.

24- Bunu yapamazsanız -ki asla yapamıyacaksınız- o taktirde inkarcılar için hazırlanan ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.*[6]


[6] 2:23-24 Bu ayetler, Kuran`ın matematiksel mucizesine işaret ediyor. Kuran`ın edebi yönden taklit edilemez oluşunu ileri sürmek, kanıtlanması olanaksız bir savdır. Zira edebi yönden iki metinden hangisinin üstün olduğunu kanıtlayabilecek objektif ve evrensel bir kriter yoktur. Kuran`ın Allah kelamı oluşunun delili, Arapça bilenlerin edebi zevkine göre değişen subjektif bir değerlendirmeye bağlanamaz. El-Mutenebbi ve Taha Hüseyin gibi edebiyat devlerinin ürünlerinin neden Kuran gibi olmadığını objektif olarak açıklamak olanaksızdır. Hanefilerin vitir namazlarında okuduğu duaların Kuran gibi olmadığının Edebiyat kriteriyle kanıtlanmasının imkansızlığı Buhari ve İbni Hanbel tarafından da itiraf edilir. Nitekim Kuran`ın Osman döneminde derlenmesini anlatan geleneksel tarih kitapları her ayet için iki tanık koşulu arandığını bildirir. Bak 4:82; 10:20; 74:30.


25- İnanıp erdemli davrananları, içlerinde ırmaklar akan cennetlerle (bahçelerle) müjdele. Kendilerine oradaki ürünlerden rızıklar sunulduğunda "Bu, daha önce bize sunulan nimetlerdir," derler. Böylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar.

Cennet ve Cehennem Tasvirleri Birer Mecazdır

26- ALLAH bir sivrisineği hatta ondan daha küçüğünü örnek vermekten çekinmez.*[7] İnananlar, bunun Rab`lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilir. İnkarcılar ise "ALLAH bu benzetme ile neyi amaçladı," derler. O, bununla bir çok kişiyi saptırır ve birçok kişiyi de doğruya iletir. O, bununla sadece fasıkları saptırır.


[7] * 2:25-26 Cennet ve cehennem tasvirleri birer kinaye ve mecazdır. 13:35; 17:60; 47:15; 76:16 ayetlerine bakınız.


27- Onlar ki ALLAH ile yaptıkları anlaşmaya bağlılık sözü verdikten sonra onu bozarlar, ALLAH`ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar kaybedenlerdir.

İki Ölüm ve İki Hayat

28- ALLAH`ı nasıl inkar edersiniz? Siz ölüler idiniz o sizi diriltti. Sonra sizi öldürür ve tekrar diriltir ve sonunda ona döndürülürsünüz.[8]


[8] 2:28 Bu ayetin re-enkarnasyon (yeniden bedenlenme) denilen hikaye ile bir ilgisi yoktur. İnsan yaratıldıktan sonra cennette işlediği hata yüzünden ölüme mahkum edildi. Doğum olayıyla dirilir. Her doğan insan ölür ve kıyamet olayıyla herkesle birlikte dirilir. Görüldüğü gibi yaratıldıktan sonra insanlar iki ölüm ve iki diriliş evrelerinden geçerler. Bak, 40:11.


29- Yeryüzünde herşeyi sizin için yaratan O`dur. Sonra göğe yönelip onu yedi gök olarak düzenledi.* O, her şeyi Bilir.

Yaratılış

30- Rabbin, meleklere şöyle demişti: "Yeryüzüne bir halife yerleştireceğim." Melekler de: "Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz," dediler. "Bilmediğinizi Ben bilirim," dedi.

31- Adem`e tüm isimleri (nitelemeleri) öğretti,*[9] sonra onları meleklere sunup, "Doğru iseniz, şunların isimlerini (özelliklerini, niteliklerini) siz bana bildirin," dedi.


[9] * 2:31 Hayvanlar, bitkiler, aletler, kimyasal bileşikler vs.


32- Dediler: "Sen Yücesin, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yok. Sen Bilensin, Bilgesin."

33- Dedi: "Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver." İsimlerini onlara haber verince, "Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da gizlediğinizi de biliyorum dememiş miydim," dedi.

Şeytanın İnsanla, İnsanın da Şeytanla Sınanması

34- Meleklere, "Adem`e secde edin," dedik. İblis hariç hepsi secde ettiler, o ise diretti, büyüklük tasladı ve nankörlük etti.

35- "Adem! Eşinle birlikte cennette kal. Dilediğiniz yerde ondan bolca yeyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!," dedik.

36- Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı.*[10] Nihayet, "Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız," dedik.


[10] * 2:36 Hadis kitapları yoluyla müslümanlarca da kabul gören Yahudi hikayesine göre, Şeytana ilk olarak Havva anamız uymuştur. Kuran ise ikisinin birlikte suç işlediğini bildirir.


37- Adem, Rabb`inden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O, yönelişlere karşılık verendir, Rahim`dir.

38- "Oradan topluca ininiz," dedik, "Benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler."

39- "Ayetlerimizi yalanlayıp inkar edenler ise ateşe mahkumdur; orada sürekli kalacaklar."

Bu Kuran`a İnanmalısınız

40- İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun ki ben de size verdiğim sözü tutayım; yalnız benden korkun!

41- Yanınızdakini doğrulayıcı olarak indirdiğime inanın. Ona karşı çıkanların ilki olmayın. Ayetlerimi değeri düşük şeylerle değişmeyin; sadece benden çekinin.*[11]

[11] * 2:41 Kuran, Yahudilerden çok sık söz eder. Allah, Muhammed`i izleyenlerin yüzyıllar sonra aynı hataya düşeceğini biliyordu. Kuran, tarihi, aynı hataları tekrar etmememiz için bize aktarır. Ne yazık ki Muhammed`e yakıştırılan sözleri Kuran`a eş koşanlar aynı hataları işlediler. Örneğin, şu ayetleri, günümüz müslümanlarının inanç ve pratikleriyle karşılaştırarak inceleyiniz: 2:48; 2:67-71; 2:80; 3:24; 9:31. Kuran, ölüler için değil, diriler için gönderildi (36:70). Bu nedenle Kuran`da aktarılan geçmiş toplumlara yönelik eleştirilere biz de muhatabız.



42- Bile bile gerçeği yanlış ile karıştırmayın, gerçeği gizlemeyin.

43- Namazı gözetin, zekatı verin ve eğilenlerle birlikte eğilin.

44- Halkı iyilik yapmağa çağırıp dururken kendinizi unutuyor musunuz? Üstelik Kitabı da okuyorsunuz? Aklınızı kullanmaz mısınız?

45- Güçlüklere karşı direnerek (sabır) ve namazla yardım isteyiniz. Elbette bu, halka ağır gelir; ancak saygılı olanlar hariç.

46- Nitekim onlar, Rab`lerine kavuşacaklarına ve O`na döneceklerine inanırlar.

47- İsrailoğulları! Size verdiğim nimetlerimi ve sizi tüm halklara üstün tutmamı hatırlayın.

48- Öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin yerine birşey ödeyemez, aracılık (şefaat) kabul edilmez, kimseden bir fidye alınmaz ve yardım da edilmez.*[12]



[12] * 2:48 "Şefaat" mitolojisi dünyanın birçok dininde yaygın bir inançtır. Şeytan, Muhammed`in tüm ümmeti için şefaat edeceği yalanını müslümanların inancına sokmuştur. Kuran bu şeytani inancı reddeder; Muhammed hiçkimseyi kurtaramaz. Muhammed`in şefaat ederek kendilerini Allah`tan kurtaracaklarına inananlar, Muhammed`in ahiretteki biricik şikayetine muhatap olacak ve umdukları şefaat tam tersine gerçekleşecek (25:30). Kuran`a göre şefaat, gerçeğe tanıklık etmekten ibarettir (20:109; 43:86; 78:38). Her gün namazlarında okudukları Açılış (Fatiha) suresiyle sadece Allah`tan yardım isteyeceğine söz veren sözde müslümanların, namazdan hemen sonra, kendilerini işitmeyen, kendisine bile yarar ve zarar vermekten aciz olan Muhammed`den (39:30 ve 16:20-21) yardım dilemeleri ne büyük bir çelişkidir! Açılış suresinde geçen "Maliki yevmid-Din"; yani "Yargı gününün Sahibi" ifadesi, konuyu tek başına açıklamaya yeter (82:17-19). Ayrıca 2:123, 254; 3:80; 5:109; 6:51; 6:70, 82, 94; 7:53; 9:80; 10:3, 18; 13:14-16; 19:87; 33:64-68; 34:23, 41; 39:3, 44; 43:86; 53:19-23; 74:48; 83:11 ayetlerine bakınız.



49- İşkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun`un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, Rabbinizden büyük bir sınav idi.

50- Denizi yararak sizi kurtarmış, Firavun`un adamlarını da gözlerinizin önünde boğmuştuk.

51- Musa`yla kırk gece için sözleşmiştik. Ancak siz onun ardından kendinize zulmederek buzağıya taptınız.*[13]


[13] * 2:51 Bu olay, insanın putçu eğilimini yansıtır. Apaçık mucizelere rağmen Musa`nın izleyicileri Musa`nın yokluğunda Buzağıya taptılar (20:83-98).


52- Bunlara rağmen, şükredersiniz diye sizi affettik.

53- Yola gelmeniz için de Musa`ya kitabı ve yasayı verdik.

Egonuzu Öldürün

54- Musa, halkına demişti ki: "Ey halkım, sizler buzağıya tapmakla nefsinize (kişilik, öz, ruh) zulmettiniz. Yaratıcınıza tövbe edin ve nefsinizi (egonuzu) öldürün.*1[14] Bu, yaratıcınız katında sizin için daha iyidir." O, sizi affeder. Elbette O, tövbeleri kabul edendir, Rahim`dir.

[14] * 2:54 Şeytanın kovulmasının nedeni onun egosuydu. Bizim bu dünyaya indirilmemizin nedeni de egomuzdu. Birçoğumuzun Tanrı`ya yönelerek tekrar O`nun melekutuna gitmemizi engelleyen de yine egodur. Bir çok Kuran çevirisinin bu bölümü, "birbirinizi öldürünüz" biçiminde, Türkçe`ye yanlış olarak aktarmaları hayret vericidir. Ayeti yanlış çevirenler, otuz ayet sonraki 84. ve 85. ayetleri görmediler mi? Arapça "nefs" kelimesi, müteşabihtir; yani bir kaç anlama sahiptir. Bu ayette "nefs" kelimesi, birincisinde öz ve kişilik anlamında, ikincisinde ise ego anlamındadır. Müteşabih ayetler için bak 3:7.



Yıldırım Enerjisine Dayanamayanlar

Tanrı`yı Görmek İstiyor!

55- Bir zamanlar, "Ey Musa, ALLAH`ı fiziksel olarak görmedikçe inanmayız," demiştiniz.*[15] Bakınıp dururken size yıldırım çarpmıştı.**[16]


[15] * 2:55 Allah`ın varlığına inanmak için fiziksel delil isteyenlerden söz eden bu ayetteki "Allah" kelimesi 19`cudur. Nitekim, 19 sayısı üzerine kurulu matematiksel sistem bize fiziksel bir delil sunar.

[16]** Yıldırım çarpması bir ceza olarak değil, bir ders olarak verilmişti. Nitekim bir sonraki ayet bunu iyice açıklıyor.


56- Sonra, belki şükredersiniz diye ölümünüzün ardından sizi diriltmiştik.

İsrailoğulları Sina`da:

Özgürlüğün Bedelini Ödemekten Kaçınıyorlar

57- Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için menna ve bıldırcın indirmiştik: "Size verdiğimiz iyi rızıklardan yiyin." Fakat onlar bize değil, sadece kendilerine zulmediyorlardı.

58- "Bu şehre girin. Orada dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan alçak gönüllü olarak girin ve dostça konuşun ki hatalarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara daha fazlasını veririz," demiştik.

59- Ancak içinizdeki zalimler, kendilerine verilen kelimeleri başka kelimelerle değiştirdiler. Nitekim, yoldan çıktıkları için zulmedenlerin üzerine gökten bir azap indirdik.

60- Musa, bir zamanlar halkı için su aramıştı. "Değneğinle taşa vur," demiştik. Bunun üzerine taştan on iki pınar fışkırmıştı. Her kabile, içmesi için ayrılan pınarı bilmişti: "ALLAH`ın rızkından yiyin için, yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın."

61- Fakat siz, "Musa! Artık tek bir çeşit yiyeceğe dayanamıyacağız. Rabbini bizim için çağır da bize fasulye, kabak, sarımsak, mercimek, soğan gibi toprağın bitirdiğinden yetiştirsin," demiştiniz de, "İyi olanı daha düşük olanla mı (özgürlüğü kölelikle mi) değiştirmek istiyorsunuz? İsterseniz Mısır`a geri dönün, orada aradığınızı bulabilirsiniz!," demişti. Böylece alçaklık ve yoksulluğa mahkum edildiler ve ALLAH`ın gazabına uğradılar.*[17] Çünkü onlar ALLAH`ın ayetlerine karşı sürekli nankörce davranıyorlar, peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Çünkü onlar, karşı gelip taşkınlıkta bulunuyorlardı.


[17]* 2:61 Sina çölünde özgürlüklerine kavuşan İsrailoğulları bir süre sonra Mısır`daki nimetleri özlemeye başladılar. Tanrı bu olayı aktarmakla bize özgürlüğün önemini anlatıyor.


Sadece Tanrı`ya Teslimiyet Kurtuluşu Garantiler

62- İnananlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH`a ve ahirete inanır ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab`leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.

63- Sina dağını üzerinize kaldırarak bir zamanlar sizden söz almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle sarılın, içindekileri hatırlayın ki korunasınız," demiştik.

64- Fakat bundan sonra da yüz çevirdiniz. ALLAH`ın size bol nimeti ve merhameti olmasaydı kaybederdiniz.

65- Sizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. Onlara "Aşağılık maymunlar olun," dedik.

66- Bu cezayı çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara bir ibret ve erdemli insanlar için de bir öğüt yaptık.

Detaylarla Dini Zorlaştırmayın*[18]


[18] * 2:67-71 Tevrat`ın Sayılar kitabının 19`uncu Suresinde geçen bu olayın burada aktarılmasıyla, Yahudilerin düştükleri hataları tekrarlamamamız istenir. Ne var ki müslümanlar aynı hataları işlediler. Allah`ın açıklamasını yeterli bulmayıp gereksiz detaylarla ilgili binlerce soru sordular ve peygamberin ölümünden sonra o sorulara cevap olarak hadis, sünnet ve fıkıh kitapları oluşturdular. Bu kitaplar, tırnağın nasıl kesileceğinden, tuvalete hangi ayakla girileceğine kadar uygulanması olanaksız binlerce kural ve haram icad ederek, Allah`ın dinini falanın filanın mezhebi haline dönüştürdüler. İçinde bir çok konunun açıklandığı Kuran`ın en uzun suresine "Düve" isminin verilmesiyle dinde yozlaşma ve dejenerasyonu başlatan eğilime dikkatimiz çekilmektedir. Ayrıca bak 5:6,101; 23:52-56 ; 42:21.


67- Hani, Musa halkına: "ALLAH bir düve boğazlamanızı emrediyor," demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun," deyince de "Cahilce davranmaktan ALLAH`a sığınırım," dedi.

68- "Bizim için Rabbini çağır da onun niteliğini bize açıklasın," dediler. "O diyor ki, o ne yaşlı ne genç, ikisinin ortasında bir düvedir. Size emredileni yapın," dedi.

69- "Bizim için Rabbini çağır da onun rengini de açıklasın," dedi ki: "O diyor ki, o rengi parlak sarı bir düvedir, bakanların içini açar," dediler.

70- "Bizim için Rabbini çağır da, onun niteliğini bize daha da açıklasın. Çünkü düveler bizce birbirine benziyor. ALLAH dilerse yolu buluruz," dediler.

71- "O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir," dedi. "İşte şimdi gerçeği getirdin!," diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmıyacaklardı.*

72- Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize atmıştınız. Oysa ALLAH gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı.

73- "(Düvenin) bir parçasıyla ona (öldürülene) vurun," dedik. İşte, ALLAH ölüleri böyle diriltir ve düşünesiniz diye ayetlerini (mucizelerini) böyle gösterir.*[19]


[19] * 2:73 Biyokimyacılar, düvenin dokusundaki DNA`ları yaşlı dokulara transfer ederek onları gençleştirmeyi başararak bu ayetin anlattığı mucizevi olayı günümüzde bilimsel yöntemlerle gerçekleştirmişlerdir. Bak 4:82.


74- Tüm bunlara rağmen yine kalpleriniz katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü öyle taşlar var ki kendisinden ırmaklar fışkırır. Bazıları yarılır, bağrından su çıkarır. Bazıları ise ALLAH`a olan saygıdan dolayı siner. ALLAH yaptıklarınızdan habersiz değildir.

75- Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Halbuki onların bir kısmı, ALLAH`ın sözünü işitip kavradıktan sonra, bile bile onu değiştirirlerdi.

76- İnananlarla karşılaşınca, "İnandık," derler; başbaşa kaldıklarında ise "Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH`ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz," derler.

77- Bilmezler mi ki ALLAH gizledikleri ve açıkladıkları herşeyi biliyor?

78- Aralarında ümmiler*2[20] var ki kuruntu ve söylentilerin dışında kitabı bilmezler; bildiklerini zannederler.


[20] * 2:78 "Ümmi" kelimesinin anlamı için 3:20; 7:157 ayetlerine bakınız.


Uydurdukları Kuralları ve Şeriatı

Halka "Dini" Diye Sunanlar

79- Kitab`ı elleriyle yazdıktan sonra onu ucuz bir fiyata satmak için onun ALLAH`tan olduğunu söyleyenlerin vay haline. Ellerinin yazdığından dolayı vay haline onların. Kazandıklarından dolayı vay haline onların!

80- "Sayılı birkaç gün dışında ateş bize değmeyecek," dediler. De ki: "ALLAH`tan böyle bir söz mü aldınız -ki ALLAH verdiği sözden dönmez- yoksa ALLAH adına bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?"

81- Günah işleyip suçu kendisini kuşatan kimseler ateş halkıdır; orada sürekli kalırlar.

82- İnanıp erdemli bir hayat sürenler ise cennet halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar.

İsrailoğullarıyla Sözleşme

83- İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: ALLAH`tan başkasına tapmayacak, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlarla dostça konuşacaksınız. Namazı gözetecek, zekatı vereceksiniz. Fakat bundan sonra pek azınız hariç döndünüz.

84- Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarından çıkarmıyacaksınız diye de sizden söz almıştık. Bunu kabul etmiş ve tanık olmuştunuz.

85- Tüm bunlardan sonra, sizler hala birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir grubu yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmanız zaten size haramken, bu yetmiyormuş gibi size esir düştüklerinde bir de onlardan fidye istiyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Böyle davrananların cezası dünya hayatında rezil olmak ve Diriliş Gününde de azabın en çetinine uğratılmaktan başka ne olabilir? ALLAH yaptıklarınızdan gafil değil.

86- Onlar, ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

İsrailoğullarına Gönderilen Elçiler ve Fanatism

87- Musa`ya kitabı verdik ve ondan sonra ard arda elçiler gönderdik. Meryemoğlu İsa`ya da apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. Hoşunuza gitmeyen bir şeyle ne zaman size bir elçi geldiyse büyüklük taslayarak onu yalanlamadınız mı veya öldürmediniz mi?

88- Hatta "Sabit fikirliyiz," dediler. Halbuki, inkarlarından dolayı ALLAH onları lanetlemişti! Bu yüzden onların pek azı inanır.

Kuran, Önceki Kitapları Onaylayıp Tamamlar

89- İnkarcılara karşı yardım beklemelerine rağmen, onlara ALLAH katından yanlarındakini doğrulayıcı bir kitap, bu bekledikleri şey, kendilerine gelince onu inkar ettiler. ALLAH`ın laneti, inkarcılara olsun!

90- ALLAH`ın, lütfunu kullarından dilediğine indirmesini çekemiyerek ALLAH`ın indirdiğini inkar etmek için kişiliklerini satmaları ne kötü! Böylece gazap üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azap var.

91- Kendilerine, "ALLAH`ın indirdiğine inanın!," denildiğinde, "Bize indirilene inanırız," diyerek ondan sonrasını inkar ederler. Oysa bu, yanlarında bulunanı doğrulayan gerçektir. "İnanmış idiyseniz, neden daha önce ALLAH`ın peygamberlerini öldürüyordunuz," de.

İsrailoğullarının Tarihinden Dersler

92- Musa, size mucizelerle gelmişti; fakat onun ardından buzağıyı tanrı edinerek zalimlerden oldunuz.

93- Hani üzerinize Tur dağını kaldırıp sizden söz almıştık: "Size verdiğim emirlere sıkıca sarılın ve dinleyin." Fakat "Dinledik ve karşı geldik," dediler. İnkarlarından dolayı kalpleri buzağı ile kandı. De ki: "İnanmışsanız, inancınız size ne de kötü yön veriyor!"

94- De ki: "İleri sürdüğünüz gibi, ahiret yurdu ALLAH tarafından hiçkimseye değil sadece size ayrılmışsa ve bu savınızda samimi iseniz haydi ölümü isteyin!"

95- Ellerinin işlediklerinden ötürü bunu asla dilemeyeceklerdir. ALLAH zalimleri bilir.

96- Onları, yaşamaya en düşkün insanlar olarak bulacaksın; putperestlerden bile fazla... Onlardan herbiri bin sene yaşamak ister. Oysa, uzun yaşaması onu azaptan uzaklaştırmaz. ALLAH yaptıklarını görendir.

97- Şunu de: "Kendinden öncekileri doğrulayıcı, inananlara yol gösterici ve müjde olarak ALLAH`ın izniyle bunu kalbine indiren Cibril`e her kim düşman olursa,

98- "Evet, ALLAH`a, meleklerine, elçilerine, Cibril`e ve Mikal`e kim düşman olursa bilsin ki ALLAH da kafirlerin düşmanıdır."

99- Sana apaçık ayetler indirmekteyiz. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkar etmez.

100. Her ne zaman bir anlaşma yaptılarsa onlardan bir grup onu bozup atmadı mı? Zaten onların çoğu inanmaz.

101. Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH`ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...

Büyücülük Kınanıyor

102. Süleyman`ın otoritesi hakkında şeytanların anlattığına uydular. Oysa Süleyman inkar etmedi; halka büyücülüğü ve Babil`de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğreten şeytanlar inkar etmişti. Bu ikisi: "Bu bir sınavdır, (bu bilgiyi kötüye kullanıp) nankör olmayın!," demedikçe kimseye onu öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden öğrendiklerini, koca ile karısının arasını açmak için kullandılar. Oysa ALLAH`ın izni olmadan onlar hiç kimseye bir zarar veremezdi. Kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı.*3[21] Üstelik, ona müşteri olanların ahirette bir payı olmadığını da iyi biliyorlardı. Karşılığında kişiliklerini sattıkları şey ne kötü. Bir bilselerdi!


[21]* 2:102 Büyücülüğün gerçek niteliği için bak 7:116-117.


103. Onlar inanıp günahlardan sakınmış olsalardı elbette ALLAH`tan alacakları ödül çok daha hayırlı olurdu. Bir bilselerdi!

104. İnananlar! "Raina (bize çobanlık et)," demeyin; "Unzurna (bizi gözet)," deyin ve dinleyin.*[22] İnkarcılar için acı bir azap var.


[22] * 2:104 "Raina" (bize çobanlık et) sözcüğü koyun gibi güdülmeyi ve kör taklitçiliği ifade eder. Müslümanlar, peygamber dahil hiç kimseyi koyun gibi izlemezler.


105. Kitaplıların inkarcıları da, putperestler de Rabbinizden size bir iyilik indirilmesini istemez. ALLAH rahmetini dilediğine verir. ALLAH büyük lütuf sahibi.

106. Daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir mucize veya sistemi*[23] yürürlükten kaldırmaz veya unutturmayız. ALLAH`ın herşeye gücü yettiğini bilmez misin?


[23] * 2:106 Kuran`da birbirini iptal eden ayetler olduğu ve hatta bazı ayetlerin hadislerle iptal edildiği biçimindeki şeytani inanç, bu ayetin anlamı saptırılarak desteklenmiştir. "Ayet" sözcüğü tekil olarak kullanıldığı 84 yerin hiç birinde Kuran ayetleri için kullanılmaz; tekil olarak kullanıldığı zaman sürekli olarak "işaret, delil, mucize" anlamlarına gelir. Ne var ki çoğul hali olan "Ayaat" (ayetler) ise, tekil anlamına ek olarak Kuran ayetleri için de kullanılır. Nitekim Kuran`ın bir "ayeti" daha doğrusu bir birimi /ifadesi tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değildir. Örneğin bir veya iki kelimeden oluşan birimler var ve bunlar, Kuran`ın tanımladığı ayet (mucize) özelliğini göstermez. Bazı kısa ifadeler Kuran`ın inişinden önce günlük konuşmada, kitaplarda ve şiirlerde kullanılan /kullanılabilen ifadelerdir. Örneğin bak 55:3; 69:1; 74:4; 75:8; 80:28; 81:26. Mucizelik özelliğini gösteren minimum ölçü bir sure (10:38) olup en kısa sure de 3 ayettir (103; 108; 110). Besmele, tek bir birim olduğu için kendi başına bir mucize değildir; ancak Kuran`in bütününü saran matematiksel örgü içinde mucizelik özelliğini kazanır. Ayetlerin (mucizevi özelliğe sahip olan ifadelerin) bir parçası olduğu için Besmele`den ayet diye sözedilebilir; ancak şunu unutmamak gerekir ki Tanrı, tekil olan "ayet" kelimesini Kuran`ın ayetleri için kullanmayarak, sadece mucizelerden sözetmeyi sağlamıştır. Nasih-Mensuh konusu için ayrıca 4:82 ayetine bakınız.


Yerin ve Göklerin Egemenliği

107. Yerin, göklerin egemenliğinin ALLAH`a ait olduğunu ve ALLAH`tan başka bir sahip ve yardımcın olmadığını bilmez misin?

108. Daha önce Musa`dan istendiği gibi, siz de elçinizden isteklerde mi bulunmayı arzuluyorsunuz? Kim inancı inkar ile değiştirirse o doğru yolu kaybetmiştir.

109. Kitap ehlinin birçoğu, gerçek kendilerine belli olduğu halde, özlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan sonra inkara döndürmeyi arzular. ALLAH emrini getirinceye kadar onları affet, görmemezlikten gel. ALLAH herşeye gücü yetendir.

110. Namazı gözetin, zekatı verin. Kendiniz için yapıp gönderdiğiniz her iyiliği elbette ALLAH katında bulacaksınız. ALLAH yaptığınız herşeyi görür.

Hangi Dinden Olursa Olsun, Sadece Tanrı`ya Kulluk Edip Erdemli Bir Hayat Süren Herkes Kurtulur

111. "Yahudi veya Hristiyanlardan başkası cennete giremez," dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin."*[24]


[24] * 2:111-113 Benzer iddianın "Müslümanlar" ca tekrar edilmesi hayret vericidir. 2:62 ve 5:59 ayetlerine rağmen!


112. Doğrusu, kim iyilik yaparak kendini ALLAH`a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin yanındadır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir.

113. Yahudiler: "Hristiyanların bir temeli yok," derken, Hristiyanlar da: "Yahudilerin bir temeli yok," dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Cahiller de tıpkı onlar gibi konuşur.* Diriliş günü ALLAH ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir.

114. ALLAH`ın mescidlerinde, O`nun isminin anılmasına engel olan ve oraların yıkılması için çalışan kimseden daha kötü kim olabilir? Halbuki onların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Onlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap var.

115. Doğu da batı da ALLAH`ındır. Nereye yönelirseniz ALLAH`ın yüzü oradadır. ALLAH her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

Büyük Cehalet

116. "ALLAH çocuk edindi," dediler. Haşa, O yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O`nundur, hepsi O`na boyun eğmiştir.

117. Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir işin olmasını dilerse, ona sadece "Ol," der ve olur.

118. Cahiller, "ALLAH bizimle konuşmalı veya bize bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi," dediler. Daha öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı. Kafaları birbirine benziyor. Biz mucizeleri, inanacak olanlara sergileriz.*[25]


[25] * 2:118 Mucizeler inananların inancını güçlendirir ama inkarcıları inandırmaz. Tanrı`nın sınav sistemi böyle gerektiriyor. Bak 74:31.


119. Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.

Fanatikler

120. Dinlerine girmedikçe ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar, senden hoşnut olmazlar. De ki: "Doğru yol ALLAH`ın yoludur." Sana gelen bilgiden sonra onların arzularına uyarsan ALLAH`a karşı seni savunacak ne bir dost ne de bir destekleyici bulamazsın.

121. Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi izleyenler buna inanır; inkar edenlerse kaybeder.

122. İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi ve diğer halklardan daha çok size bağışta bulunduğumu hatırlayın.

123. Kimsenin kimseden yana bir şey ödeyemediği, hiç kimseden fidye alınmadığı ve hiç kimseye şefaatin (aracılığın) yarar sağlamadığı ve yardımın kesildiği bir günden sakının.

İbrahim

124. Rabbi, bir zamanlar İbrahim`i birtakım kelimelerle sınamış; o da onlara eklemişti: (Tanrı) "Seni insanlara önder yapacağım," demişti. "Soyumdan da?..," deyince, "Zalimler benim sözüme dahil olmaz" buyurmuştu.*4[26]


[26] * 2: 124-126 Bu iki ayetin ilkinde İbrahim yanlış eklemede, ikincisinde ise yanlış çıkarmada bulunuyor. Bu çarpıcı diyalogta iki önemli konu öğretiliyor.


125. Kabeyi halk için bir odak noktası ve bir güven yeri kıldık. İbrahim`in makamını bir namaz yeri olarak kullanın. "Ziyaretçiler, kendini ibadete verenler ve eğilip secde edenler için ikiniz Evimi temiz tutun," diye İbrahim ve İsmail`i görevlendirmiştik.

126. İbrahim, "Rabbim, burayı güvenlik yeri kıl. ALLAH`a ve ahiret gününe inanan halkına ürünlerle rızık ver," deyince, "İnkar edene de rızık vereceğim. Onu kısa bir süre geçindirir, sonra onu ateş cezasına mahkum ederim. Ne kötü bir uğrak yeridir orası!," dedi.

İslam Dininin Tüm İbadetleri İbrahim`e Bildirildi

127. İbrahim, İsmail ile birlikte evin (kabenin) temellerini yükseltiyor: "Rabbimiz, bizden kabul et, şüphesiz sen İşitensin, Bilensin."

128. "Rabbimiz, ikimizi sana teslim olanlar (müslümanlar) yap. Soyumuzdan da sana teslim olan bir topluluk çıkar. Bize nasıl ibadet edeceğimizi göster, sana yönelmemizi kabul et, kuşkusuz sen yönelişleri kabul edensin, Rahimsin."

129. "Rabbimiz, onların arasından, ayetlerini onlara okuyacak, onlara kitabı ve bilgeliği öğretecek ve onları temizleyecek bir elçi gönder. Sen Yücesin, Bilgesin."

130. Kendini kandırandan başkası İbrahim`in dininden yüz çevirmez. Onu bu dünyada seçtik, ahirette de erdemli kişilerden olacak.

131. Rabb`i, kendisine "Teslim ol," dediğinde; "Evrenlerin Rabbine teslim oldum," diye karşılık vermişti.

132. İbrahim ve daha sonra Yakup şunu çocuklarına öğütledi: "Evlatlarım! ALLAH sizin için bu dini seçti; müslüman olarak ölmeye bakın."

133. Yakup can verirken tanık olsaydınız. O, çocuklarına: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz," diye sormuştu. Onlar da, "Senin Tanrın, ataların İbrahim, İsmail ve İshak`ın Tanrısı olan tek Tanrıya kulluk edeceğiz, biz O`na teslim olanlarız," demişlerdi.

134. Geçmişteki bir toplum bu! Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.

Tek Din: islam (Tanri`ya teslim olmak); tektanrıcılık

135. "Yahudi veya Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız," dediler. De ki: "Hayır, biz İbrahim`in tektanrıcı dinine uyarız. O, ortak koşanlardan olmadı."*[27]


[27] * 2:135 İslam, bir özel isim değildir. Adem`den itibaren tüm elçiler ve inananlar, kendilerini tanımlamak için, islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını kullanmışlardır (2:131; 3:95; 6:161; 7:126; 10:72; 27:31-32; 28:53). Tanrı yanında tek makbul din islamdır, yani Allah`a teslimiyettir. İbrahim, namaz, zekat, oruç ve hac pratiklerini öğretti (22:78). İbrahim`in izleyicisi Muhammed (16:123) ise Kuran`ı iletti.


136. "ALLAH`a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere, Musa`ya, İsa`ya verilene ve tüm peygamberlere Rab`leri tarafından verilenlere inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece O`na teslim olanlarız," deyiniz.*[28]


[28]* 2:135 Bak 2:285.


137. Sizin inandığınız gibi inansalar doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, karşıt olmuş olurlar. Onlara karşı ALLAH sana yeter. O İşitendir, Bilendir.

138. Budur ALLAH`ın sistemi! Kimin sistemi ALLAH`ınkinden daha iyidir? "Biz yalnız O`na kulluk ederiz."

139. "Bizimle ALLAH hakkında mı tartışıyorsunuz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Biz işlediğimizden, siz de işlediğinizden sorumlusunuz. Biz kendimizi sadece O`na adadık," de.

140. İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarının Yahudi veya Hristiyan olduğunu mu ileri sürüyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz yoksa ALLAH mı? ALLAH`ın bildirdiğini gizleyenden daha zalim kim olabilir? ALLAH yaptıklarınızdan gafil değil."

141. İşte onlar bir toplumdu; gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.

Bağnazlık ve Kör Taklidin Yıkılması:

Kutsal Mescit (Kabe) Kıble Oluyor

142. Halktan bazı beyinsizler: "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir? ," diyecekler. De ki: "Doğu da batı da ALLAH`ındır. O dileyeni doğru yola iletir."

143. Böylece sizi açık fikirli bir toplum kıldık ki halkın arasında tanıklar olabilesiniz ve elçi de aranızda tanık olabilsin. Elçiye uyanlarla topukları üzerinde geriye dönenleri birbirinden ayırmak için eskiden yöneldiğin kıbleyi değiştirdik.*[29] ALLAH`ın yol gösterdiği kimseden başkasına elbette bu ağır gelir. ALLAH imanınızı boşa çıkarmaz. ALLAH insanlara Şefkatlidir, Rahimdir.


[29] * 2:142-145 "Kıble", namazda dönmemiz gereken ortak noktadır. Kabe`nin tüm yöredeki kabilelerin kıblesi oluşu, genelde Araplar için, özelde Kureyş kabilesi için dinin ötesinde ekonomik ve politik bir öneme sahipti.

Müşriklerin, ataları olan İbrahim`in anısını devam ettirdiklerini bildirir Kuran ayetleri. Kıble ile ilgili ayetler inmeden önce Müslümanlar namaz kıldıklarında Mekkeli müşrikler gibi Kabe`ye yöneliyorlardı. Ne var ki, kendilerine uygulanan işkence ve zulum sonucu müslümanlar Medine`ye hicret edip yeni bir site-devleti kurdular. Merkezi Mekke`de olan mollagarşik müşrik koalisyonun yüklediği savaşların ve Medineli Hristiyanlarla olan yakın ilişkinin oluşturduğu ekonomik ve psikolojik faktörlerin etkisiyle müslümanlar bir başka yere (Küdus`e) yönelmeye karar verdiler. Ne var ki, Allah müslümanların Mescid-i Haram`a (Kutsal Mescid`e) dönmelerini istedi. Bunu 2:142-145 ayetlerinden anlıyoruz. Bu ayetler, müslümanların "eski kıbleleri olan" Kutsal Mescid`e dönmelerini emrederek peygamberimiz dönemindeki müslümanlar için zorlu bir sınav oluşturmuştur.

Medine`deki Hristiyan toplumla olan ilişkilerin oluşturduğu sosyal ve ekonomik çıkarları tercih edenler ve olayların oluşturduğu politik duyguların etkisinden kurtulamıyanlar bu kıble değişimini kabul edemiyerek dinden dönmüşlerdir (2:142-144).

Kısacası, kıblenin değişimini emreden ayetler, daha önce inen bir ayetin hukmünü neshetmemiştir. Muhammed peygamber liderliğinde Kabe`den başka bir kıbleye yönelen müminlerin tekrar Kabe`ye dönmesini ilk kez emreden ayetler olsa olsa bu toplumsal kararı neshetmiştir /kaldırmıştır.


144. Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Seni, hoşlanacağın bir kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Kutsal Mescid`e çevir. Nerede olursanız olun yüzlerinizi o yöne çevirin. Kuşkusuz, kendilerine kitap verilenler, bunun Rab`lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. ALLAH onların yaptığından gafil değildir.

145. Kitap verilenlere her türlü ayeti (mucizeyi) getirsen de onlar yine senin kıblene yönelmez. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymaz. Sana gelen bu bilgiden sonra, onların keyfine uyarsan zalimlerden olursun.

Bağlamından Kopararak ve

Gizleyerek Kitabın Anlamını Saptırmak

146. Kendilerine kitap verdiklerimiz, bu gerçekleri çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama yine de onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler.

147. Bu, Rabbinden gelen gerçektir; artık kuşkulanma.

148. Her birinizin seçtiği bir yön ve yöntem var; siz iyilikte yarışın. Nerede olursanız olun ALLAH sizi bir araya getirir. ALLAH elbette her şeye gücü yetendir.

149. Her nereden yola çıkarsan çık, (namaz için) yüzünü Kutsal Mescide*[30] doğru çevirmelisin. Bu, elbette Rabbinden gelen bir gerçektir. ALLAH yaptığınız hiç bir şeyden habersiz değildir.


[30] * 2:149 Muhammed`in Medine`deki mezarını bir başka "Kutsal Mescid"(Mescid-i Haram) olarak kabul etmek, peygamberin vefatından sonra uydurulan bir bidattır.


150. Her nereden yola çıkarsan çık, (namaz için) yüzünü Kutsal Mescide doğru çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin ki halkın size karşı bir eleştiri malzemesi olmasın. Zalimlere gelince, onlardan çekinmeyin, benden çekinin ki size olan nimetimi tamamlayayım ve siz de doğruya ulaşabilesiniz.

151. Nitekim, size ayetlerimi okuyacak, sizleri temizleyecek, size kitap ve bilgeliği öğretecek, bilmediklerinizi bildirecek bir elçiyi aranızdan seçip gönderdik.

152. Beni hatırlayın ki ben de sizi hatırlayayım. Bana teşekkür edin; nankörlük etmeyin.

153. İnananlar! Güçlüklere karşı sabır ve namaz ile yardım dileyin. ALLAH sabredenlerle beraberdir.

154. ALLAH yolunda öldürülenlere, "Onlar ölülerdir," demeyin. Aksine onlar diridir*[31] fakat siz farkında değilsiniz.


[31] * 2:154 İnananların bu dünya ile ilişkileri kesilmesine rağmen, bir başka boyutta yaşantıları vardır. Bak 3:169.


155. Sizi korkuyla, açlıkla, para, can, ve ürün kaybıyla sınayacağız. Müjde ver sabredenlere...*5[32]


[32] * 2:155 Dünyadaki sınav, her koşul altında SADECE Tanrı`ya kulluk edeceğimizi kanıtlamak için düzenlenmiştir (29:2).


156. Ki onlara bir musibet geldiğinde, "Biz ALLAH`a aidiz ve O`na dönücüyüz," derler.

Hac Ziyareti

157. İşte onlara, Rab`lerinden destek ve rahmet vardır. Onlar doğruya ulaşanlardır.

158. Safa ve Merve (tepeleri) ALLAH`ın işaretlerindendir. Hacc veya ziyaret (umre) için Ev`e varan birisi o ikisi arasında gidip gelebilir. Kim gönülden bir iyilik yaparsa, ALLAH Şükrede, Bilir.

Dinadamlarının İşlediği Büyük Suç

159. İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti, -biz kitapta halka açıkladıktan sonra- gizleyenleri hem ALLAH ve hem de tüm lanetleyenler lanetler.

160. Ancak, yönelip kendilerini düzeltenler ve (kitabı) açıklayanlar hariç; onların tevbesini kabul ederim. Ben tevbeleri kabul edenim, Rahim`im.

161. İnkar edip inkarcı olarak ölenler ise hem ALLAH`ın, hem meleklerin ve hem halkın lanetini kazanır.

162. O durumda sürekli kalırlar. Azapları hafifletilmez ve ertelenmez.

163. Tanrınız bir tek Tanrı; O`ndan başka tanrı yoktur. Rahman`dır, Rahim`dir.

Tanrı`nın Doğadaki Ayetleri

164. Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün birbiriyle yer değiştirmesinde, insanların yararı için okyanusta akıp giden gemilerde, ALLAH`ın gökten su indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve orada yaydığı her çeşit canlıda, rüzgarları ve gök ile yer arasında hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için elbette ayetler (dersler ve kanıtlar) vardır.*[33]


[33] * 2:164 Doğa da Tanrı`ın bir kitabıdır. "Ayetler" kelimesi, Kuran boyunca hem Tanrı`nın sözel yasası ve hem de doğal yasası için kullanılır. Tanrı`nın yasaları arasında çelişki değil uyum vardır. Bu uyuma tanık olmak için her iki kitabı da hurafeler eklemeden inceleyip kavramak gerekir. Tanrı`nın doğadaki fiziksel ayetlerini önemserek ona teslim olanlar bu teslimiyetlerine karşılık teknoloji ve refah ile ödüllendirilirler. Bak 2:106.


Putlaştırılanlar, Putlaştıranlara Karşı

165. ALLAH`tan başkasını tanrı edinen ve ALLAH`ı sever gibi onları seven kimseler var. İnananlar ise en çok ALLAH`ı sever. O zulmedenler, azabı gördükleri zaman tüm gücün ALLAH`a ait ve ALLAH`ın azabının çetin olduğunu anlayacaklarını bir bilselerdi!

166. O zaman, uyulanlar kendilerine uyanlardan uzak duracaktır.*[34] Artık azabı görmüşlerdir ve aralarındaki tüm bağlar kesilmiştir.


[34] * 2:165-166 İsa, Meryem, Muhammed, Ali, ve Tanrı dostları, kendilerini çeşitli yollarla putlaştıran kişileri Diriliş Gününde reddedeceklerdir. Ayrıca bak 16:86; 46:5-6; 25:30 ve Matta İncili 7:21-23.


167. Uyanlar şöyle diyecek: "Keşke bir şansımız daha olsaydı da onların şimdi bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık." Böylece ALLAH yaptıklarını pişmanlığa dönüştürür; ateşten çıkamazlar.

Şeytanı İzleyenler Uydurma Haramlar Üretir

168. İnsanlar! Yerin helal ve temiz ürünlerinden yeyin, Şeytanın adımlarını izlemeyin; o size açık düşmandır.

169. O size kötülüğü, hayasızlığı ve ALLAH`a bilmediğiniz şeyleri yakıştırmanızı emreder.

Ataları Körükörüne İzlemek

170. Onlara, "ALLAH`ın indirdiğine uyun," dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz," derler. Peki, ataları bir şey düşünemiyen ve doğru yolu bulamıyan kimseler olsalar da mı?!

171. İnkarcıların durumu, sözleri ancak bağırma ve çağırma biçiminde algılayarak (anlamadan) tekrarlayan kişi gibidir. Sağır, dilsiz ve kördürler; düşünmezler.

Sadece Dört Hayvansal Madde Haram Edilmiştir

172. İnananlar, size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yeyin. ALLAH`a şükredin, sadece O`na tapıyorsanız.

173. O, size sadece leş, kan, domuz eti ve ALLAH`tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Her kim (bunları yemeye) mecbur kalırsa, (suistimal yolunu) aramamak ve sınırı aşmamak koşuluyla günah işlemiş olmaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.*[35]


[35] * 2:172-173 Kuran boyunca hayvanlarla ilgili dört madde haram kılınmıştır (6:145; 16:115). Bunların dışındaki haramlar, Hadis ve Sünnet denilen uydurmaları Kuran`a eş koşarak mezheplere bölünenlerce oluşturulmuştur. Tanrı`nın haram etmediğini haram etmek Tanrı`ya eş koşmaktır (6:121,147).


Gerçekleri Gizleyen Dinadamları

174. ALLAH`ın indirdiği kitaptan bir şey gizleyip onu az bir değere değişenler, karınlarına ateş tıkınıyorlar. Diriliş Gününde ALLAH onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Onlara acı verici bir azap var.

175. Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve affedilme karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar!

176. Böyledir; çünkü ALLAH gerçeği içeren kitabı indirmiştir ve kitap hakkında tartışanlar ise doğrusu derin bir anlaşmazlık içindedir.*6[36]

İyilik Tanımlanıyor


[36] * 2:174-176 Kuran`ın olağanüstü matematiksel sistemini ve onun getirdiği mesajı gizlemeye çalışan din adamları da bu ayetlerle kınanan tavrı göstermektedirler.


177. Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değil. İyiler o kimseler ki ALLAH`a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanırlar; akrabalara, yetimlere, muhtaçlara, yolda kalmışlara, dilencilere ve köleleri özgürlüğe kavuşturmaya seve seve para yardımında bulunurlar; namazı gözetir, zekatı verir, sözleştikleri vakit sözlerinde dururlar; zorluğa, sıkıntıya ve zulme karşı direnirler. İşte doğru olanlar onlardır, erdemli olanlar da onlardır.

Ölüm Cezasını Sınırlamak ve Caydırmak

178. İnananlar! Öldürmede size eşitlik farz kılındı. Hürre karşı hür, köleye köle, kadına kadın... Ama kim maktulun hısımları tarafından bağışlanırsa, o zaman uygun olanı yapması ve diyeti güzelce ödemesi gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra kim sınırı aşarsa onun için acı bir azap var.

179. Sizin için bu eşitlikte hayat kurtarma vardır, ey akıl sahipleri, böylece korunursunuz.*7[37]


[37] * 2:178-179 Kuran ölüm cezasını hoş görmez. Canı bağışlamak için her çeşit bahane sunulur; hatta katillerin canını bile... Öldürülen kişinin tarafı, katilin öldürülmesi yerine para cezasını uygun görebilir. Kuran`a göre, bu daha iyi bir davranıştır. Ayrıca ölüm cezası her öldürme vakası için geçerli değildir. Örneğin, kadın erkeği öldürürse yahut tersi gerçekleşirse o zaman katile ölüm cezası verilemez. Bunun yerine toplumun öngördüğü başka bir cezaya mahkum edilir. Para cezası veya mecburi hizmet cezası, bazı durumlarda hapis cezasından daha uygun ve ekonomik olabilir.


Vasiyet Yaz

180. Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir.*[38]


[38] * 2:180 Mezhepçiler, bu ayetin "artık akrabalara vasiyet yoktur" hadisiyle geçersiz kılındığını iddia ederler. Allah`ın ayetlerini hadislerle değiştirenleri Muhammed ahirette suçlayacaktır (25:30)


181. Kim işittikten sonra onu değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. ALLAH İşitendir, Bilendir.

182. Vasiyet edenin yanlışlık veya haksız bir paylaşım yapacağını sezen birisi olaya karışıp durumu düzeltirse günah işlemiş olmaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

183. İnananlar, sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, sakınmanız için size de farz kılındı.*8[39]


[39] * 2:183-187 Namaz, hac ve zekat gibi oruç da İbrahim`den bize ulaşmaktadır (22:73,78). Her hangi bir düzeltme veya değişiklik varsa bize bildirilir. Örneğin 2:187 ile Ramazan gecelerinde cinsel ilişkiye izin verilmiştir. Ayrıca Kuran`ın dışındaki kitaplarda oruç bozmanın cezası (kefaret) olarak öngürülen 60 gün oruç, Kuran`a aykırıdır. Kuran, oruç bozmayı oruç tutmama olarak değerlendirir ve fazla oruç tutmakla cezalandırmaz.


184. Sayılı günlerde... Hasta olanlarınız veya yolculukta bulunanlarınız tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Güç yetirenler bir yoksulu doyurarak adakta bulunsunlar. Kim gönül isteğiyle (daha fazla yoksulu doyurmak için) iyilik yaparsa kendisi için daha iyidir; ancak oruç tutmanız sizin için en iyisidir, bir bilseniz!

185. Ramazan, insanlara yol gösterici, apaçık bir öğreti ve yasa kitabı olan Kuran`ın indirildiği aydır. Kim o aya ulaşırsa oruç tutsun. Hasta veya yolcu olanlarınız, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde oruç tutar. ALLAH sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Böylece (oruç günlerinin) sayısını tamamlar, sizi doğruya ulaştıran ALLAH`ı yüceltip şükredersiniz.

186. Kullarım beni sana soracak olurlarsa bilsinler ki ben yakınım. Beni çağırdığı vakit çağıranın çağrısına karşılık veririm. Doğru yolu bulmaları için onlar da bana karşılık vermeli ve bana inanmalı.

Ramazan Orucu İçin Kolaylık Getiriliyor

187. Oruç gecelerinde*9[40] kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH`ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar* orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar ALLAH`ın koyduğu sınırlardır; onları çiğnemeyin. ALLAH korunmaları için ayetlerini halka böyle açıklar.


[40] * 2:187 Kuran literatüründe "gece" sözcüğü, güneşin batışından doğuşuna kadar olan süreyi tanımlar.


Rüşvet Alıp Vermeyin

188. Paralarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Halkın parasını haksız yere yemek amacıyla bile-bile memurlara/yöneticiler rüşvet vermeyin.

Açık Sözlü Olun

189. Sana ayın evrelerini soruyorlar. De ki o, insanlar ve hac ibadeti için bir zaman ölçüsüdür. İyilik, lafı dolandırmak değildir,*[41] iyilik sakınmaktır. Dürüst olun. Kurtuluşunuz için ALLAH`ı dinleyin.


[41] * 2:189 "Eve arkalarından girmeyiniz!" ifadesi bir deyimdir. Üstü kapalı sözler ve sorularla muhatabı eleştirmek verimli bir iletişim yöntemi değildir; düşmanlığa ve yanlış anlamalara neden olur.


Savunma Amacıyla Savaş

190. Sizinle savaşanlarla ALLAH yolunda savaşın. Saldırgan olmayın. ALLAH saldırganları sevmez.*[42]


[42] * 2:190 Savaşa, savunma amacıyla izin verilmiştir. Bak 60:8-9.


191. Onları yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın; zulüm ve işkence öldürmekten beterdir. Kutsal Mescid`in yanında sizinle savaşmadıkça onlarla savaşmayın. Size saldırırlarsa siz de onlara saldırın. İnkarcıların cezası böyledir.

192. Son verirlerse, ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

193. Zulüm ve işkence ortadan kalkıncaya ve din ALLAH için oluncaya kadar onlarla savaşın.*[43] Son verirlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.


[43]* 2:193 Tanrı`nın dini (yasası), inanç ve düşünce özgürlüğünü temel prensip edinir. Tanrı`nın dini, bugünün terimiyle demakratik ve federal laik sisteme benzer bir toplumsal yapıyı öngürür.


194. Kutsal ay ancak iki taraflı gözetilebilir. Ateşkese uymak karşılıklıdır. Size saldırırlarsa onlara aynen saldırın. ALLAH`ı dinleyin ve bilin ki ALLAH erdemlilerin yanındadır.

195. ALLAH yolunda harcayın, kendi kendinizi zarara sokmayın. İyilik edin. ALLAH iyilik edenleri sever.

196. Hac ve umreyi ALLAH için tamamlayın. Engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar başınızı traş etmeyin; ancak hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunanlar, oruç, sadaka veya herhangi bir ibadetle fidye vermeli. Güven ortamında, her kim Hac zamanına kadar (ihramdan çıkarak) umreden yararlanırsa, kolayına gelen bir kurban göndermeli. Bunu yerine getiremiyenler, hac anında üç gün, ve döndükten sonra da yedi gün olmak üzere toplam on gün oruç tutmalı. Bu, ailesi Kutsal Mescid civarında oturmayanlar içindir. ALLAH`ı dinleyin ve bilin ki ALLAH`ın azabı çetindir.*10[44]


[44] * 2:196 Hac ve umre Kutsal Aylarda beraber yapılmalı; ancak Umre (Kabe ziyareti) her zaman yapılabilir.


Hac İçin AyrılanDört Ay

(Zilhicc, Muharrem, Safer, Rabi-ül Evvel)

197. Hac, bilinen aylarda uygulanmalı.*[45] Kim o aylarda hacca karar vermişse bilsin ki, hacda cinsel ilişki, kötülük yapmak, tartışmak yoktur. Yaptığınız her iyiliği ALLAH bilir. Yol için azığınızı hazırlarken en hayırlı azığın erdemlilik olduğunu unutmayın. Anlayış sahipleri! Beni dinleyin.


[45] * 2:197 Hac, Kutsal Aylar olan Zil-Hicce, Muharrem, Safer ve Ra-biül Evvel aylarının başında yapılabilir (2:189). Böylece dört Kutsal ayın ilk günlerinde olmak üzere bir yılda dört hac düzenlemek mümkündür. Haccı bir kaç güne sıkıştırmak uygulaması milyonlarca hacıyı yetersiz servis, pislik ve kargaşalığa mahkum ediyor. Bak 9:37.


198. Rabbinizin lütfunu (hac bölgesinde ticaret yaparak) aramanızda sakınca yok. Arafat`tan ayrıldığınızda Kutsal Bölgede ALLAH`ı anın. Sizi doğru yola ilettiği için O`nu anın; bundan önce siz sapıtmıştınız.

Putperest Halk Hac İbaditini Uyguluyordu

199. Sonra, halkın topluca yayıldığı yerden siz de yayılın, ALLAH`tan bağışlanma dileyin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

200. Töreninizi bitirdiğiniz zaman, atalarınızı andığınız gibi, hatta daha güçlü olarak ALLAH`ı anmayı sürdürün. Halktan kimi "Rabbimiz, bize bu dünyada ver," der; onun ahiretten bir payı olmaz.

201. Kimi de, "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi ateşin azabından koru," der.

202. Hepsinin kazandıklarından bir payı vardır. ALLAH hesabı çabuk görendir.

Mina: Haccın Son Töreni

203. Sayılı günlerde (Mina`da) ALLAH`ı anın. Erdemli davrandıkları sürece, bunu iki günde bitirmek için acele edene bir günah yoktur, geri kalana da bir günah yoktur. ALLAH`ı dinleyin, ve O`nun huzurunda toplanacağınızı unutmayın.

Görünüş Aldatıcı Olabilir

204. Dünya hayatı hakkında, sözleri senin hoşuna giden bazı kişiler var. Azılı bir düşman olduğu halde kalbinde olana ALLAH`ı tanık tutar.

205. Dönüp gidince, yeryüzünde bozgunculuk yapmak, malı ve nesli yok etmek için çabalar. ALLAH bozgunculuğu sevmez.

206. Kenidisine "ALLAH`ı dinle," dendiğinde kibir ve gurur içinde hiddetlenir. Onun hakkından cehennem gelir; ne kötü bir meskendir!

207. Halktan öylesi de var ki kendini ALLAH`ın rızasını kazanmaya adar. ALLAH kullarına çok şefkatlidir.

208. İnananlar, tümüyle teslim olun. Şeytanın adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.

209. Size apaçık deliller gelmesine rağmen doğru yoldan kayarsanız, bilesiniz ki ALLAH Üstündür, Bilgedir.

210. ALLAH`ın ve meleklerin yoğun bulutlar arasından kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? O zaman her şey biterdi ve her şey ALLAH`a döndürülürdü.*[46]


[46] * 2:210 Allah ve melekler görünseydi, herkes inanmak zorunda kalacak ve sınavın bir anlamı kalmayacaktı. Dünyada bulunuşumuzun amacı Şeytanın meydan okumasını reddetmek ve Tanrı`nın mutlak otoritesini onaylamaktır.


Miyopluk

211. İsrailoğullarına sor, onlara nice apaçık ayetler verdik! Kendisine ALLAH`ın nimeti geldikten sonra onu değiştirenler için ALLAH ağır bir ceza verir.*[47]


[47] * 2:211 Kuran`ın matematiksel mucizesi büyük bir nimet olup sorumluluk yükler. Ayrıca bak 5:115.


212. İnkar edenler için dünya hayatı çekicidir. Bu yüzden inananlarla alay ederler. Oysa erdemliler Diriliş Günü onların üstündedir. ALLAH dilediğine hesapsız şekilde nimetler bahşeder.

213. İnsanlar bir tek topluluktu. ALLAH peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve anlaşmazlığa düştükleri konularda halkın arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği içeren kitabı indirdi. Oysa kitap verilenler kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan ötürü onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Fakat ALLAH, izniyle inananları onların anlaşmazlığa düştüğü gerçeğe ulaştırdı. ALLAH dilediğini/dileyeni doğru yola iletir.*[48]


[48]* Bak 57:22-23.


Zorluk ve Sıkıntı Yoluyla Test

214. Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler gibisi sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Onlar zorluk ve sıkıntıya uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki elçi ve beraberindeki inananlar, "ALLAH`ın yardımı ne zaman," dediler. İyi bilin ki ALLAH`ın yardımı yakındır.

215. Nasıl yardım edeceklerini soruyorlar sana. De ki, "Para ve mal yardımlarınızı ana-babaya, yakınlara, öksüzlere, yoksullara ve yolda kalmışlara yapmalısınız." İşlediğiniz her iyiliği ALLAH bilir.

216. Sevmediğiniz halde savaş size zorunlu kılındı. Sevmediğiniz bir şey sizin için iyi ve sevdiğiniz bir şey de sizin için kötü olabilir. Siz bilmeseniz de ALLAH bilir.

217. Sana, Kutsal Ayda savaşmak konusunu da soruyorlar. De ki: "Onda savaş büyük bir günahtır. Fakat ALLAH`ın yolundan çevirmek, O`na ve Kutsal Mescid`e nankörlük etmek ve halkını oradan çıkarmak ALLAH yanında daha büyük bir günahtır. Çünkü baskı ve zulüm, öldürmekten daha büyük bir suçtur." Güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşırlar. Sizden kim dininden döner ve inkarcı olarak ölürse, tüm yaptıkları dünyada ve ahirette boşa çıkar. Onlar ateş halkıdır ve orada sürekli kalıcıdır.

218. İnananlar, ALLAH yolunda göç edenler ve çaba harcayanlar ALLAH`ın rahmetini umar. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Sarhoş Ediciler, Kumar ve Sadaka

219. Sana sarhoş edicilerden* ve kumardan sorarlar: "O ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür," de.*[49] Ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: "Artanı," de. ALLAH ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz...


[49] * 2:219 "Sarhoş ediciler" diye çevirdiğimiz Arapça sözcüğün kökü "hamara" olup, "örtmek" anlamına gelir. Bu kelimeyi "şarap" ve "içki" olarak çevirerek kapsamını daraltmak ne yazık ki yaygın bir hatadır. Aklı örten bütün alkollü içecekler; esrar, kokain, eroin gibi bütün uyuşturucu maddeler bu ayetteki yasağın kapsamına girer. Alkollü içeceklerin, uyuşturucuların ve kumarın toplum ve birey hayatına verdiği zarar malumdur. Bak 5:90-91. Sarhoş edici maddelerden ve kumardan para kazanmak ve neşeli vakit geçirmek yarar olarak sayılabilir. Hadis ve Sünneti Kuran`a ortak koşanlar, bu ayeti neshederek inkar ederler.


220. bu dünya ve ahiret hakkında... Sana bir de öksüzler hakkında sorarlar: De ki, "Onları erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir. Mallarını mallarınıza katarsanız aile bireyiniz olurlar." ALLAH bozanı düzeltenden ayırdetmesini bilir. ALLAH dileseydi sizi zora sokardı. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.

Müşriklerle Evlenmeyin

221. İnanmadıkça, ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. İnanan bir hizmetçi kadın ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır; ondan hoşlansanız bile. Ortak koşan erkeklerle, inanıncaya kadar kızlarınızı evlendirmeyin. İnanan bir hizmetçi erkek ortak koşandan daha hayırlıdır, hoşlansanız bile... Onlar, ateşe çağırıyor. ALLAH ise cennete ve bağışlanmaya çağırır ve öğüt almaları için ayetlerini halka açıklar.

Aybaşı Hali; Cinsel İlişki

222. Sana aybaşı halini sorarlar, De ki: "O bir rahatsızlıktır. Aybaşı halinde olan kadınlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve ondan kurtuluncaya kadar onlara yaklaşmayın. Kurtuldukları zaman ALLAH`ın size uygun gördüğü yerden onlarla cinsel ilişkide bulunun. ALLAH yönelenleri sever, arınanları sever."*[50]


[50] * 2:222 Kuran, kadınları korumak amacıyla, aybaşı halindeki kadınlarla sadece cinsel ilişkiyi yasaklar. Aybaşı halindeki kadınlar, namaz kılmalı, oruç tutmalı, Kuran okumalıdır.


223. Kadınlarınız, (tohum ektiğiniz) tarlalarınızdır. Tarlanıza dilediğiniz gibi varın.*[51] Kendiniz için geleceğe hazırlanın. ALLAH`ı dinleyin ve onunla mutlaka karşılaşacağınızı bilin. İnananlara müjde ver.


[51]* 2:223 Cinsel ilişkinin pozisyonu konusunda sınrlama koymayan bu ayet, kadını tohumların ekildiği tarlaya benzeterek dolaylı olarak anal ilişkiyi dışlar.


Çıkarınız İçin Tanrı`nın Adına Yemin Etmeyiniz

224. Halk arasında iyi, erdemli ve dürüst görünmek için ALLAH`ı yeminlerinize alet etmeyin. ALLAH İşitir, Bilir.

225. ALLAH yaptığınız kasıtsız yeminlerinizden sizi sorumlu tutmaz; ancak kalbinizdeki gerçek niyetinizden sorumlu tutar. ALLAH Bağışlayandır, Şefkatlidir.

Boşanma Hukuku

226. Kadınlarını boşamayı tasarlayanlar (sağlıklı bir karar için) dört ay beklemeli. Vazgeçip uzlaşırlarsa ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.*11[52]


[52] * 2:226 Peygamberden sonra uydurulan hadis ve sünneti Kuran`a ortak koşanlar, erkeğin ağzından çıkan bir sözle kadının ebediyen boşanacağı gibi bir hükmü geçerli kılmışlar ve mezheplere göre değişen çelişkili "talak" (boşama) hükümleriyle, sayısız aileyi dağıtmışlardır
kullanıcının tüm mesajlarını bul
Alıntı ile Cevapla
Yeni Yorum Gönder 


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  nato genel sekreterinin görev süresi kaç yıldır? admin 0 1,532 11.09.2015 04:27
Son Yorum: admin
  Fatir Suresi 36 alimallah 0 1,933 26.10.2013 22:26
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 4 alimallah 0 1,329 19.10.2013 22:12
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 2 alimallah 0 1,291 19.10.2013 22:11
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 3 alimallah 0 1,311 19.10.2013 22:11
Son Yorum: alimallah

Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi


Sitemizde bulunan materyallerin 'Allah' (C.C), rızası için çoğaltılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
Ayrıca sitede bulunan konularda, yorum yapan şahısların, yapmış oldukları yorumlar sadece şahsi bir yorum olduğu bilinmelidir.