Hicr Suresi 74
Fe cealnâ âliyehâ sâfilehâ ve emternâ aleyhim hıcâreten min siccîl(siccîlin).
1. fe cealnâ : böylece kıldık, yaptık
2. âliye-hâ : onu, en yüksek (yaptık)
3. sâfile-hâ : onu en alçak (yaptı)
4. âliye-hâ sâfile-hâ : onun üstünün altına gelmesi, onun yükselip alçalması
5. ve emternâ : ve yağmur yağdırdık
6. aleyhim : onların üzerine
7. hıcâreten min siccîlin : siccîlden (öldürücü) taşlar
İmam İskender Ali Mihr : Böylece onun (o beldenin) üstünü altına getirdik. Onların üzerine siccîl`den (öldürücü) taşlar yağdırdık.
Diyanet İşleri : Hemen onların altını üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ülkelerinin altını üstüne getirdik, üstlerine balçıktan meydana gelmiş taşlar yağdırdık.
Adem Uğur : Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Ahmed Hulusi : Oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine siccilden taşlar (pişirilmiş taşlaşmış çamur - volkanik lav) yağdırdık.
Ahmet Tekin : Böylece, ülkenin altını üstüne getirdik. Belirlenmiş cezanın infazı için üzerlerine balçıktan dökülerek pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Ahmet Varol : O an (şehirlerinin) üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Ali Bulaç : Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.
Ali Fikri Yavuz : Hemen şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de çamurdan pişirilmiş taş yağdırdık.
Bekir Sadak : Memleketlerini alt ust ettik, uzerlerine sert tas yagdirdik.
Celal Yıldırım : Şehirlerinin üstünü altına getiriverdik ve üzerlerine çamurdan pişirilmiş taş yağdırdık.
Diyanet İşleri (eski) : Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
Diyanet Vakfi : Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Edip Yüksel : Onun altını üstüne getirdik. Üzerlerine çamurdan yapılmış sert taşlar indirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derhal şehirlerinin üstünü altına getiriverdik ve üzerlerine siccilden taşlar yağdırdık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derhal şehirlerinin üstünü altına getirdik ve balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık üzerlerine.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz, onların şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Fizilal-il Kuran : Beldelerinin altını üstüne getirdik ve üzerlerine taşlaşmış balçık kütleleri yağdırdık.
Gültekin Onan : Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.
Hasan Basri Çantay : Hemen (şehirlerinin) üstünü altına getirdik. Tepelerine de balçıkdan pişirilmiş bir taş (yağmuru) yağdırdık.
Hayrat Neşriyat : Böylece oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık!
İbni Kesir : Ülkelerinin üstünü altına getirdi. Üzerlerine sert taş yağdırdık.
Muhammed Esed : ve böylece (bu günahkar şehirlerin) altını üstüne getirdik; belirlenmiş cezanın infazı için üzerlerine püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Hemen onların üstünü altına getirdik ve onların üzerine balçıktan yapılmış taşlar yağdırdık.
Ömer Öngüt : Şehirlerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Şaban Piriş : Tavanlarını yerin dibine geçirdik. Üzerlerine de yağmur gibi pişmiş taşlar yağdırdık.
Suat Yıldırım : Bir anda şehirlerinin üstünü altına çevirdik. Pişirilmiş çamurdan yapılmış taş yağmuruna tuttuk onları!
Süleyman Ateş : O kentin üstünü altına getirdik ve üzerlerine de çamurdan pişmiş taşlar yağdırdık.
Tefhim-ul Kuran : Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.
Ümit Şimşek : Şehirlerinin altını üstüne getirdik ve başlarına ateşte pişmiş taşlar yağdırdık.
Yaşar Nuri Öztürk : O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
|