Kaf Suresi 2
Bel acibû en câehum munzirun minhum fe kâlel kâfirûne hâzâ şeyun acîbun.
1. bel : hayır
2. acibû : şaşırdılar
3. en câe-hum : onlara gelmesi
4. munzirun : bir uyarıcı
5. min-hum : onlardan, kendilerinden
6. fe : bunun üzerine
7. kâle : dedi
8. el kâfirûne : kâfirler
9. hâzâ : bu
10. şey`un : bir şey
11. acîbun : acayip, şaşılacak
İmam İskender Ali Mihr : Hayır, kendilerinden bir nezirin onlara gelmesine şaşırdılar. Bunun üzerine kâfirler: Bu şaşılacak bir şey. dediler.
Diyanet İşleri : (1-2) Kâf. Şerefli Kurâna andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: Bu tuhaf bir şeydir!
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, onlar, içlerinden bir korkutucunun gelmesine şaşıp kaldılar da kâfirler, gerçekten de dediler, bu şaşılacak bir şey.
Adem Uğur : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."
Ahmed Hulusi : Bilakis aralarından bir uyarıcı onlara geldi diye hayret ettiler de, o hakikat bilgisini inkâr edenler şöyle dedi: "Bu çok acayip bir şey. . . "
Ahmet Tekin : İçlerinden, kendilerine, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldiğine doğrusu şaşırdılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allaha iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler:
`Bu şaşılacak bir şeydir.`dediler.
Ahmet Varol : Hayır, kendilerine içlerinden bir uyarıcı gelmesine hayret ettiler de o inkar edenler: `Bu şaşılacak bir şeydir` dediler.
Ali Bulaç : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: "Bu şaşılacak bir şey" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu (o Kureyşli) kâfirler, kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da şöyle dediler: - Bu, tuhaf bir şey!...
Bekir Sadak : (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
Celal Yıldırım : (2-3) Hayır, içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamberin gelmesine şaştılar da, kâfirler: «Bu şaşılacak şey!» dediler. «Biz öldüğümüz ve toprağa dönüştüğümüz zaman (tekrar dirilecek miyiz) ? Bu, uzak çok uzak bir dönüş!.
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: `Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür` dediler.
Diyanet Vakfi : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: «Bu şaşılacak bir şeydir.»
Edip Yüksel : İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, `Bu tuhaf bir şey` dediler,
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu şaştılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir şey
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler dediler ki: «Bu şaşılacak şey!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğrusu kâfirler kendi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki: «Bu şaşılacak bir şeydir!
Fizilal-il Kuran : Kafirler aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da «Bu şaşılacak bir şeydir» dediler.
Gültekin Onan : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: "Bu şaşılacak bir şey" dediler.
Hasan Basri Çantay : Bil`akis o kâfirler, kendilerine içlerinden inzâr edici (bir peygamber) geldi diye, hayrete düşdüler de «Bu, dediler, şaşılacak bir şey».
Hayrat Neşriyat : Bil`akis kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine hayret ettiler de, o kâfirler dedi ki: `Bu, şaşılacak bir şeydir!`
İbni Kesir : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kafirler: Bu, şaşılacak bir şey, dediler.
Muhammed Esed : Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar; ve bu hakikat inkarcıları: "Ne tuhaf bir şey bu!" diyorlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : (1-2) Kâf. Ve bereketi pek ziyâde olan Kur`an hakkı için. Habibim! O kâfirler, seni tasdik etmediler. Belki kendilerinden bir korkutucu gelmesinden teaccüb ettiler. O kâfirler dedi ki: «Bu şaşılacak bir şey.»
Ömer Öngüt : Aralarından bir uyarıcının gelmiş olmasına şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şey!"
Şaban Piriş : Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar da, kafirler: Bu, acayip bir şey, dediler.
Suat Yıldırım : (2-3) Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: "Bu, ne tuhaf şey!" dediler, "Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal!"
Süleyman Ateş : İçlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kâfirler: "Bu tuhaf bir şeydir" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı korkutucunun gelmesine şaştılar da, o kâfirler: «Bu şaşılacak bir şey» dediler.
Ümit Şimşek : Kâfirler içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da `Bu ne acaip şey!` dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!"
|