İllemreetehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne).
1. illemre`ete-hu : onun hanımı (kadını) hariç
2. kaddernâ : hükmettik (kaderini tayin ettik), takdir ettik
3. inne-hâ : muhakkak o
4. le min el gâbirîne : mutlaka geride kalanlardan, helâk olanlardan
İmam İskender Ali Mihr : Onun hanımı (kadını) hariç. Çünkü onun mutlaka geride kalanlardan (helâk olacaklardan) olmasını takdir ettik.
Diyanet İşleri : (59-60) Lûtun ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lûtun karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yalnız karısını kurtarmayacağız, onun, helâk olanlarla berâber şehirde kalmasını takdîr ettik.
Adem Uğur : (Fakat Lût`un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.
Ahmed Hulusi : "(Lût`un) karısı hariç. . . Onun, geride kalanlardan olmasını takdir ettik. "
Ahmet Tekin : `Karısı müstesna. Biz, karısının geride kalanlardan, helâk edilenlerden olmasına hükmettik.` dediler.
Ahmet Varol : Yalnız karısı hariç. Onu, muhakkak azapta kalacaklar arasında olmasını uygun gördük.`
Ali Bulaç : "Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır."
Ali Fikri Yavuz : Yalnız Lûtun karısını, gerçekten azab içinde kalanlardan takdîr ettik.
Bekir Sadak : (58-60) soyle cevap vermislerdi: «Biz suphesiz suclu bir millete gonderildik. Lut`un ailesi bunun disindadir. Karisi haric hepsini kurtaracagiz. Karisinin geride kalanlardan olmasini gerekli bulduk."*
Celal Yıldırım : Yalnız Onun karısını değil; onun (helak olmasını) takdîr etmişizdir ; o elbette geride kalanlardandır» demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : (58-60) Şöyle cevap vermişlerdi: `Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut`un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk.`
Diyanet Vakfi : «(Fakat Lût`un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.»
Edip Yüksel : `Yalnız karısı hariç; onun geride kalanlardan olmasını kararlaştırdık,` dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak karısını takdir ettik o muhakkak kalacaklardandır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yalnız karısı hakkında karar verdik; O, muhakkak kalacaklardandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yalnız Lût`un karısı müstesnâ, çünkü onun helak edilenlerle birlikte yok edilmesini takdir ettik.
Fizilal-il Kuran : Yalnız Lût`un eşi hariç, onun geride kalanlar arasında olmasını uygun gördük.
Gültekin Onan : "Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır."
Hasan Basri Çantay : «Karısı başka. Biz onun mutlakaa geride kalan kimselerden olması (lüzum) unu takdîr etdik»,
Hayrat Neşriyat : `Ancak karısı hâriç; şübhesiz ki onun (isyankârlığı yüzünden) geride kalanlardan olmasını takdîr ettik.`
İbni Kesir : Karısı müstesna. Karısının geride kalanlar arasında bulunmasını takdir ettik.
Muhammed Esed : bir tek, (Allah`ın, hakkında
`Biz geride kalanların arasında olmasını öngördük!` (dediği, Lut`un) karısı bunun dışında".
Ömer Nasuhi Bilmen : Zevcesi başka, takdir ettik ki, muhakkak o, elbette (azapta) kalacaklardandır.
Ömer Öngüt : Karısının geride kalanlardan olmasını uygun bulduk.
Şaban Piriş : (59-60) Lût ailesini, -geride kalanlardan olması kesinleşen karısı dışında- hepsini kurtaracağız.
Suat Yıldırım : (58-60) "Haberin olsun!" dediler, "Biz, Lutun ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."
Süleyman Ateş : "Ancak karısı hâriç. Onun da (suçlularla beraber) kalanlardan olmasını uygun gördük."
Tefhim-ul Kuran : «Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır.»
Ümit Şimşek : `Ancak karısını geride kalacaklar arasında bıraktık.`
Yaşar Nuri Öztürk : "Lût`un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik."