Hakka Suresi 26
Ve emmâ men ûtiye kitâbehu bi şimâlihî fe yekûlu yâ leytenî lem ûte kitâbiyeh.
1. ve emmâ : ve, ama, ise
2. men : kişi, kimse
3. ûtiye : verilir
4. kitâbe-hu : onun kitabı, amel defteri, hayat filmi
5. bi şimâli-hî : onun solundan
6. fe : artık, o zaman
7. yekûlu : der, söyler
8. yâ leyte-nî : bana yazıklar olsun, keşke bana
9. lem ûte : verilmez
10. kitâbi-yeh : kitabım, amel defterim, hayat filmim
İmam İskender Ali Mihr : Ve kitabı (hayat filmi) solundan verilen kimse ise o zaman: Keşke bana kitabım verilmeseydi. der.
Diyanet İşleri : Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: Keşke kitabım bana verilmeseydi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve ama kimin kitabı, sol yanından verilirse artık der ki: Keşke verilmeseydi kitabım.
Adem Uğur : Kitabı sol tarafından verilene gelince, der ki:" Keşke, bana kitabım verilmeseydi!"
Ahmed Hulusi : Yaşam bilgisi kayıtları (kitabı) solundan oluşmuş olana gelince; o da şöyle der: "Keşke bana kayıtlarım hiç verilmeseydi!"
Ahmet Tekin : Amel defteri solundan verilen ise:
`Keşke bana kitabım, sicilim verilmeseydi.` der.
Ahmet Varol : Kimin de kitabı solundan verilirse o da der ki: `Keşke bana kitabım verilmeseydi.
Ali Bulaç : Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."
Ali Fikri Yavuz : Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: - Eyvah! Keşke kitabım bana verilmeseydi...
Bekir Sadak : (25-29) Fakat kitabi kendisine solundan verilen kimse: «Kitabim keske bana verilmeseydi; keske hesabimin ne oldugunu bilmeseydim; bu is keske son bulmus olsaydi; malim bana fayda vermedi; gucum de kalmadi» der.
Celal Yıldırım : Kitabı sol tarafından verilene gelince: Ah keşke kitabım solumdan verilmeseydi!
Diyanet İşleri (eski) : (25-29) Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: `Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı` der.
Diyanet Vakfi : (25-26) Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!
Edip Yüksel : Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, `Keşke kitabım bana verilmeseydi,` der,
Elmalılı Hamdi Yazır : Amma kitabına soliyle irdirilmiş olan da der ki: eyvah keşke erdirilmese idim kitabıma
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak kitabı sol tarafından verilen der ki: «Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi bana!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke kitabım verilmeseydi de,
Fizilal-il Kuran : Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke bana kitabım verilmeseydi,
Gültekin Onan : Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."
Hasan Basri Çantay : Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, «Ah keşki benim kitabım verilmeseydi».
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki kitâbı sol eline verilene gelince, artık (o) şöyle der: `Keşke bana kitâbım verilmeseydi!`
İbni Kesir : Kitabı solundan verilmiş olana gelince; der ki: Keşki kitabım bana verilmeseydi.
Muhammed Esed : Sicili sol eline tutuşturulana gelince, "Eyvah!" diye feryad edecek, "Keşke sicilim bana gösterilmeseydi,
Ömer Nasuhi Bilmen : (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»
Ömer Öngüt : Kitabı sol eline verilmiş olana gelince, o da der ki: "Kitabım keşke bana verilmeseydi!"
Şaban Piriş : Kitabı solundan verilen ise şöyle der: -Eyvah, keşke kitabım verilmeseydi.
Suat Yıldırım : Ama hesap defteri sol tarafından verilen kimse: "Eyvah der, keşke verilmez olaydı bu defterim!
Süleyman Ateş : Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke bana Kitabım verilmeseydi!"
Tefhim-ul Kuran : Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: «Bana keşke kitabım verilmeseydi.»
Ümit Şimşek : Defteri solundan verilen ise, `Keşke defterim verilmeseydi,` der.
Yaşar Nuri Öztürk : Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"
|