Hayr Nedir
BAKARA 177
MiM
Ruh, nefs, beden ve aklin uyum icerisindeki mükemmelliği, yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz degil, hayrin: ruh, nefs, beden ve akıl ile uyum icerisindeki mükemmelliğidir. Hayırda mükemmellik, o kişinin hakkıdır ki, o;
Allah`a,
âhiret gününe,
meleklere,
kitaplara,
peygamberlere inanır.
mala olan düşkünlüğüne rağmen, hem;
akrabaya,
yetimlere,
çaresizlere,
yolda kalmışlara,
yoksullara,
özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir,
hem Allah a kulluk görevleri(salate)ni kul Hakkına uyarak yerine getir(ıkame)ir ve hemde allah in verdigi rahmetleri salat esnasinda paylasirlar.
Böyleleri söz verdiklerinde verdikleri sözlere sadik kalirlar. Bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar.
İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlar, Allah`tan korkup kötülüklerden sakınanlarin ta kendileri.
Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl besâi ved darrâi ve hînel bes(besi) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).
1. leyse : değil
2. el birre : birr, ebrar kılacak davranış biçimi, ruh, nefs, beden ve aklin uyum icerisindeki mükemmelligi
3. en tuvellû : dönmeniz, yönelmeniz
4. vucûhe-kum : yüzleriniz
5. kıbele : yön, cihet
6. el maşrıkı : doğu
7. ve el magrıbi : ve batı
8. ve lâkinne : ve lâkin, fakat
9. el birre : birr, ebrar kılacak davranış biçimi, ruh, nefs, beden ve aklin uyum icerisindeki mükemmelligi
10. men : kim
11. âmene : âmenû oldu (Allah`a ulaşmayı diledi) îmân etti
12. billâhi (bi allâhi) : Allah`a
13. ve el yevmi el âhırı : ve sonraki gün
14. ve el melâiketi : ve melekler
15. ve el kitâbi : ve kitap
16. ve en nebiyyine : ve peygamberler
17. ve âte : ve verdi
18. el mâle : mal
19. alâ hubbi-hi : ona sevgi duyma, sevme
20. zevî el kurbâ : yakınlık sahipleri, akrabalar
21. ve el yetâmâ : ve yetimler
22. ve el mesâkîne : ve çalışamayacak durumdaki ihtiyarlar
23. ve ibne es sebîli : ve yolcu
24. ve es sâilîne : ve isteyenler (muhtaçlar)
25. ve fî er rıkâbi : ve kölelerin, esirlerin kurtulması hakkında, konusunda (kurtulması için)
26. ve ekâme es salâte : Allah a karşı kulluk vazifelerini yerine getirme ibadeti yerine getirdi, devam ettirdi
27. ve âte ez zekâte : ve allah in verdigi rahmetleri salat esnasinda paylasmak
28. ve el mûfûne : ve vefa eden, hakkıyla yerine getiren
29. bi ahdi-him : (onların) ahdlerini
30. izâ âhedû : ahd verdikleri zaman
31. ve es sâbirîne : ve sabredenler
32. fî el be`sâi : sıkıntıda, musîbet isabet ettiği zaman, hastalıkta
33. ve ed darrâi : ve darlık, zorluk, zaruret
34. ve hîne : ve o zamanda, o hallerde
35. el be`si : şiddetli savaş
36. ulâike : işte onlar
37. ellezîne sadakû : onlar sadık oldular, sadık olanlar
38. ve ulâike : ve işte onlar
39. hum(u) el muttekûne : onlar muttakiler, takva sahipleri
*****************************************************
|