Hicr Suresi 73
Fe ehazethumus sayhatu muşrikîn(muşrikîne).
1. fe : böylece
2. ehazethum : onları aldı, yakaladı
3. es sayhatu : bir sayha (korkunç ses dalgası)
4. muşrikîne : güneş doğduğu vakit orada bulunanları (şark zamanı orada olanlar)
İmam İskender Ali Mihr : Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.
Diyanet İşleri : Derken güneşin doğuşu sırasında, o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helâk ediverdi.
Adem Uğur : Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
Ahmed Hulusi : Güneş doğarken, o korkunç titreşimli ses onları yakaladı.
Ahmet Tekin : Güneş doğarken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.
Ahmet Varol : Derken güneşin doğma vaktine girmeleriyle birlikte onları o çığlık alıverdi.
Ali Bulaç : Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet onları, güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi.
Bekir Sadak : Tanyeri agarirken, ciglik onlari yakalayiverdi.
Celal Yıldırım : Güneş doğarken bir ses, bir uğultu onları yakalayıverdi.
Diyanet İşleri (eski) : Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
Diyanet Vakfi : Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
Edip Yüksel : Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken, güneş doğmaya başlarken onları, o sayha, korkunç ses tutuverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Güneş doğarken o korkunç çığlık onları yakaladı.
Fizilal-il Kuran : Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular.
Gültekin Onan : Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Hasan Basri Çantay : Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o (korkunç) ses yakalayıverdi.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet gündoğumuna ulaşan kimseler iken o (korkunç) ses onları yakaladı.
İbni Kesir : Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi.
Muhammed Esed : Ve derken, tan yeri ağarırken, (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakaladı onları
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi.
Ömer Öngüt : Tanyeri ağarırken o korkunç çığlık onları yakalayıverdi.
Şaban Piriş : Güneşin doğuşuyla birlikte onları bir çığlık yakaladı.
Suat Yıldırım : Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları!
Süleyman Ateş : Güneşin doğma zamanına girerlerken korkunç ses onları yakaladı.
Tefhim-ul Kuran : Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Ümit Şimşek : Gün doğarken o korkunç ses onları yakaladı.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.
|