Enbiya Suresi 95
Ve harâmun alâ karyetin ehleknâhâ ennehum lâ yerciûn(yerciûne).
1. ve harâmun : ve haramdır, yasaktır, imkânsızdır
2. alâ karyetin : şehre, şehir halkına
3. ehleknâ-hâ : biz onu helâk ettik
4. enne-hum : muhakkak onlar
5. lâ yerciûne : dönmezler, dönemezler
İmam İskender Ali Mihr : Ve helâk ettiğimiz bir kasaba halkının, oraya dönmesi (yeniden hayata getirilmesi) haramdır (imkânsızdır).
Diyanet İşleri : Helâk ettiğimiz bir memleket halkının bize dönmemeleri imkânsızdır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Helâk ettiğimiz bir şehir halkının, dönüp bizim tapımıza gelmemesine imkân yok.
Adem Uğur : Helâk ettiğimiz bir belde için artık (yeniden mâmur olmak) imkânsızdır; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir.
Ahmed Hulusi : Yok ettiğimiz bir bölgedekilere haramdır ki; onlar rücu edemezler!
Ahmet Tekin : Günahları sebebiyle helâk ettiğimiz bir memleket halkının dünyaya tekrar dön-memeleri, tevbeye fırsatlarının olmaması kesin, diriltilmemeleri, huzurumuzda hesaba çekilmemeleri imkânsızdır.
Ahmet Varol : Bizim helak ettiğimiz bir şehre artık (dünya) hayatı haramdır. Şüphesiz onlar bir daha dönemezler.
Ali Bulaç : Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.
Ali Fikri Yavuz : Helâk ettiğimiz bir memleket halkına mümkün değildir, artık onlar tevbeye dönemezler.
Bekir Sadak : Yok ettigimiz kasaba halkinin ahirette ceza gormek uzere Bize donmemesi imkansizdir.
Celal Yıldırım : Yok etmemiz gereken kasaba halkının (yok olduktan sonra dünyaya dönmesi veya yok olma noktasına geldikten sonra pişmanlık duyup tevbe ederek) dönüş yapması haramdır, (mümkün değildir).
Diyanet İşleri (eski) : Yok ettiğimiz kasaba halkının ahirette ceza görmek üzere Bize dönmemesi imkansızdır.
Diyanet Vakfi : Helâk ettiğimiz bir belde için artık (yeniden mâmur olmak) imkânsızdır; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir.
Edip Yüksel : Helak ettiğimiz bir toplumun tekrar dönmesi yasaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : İhlâk ettiğimiz karyeye dahi haramdır ki rücu` etmiyecek olsunlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Helak ettiğimiz bir belde (halkı) nın Bize dönmemesi imkansızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yok ettiğimiz bir memleket (ahalisinin ahiretteki cezasını da çekmek üzere) bize dönmemesi gerçekten imkansızdır.
Fizilal-il Kuran : Yok ettiğimiz kentlerin halklarının hesap vermek üzere bize dönmemeleri imkânsızdır.
Gültekin Onan : Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.
Hasan Basri Çantay : Helak etdiğimiz bir memleket (ahâlisinin) hakıykaten (mahşere) dönmemeleri imkânsızdır.
Hayrat Neşriyat : Helâk ettiğimiz bir şehrin (halkının mahşer günü bize) dönmemeleri, şübhesiz ki mümkün değildir.
İbni Kesir : Helak ettiğimiz kasaba halkına da haramdır. Onlar geri dönmezler.
Muhammed Esed : Bu bakımdan, yok etmeye karar verdiğimiz herhangi bir toplumun, (tuttuğu günahkarca yoldan) bir daha geri dönmesi asla mümkün değildir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kendisini helâk ettiğimiz bir belde (ahalisi) için memnudur ki, onlar dönmeyecekler olsunlar.
Ömer Öngüt : Helâk ettiğimiz bir memleket (halkının) bize dönmemesi imkânsızdır.
Şaban Piriş : Helâk ettiğimiz bir belde halkının da (bize) dönmemesi imkansızdır
Suat Yıldırım : İmha ettiğimiz bir memleket halkının, mahşerde huzurumuza gelmemesi mümkün değildir.
Süleyman Ateş : Helâk ettiğimiz bir ülkeye artık (yaşamak) harâmdır: Onlar bir daha geri dönemezler.
Tefhim-ul Kuran : Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkânsız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.
Ümit Şimşek : Helâkine hükmettiğimiz bir belde ahalisinin üzerinde yasak vardır; onlar artık geri dönemezler.
Yaşar Nuri Öztürk : Helâk ettiğimiz bir kente/medeniyete yaşamak haram edilmiştir. Onlar bir daha geri dönemezler.
|