Fussilet Suresi 52
Kul e reeytum in kâne min indillâhi summe kefertum bihî men edallu mimmen huve fî şikâkın baîd(baîdin).
1. kul : de, söyle
2. e : mı
3. reeytum : siz gördünüz
4. in : eğer, ise
5. kâne : oldu
6. min : den
7. indillâhi (indi allâhi) : Allah`ın indinde, katında
8. summe : sonra
9. kefertum : siz küfrettiniz
10. bihi : onu
11. men : kim, kimse, kişi
12. edallu : daha dalâlette
13. mimmen (min men) : o kimseden
14. huve : o
15. fî : de, içinde
16. şikâkın : ayrılık
17. baîdin : uzak
İmam İskender Ali Mihr : De ki: Gördünüz mü? Eğer O (Kur`ân), Allah`ın indinden ise sonra da siz O`nu inkâr ettinizse, uzak bir ayrılığın içinde olandan daha çok dalâlette kim vardır?
Diyanet İşleri : De ki: Ne dersiniz? Eğer o (Kuran) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Kur`ân`ın Allah katından geldiğini görmüşseniz, sonra da ona kâfir olmuşsanız haber verin bana, gerçeğe tamâmıyla aykırı kalandan daha sapık kimdir ki?
Adem Uğur : De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur`an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir aynlığa düşenden daha sapık kim vardır?
Ahmed Hulusi : De ki: "Düşünün bakalım, eğer (bildirilen) Allâh indîndense, siz de Onu inkâr etmişseniz, (Hakikatten) bu kadar uzak düşmüş birinden daha sapık kim olabilir!"
Ahmet Tekin : `Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kurân Allah katından gelmişse, sonra, siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman büsbütün haktan uzak bir muhâlefet ve düşmanlık içinde olanlardan daha başına buyruk, hak yoldan daha uzak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki daha çok tercih eden kim olabilir?` de.
Ahmet Varol : De ki: `Ne düşünürsünüz; eğer o (Kur`an) Allah katından ise sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kim olabilir?`
Ali Bulaç : De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur`an) Allah katından ise, sonra siz onu inkâr etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), de ki: - Söyleyin bakayım, (ey kâfirler), eğer o Kuran, Allah tarafından olub da sonra siz onu inkâr etmişseniz, hakdan çok uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olur?
Bekir Sadak : De ki: «Kuran Allah katindan gelmis olup da siz de onu inkar etmisseniz, soyleyin bana, derin bir cikmazda bulunan kimseden daha sapik kim vardir?»
Celal Yıldırım : De ki: Söyler misiniz ? Eğer Bu Kur`ân Allah`tan indirilmişse, siz de O`nu inkâr etmiş bulunuyorsanız, uzak bir ayrılık içinde olan kimseden daha sapık, daha şaşkın kim vardır?
Diyanet İşleri (eski) : De ki: `Kuran Allah katından gelmiş olup da siz de onu inkar etmişseniz, söyleyin bana, derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?`
Diyanet Vakfi : De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur`an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim vardır?
Edip Yüksel : De ki, `Ya o (mesaj) ALLAH`tan idiyse ve siz de onu yalanlamış iseniz? Buna karşı kesin bir tavır alandan daha sapık kim olabilir?
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki söyleyin bakayım, eğer o Kur`an Allah tarafından da sonra siz ona küfretmiş iseniz o uzak şikaka düşenden daha şaşkın kim olur?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Söyleyin bakalım! Eğer o Kur`an Allah tarafından (gelmiş olup) da sonra siz onu inkar etmişseniz o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olabilir?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey Muhammed! De ki: «Ne dersiniz? O Kur`ân Allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak`tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?»
Fizilal-il Kuran : De ki: «Kur ân Allah katından gelmiş olup da sizde onu inkar etmişseniz, söyleyin bana derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»
Gültekin Onan : De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kuran) Tanrı katından ise, sonra siz ona küfretmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) de ki: «Eğer o (Kur`an) Allah nezdinden (gelmiş) de sonra siz ona küfr etmişseniz, bana haber verin, (hakdan) uzak bir muhaalefetde bulunanın ta kendisi olan (siz) den daha sapkın kimdir»?
Hayrat Neşriyat : De ki: `Söyleyin bana! Ya (Kurân) Allah tarafından (gelmiş) de sonra (siz) onu inkâr etmişseniz? (O zaman haktan) uzak bir ayrılık içinde olan o kimseden daha sapık kim olabilir?`
İbni Kesir : De ki: Şayet o, Allah katından gelmiş ve siz de onu inkar etmişseniz; söyleyin bana: Derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?
Muhammed Esed : De ki: Ya inkar ettiğiniz bu (vahiy), gerçekten Allah`tan ise (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Kendisini kötülüğe ve eğriliğe (bu kadar) çok kaptırandan daha sapık kim olabilir?"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bana haber veriniz! Eğer o, (Kur`an) Allah tarafından olmuş ise, sonra onu inkar etmiş iseniz, uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»
Ömer Öngüt : De ki: "Gördünüz mü? Eğer o Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
Şaban Piriş : De ki: -Eğer bu (Kuran) Allah katından gelmiş; sonra da siz onu inkar etmişseniz, gördünüz mü uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kim vardır?
Suat Yıldırım : Artık söyleyin bakalım: "Eğer bu Kurân Allah tarafından gönderilmiş de, siz bunu red ve inkâr etmişseniz, o takdirde haktan iyice uzaklaşmış olan sizlerden daha sapık kim olabilir?"
Süleyman Ateş : De ki: "Gördünüz mü, ya o (Kur`an) Allâh tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur`an) Allah katından ise, sonra da siz ona (karşı) küfretmişseniz, (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?»
Ümit Şimşek : De ki: Söyleyin bana, eğer bu Kur`ân Allah katından ise ve siz de onu yalanlamış iseniz, haktan böylesine uzak düşmüş kimseden daha şaşkın kim olabilir?
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Söyleyin bakalım, o Kur`an Allah katından ise, siz de onun üstünü örttünüzse, o dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır?"
|