Kâlû harrikûhu vansurû âlihetekum in kuntum fâılîn(fâılîne).
1. kâlû : dediler
2. harrikû-hu : onu yakın
3. vansurû (ve unsurû) : ve yardım edin
4. âlihete-kum : ilâhlarınıza
5. in kuntum : eğer siz iseniz
6. fâılîne : yapanlar
İmam İskender Ali Mihr : Eğer yapabilirseniz, onu (İbrâhîm A.S`ı) yakın! Ve ilâhlarınıza yardım edin. dediler.
Diyanet İşleri : (İçlerinden bazıları), Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir şey yapacaksanız dediler, yakın onu da mâbutlarınıza yardım edin.
Adem Uğur : (Bir kısmı
Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Onu (İbrahim`i) yakarak tanrılarınıza destek verin. . . Eğer elinizden bir şey gelirse (bunu yapın). "
Ahmet Tekin : Bir kısmı, saray ileri gelenleri:
`Eğer bir şey yapmakta kararlı iseniz, şunu yakın da, tanrılarınıza yardım edin, öclerini alın` dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: `Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin!`
Ali Bulaç : Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."
Ali Fikri Yavuz : (Nemrud ve kavmi şöyle) dediler: - Bunu (İbrâhîmi) yakın da İlâhlarınızın öcünü alın; eğer bir iş yapacaksanız...
Bekir Sadak : Onlar: «Bir sey yapacaksaniz, sunu yakin da tanrilariniza yardim edin» dediler.
Celal Yıldırım : Onlar, «eğer (İbrahim`e ceza olarak bir şey) yapacaksanız onu ateşte yakın da tanrılarınıza yardımcı olun» dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar: `Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin` dediler.
Diyanet Vakfi : (Bir kısmı
Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
Edip Yüksel : `Bir şey yapacaksanız onu yakın da tanrılarınızı destekleyin,` dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Siz bunu, dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Onlar): «Siz bunu yakın da tanrılarınızın öcünü alın, eğer birşey yapacaksanız!» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar: «Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin» dediler.
Fizilal-il Kuran : O zaman soydaşları «Eğer ilahlarınızın tarafını tutacaksanız İbrahim`i ateşe atınız da böylece onları destekleyiniz» dediler.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve tanrılarınıza yardımda bulunun."
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Ona yakın! (bu suretle) Tanrılarınıza yardım edin, eğer (bir iş) yapanlarsanız».
Hayrat Neşriyat : (Bazıları
`Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!` dediler.
İbni Kesir : Onlar: Bir şey yapacaksanız şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin, dedi
Muhammed Esed : "Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o`nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «O`nu yakınız ve ilâhlarınıza yardım ediniz. Eğer yapacak kimseler iseniz.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: Eğer bir iş yapacaksanız, şunu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!
Şaban Piriş : -Eğer bir şey yapacaksanız, şunu yakın da, ilahlarınıza yardım edin, dediler.
Suat Yıldırım : "Eğer yapacağınız bir şey varsa, dediler, o da bunu yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın!"
Süleyman Ateş : Dediler: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.»
Ümit Şimşek : `Eğer bir iş yapacaksanız,` dediler, `onu yakarak tanrılarınıza yardımcı olun.`
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Yakın bunu! Eğer birşey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin."