Ve ennellezîne lâ yuminûne bil âhıreti atednâ lehum azâben elîmâ(elîmen).
1. ve ennellezîne (enne ellezîne) : ve muhakkak o kimseler ki
2. lâ yu`minûne : inanmazlar, mü`min olmazlar (kalplerine îmân yazılmaz)
3. bi el âhıreti : ahirete
4. a`tednâ : hazırladık
5. lehum : onlar için, onlara
6. azâben : bir azap
7. elîmen : elîm, acı
İmam İskender Ali Mihr : Ve onlar, muhakkak ki ahirete (Allah`a mülâki olmaya ve kıyâmet gününe) inanmayan (kalplerinde îmân yazmayan) kimselerdir. Onlar için elîm azap hazırladık.
Diyanet İşleri : (9-10) Gerçekten bu Kuran en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan müminler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Âhirete inanmayanlara gelince: Onlara elemli bir azap hazırladık.
Adem Uğur : Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de elemli bir azap hazırlamışızdır.
Ahmed Hulusi : Sonsuz gelecek yaşamları olduğuna iman etmeyenlere de, kendileri için acı azap hazırladığımızı (müjdeler).
Ahmet Tekin : Âhirete, ebedî yurda inanmayacak olanlara da can yakıp inleten müthiş bir azap hazırladık.
Ahmet Varol : Ahirete inanmayanlar için de acıklı bir azap hazırladığımızı (bildirir).
Ali Bulaç : Ve şüphesiz, ahirete inanmayanlar için de acı bir azab hazırlamışızdır.
Ali Fikri Yavuz : Ahirete iman etmiyenlere de, acıklı bir azab hazırladığımızı haber verir.
Bekir Sadak : (9-10) Dogrusu bu Kuran en dogru yola goturur ve yararli is yapan muminlere buyuk ecir oldugunu, ahirete inanmayanlara can yakici bir azap hazirladigimizi mujdeler. *
Celal Yıldırım : Âhiret`e inanmayanlara elem verici bir azabı hazırladığımızı bildirir.
Diyanet İşleri (eski) : (9-10) Doğrusu bu Kuran en doğru yola götürür ve yararlı iş yapan müminlere büyük ecir olduğunu, ahirete inanmayanlara can yakıcı bir azap hazırladığımızı müjdeler.
Diyanet Vakfi : Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de elemli bir azap hazırlamışızdır.
Edip Yüksel : Ahirete inanmıyanlara gelince, onlar için acı bir azap hazırlamış bulunuyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Âhırete inanmıyanlara dahi elîm bir azâb hazırlamışızdır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ahirete inanmayanlara da acı bir azap hazırlamışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ahirete inanmayanlara da can yakıcı bir azab hazırlamışızdır.
Fizilal-il Kuran : Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için acıklı bir azap hazırladığımızı bildirir.
Gültekin Onan : Ve şüphesiz ahirete inanmayanlar için de acı bir azab hazırlamışızdır.
Hasan Basri Çantay : Âhirete îman etmezler (e gelince
onlar için de şübhesiz pek acıklı bir azâb hazırladığımızı (bildirir).
Hayrat Neşriyat : Hem âhirete îmân etmeyenlere, kendileri için hakikaten (pek) elemli bir azab hazırladığımızı (haber verir)!
İbni Kesir : Ahirete inanmayanlar; onlar için elem verici bir azab hazırladık.
Muhammed Esed : ve ahirete inanmayanlara da kendileri için çok can yakıcı bir azap hazırladığımızı (haber vermektedir).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, ahirete imân etmezler, muhakkak ki onlar için de pek acıklı bir azap hazırlamışızdır.
Ömer Öngüt : Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de acıklı bir azap hazırladık.
Şaban Piriş : Ahirete inanmayanlara ise, onlara da acı veren bir azap hazırlamış olduğumuzu müjdeler.
Suat Yıldırım : Âhirete inanmayanlara ise gayet acı bir azap hazırladığımızı bildirir.
Süleyman Ateş : Âhirete inanmayanlara da acı bir azâb hazırlamışızdır.
Tefhim-ul Kuran : Ve şüphesiz, ahirete inanmayanlar için de acıklı bir azab hazırlamışızdır.
Ümit Şimşek : Âhirete inanmayanlar için ise acı bir azap hazırladığımızı bildirir.
Yaşar Nuri Öztürk : Âhirete inanmayanlar var ya, onlar için biz korkunç bir azap hazırlamışızdır.