Kamer Suresi 8
Muhtıîne iled dâi, yekûlul kâfirûne hâzâ yevmun asir(asirun).
1. muhtiîne : hızlı yürüyen, koşan
2. ilâ ed dâi : davetçiye doğru
3. yekûlu : derler
4. el kâfirûne : kâfirler
5. hâzâ : bu
6. yevmun : bir gün
7. asirun : çok zor
İmam İskender Ali Mihr : Davetçiye doğru koşan kâfirler: Bu, çok zor bir gün. diyecekler.
Diyanet İşleri : Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, Bu zor bir gün derler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yönelirler çağırana; kâfirler, bugün derler, ne de zorlu gün.
Adem Uğur : Dâvetçiye koşarlarken o esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
Ahmed Hulusi : Çağırıcıya süratle koşan Hakikat bilgisini inkâr edenler: "Bu şiddetli bir gündür!" derler.
Ahmet Tekin : Davet edene, İsrafile doğru kabirlerden boyunlarını uzatarak, fırlayarak çıkarlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allaha iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler:
`Bu zor bir gündür.` derler.
Ahmet Varol : Çağırıcıya boyunlarını uzatıp koşarak. İnkar edenler: `Bu zor bir gündür` derler.
Ali Bulaç : Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün."
Ali Fikri Yavuz : Çağırıcıya (İsrâfilin sesine) doğru koşarak, kâfirler (bu kıyamet gününde şöyle) diyecektir: - Bu çok şiddetli bir gündür.
Bekir Sadak : (7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.
Celal Yıldırım : Çağrıcıya doğru koşarlar. Kâfirler ise, «bu zorlu ve sıkıntılı bir gün !» derler.
Diyanet İşleri (eski) : (7-8) Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: `Bu, zorlu bir gündür` derler.
Diyanet Vakfi : (7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
Edip Yüksel : Çağırıcıya doğru koşarlarken, inkarcılar, `Bu zorlu bir gündür,` derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çağırana koşarak, der ki kâfirler: Bu pek zorlu bir gündür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çağırana koşarak, kafirler: «Bu çok çetin bir gündür!» derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O çağırana koşarak, kâfirler: «Bu çetin bir gündür.» derler.
Fizilal-il Kuran : Kendilerini çağıran görevliye doğru koşarlar. O zaman kafirler «Bu zor bir gündür» derler.
Gültekin Onan : Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün."
Hasan Basri Çantay : o da`vet ediciye (boyunlarını uzatıb) koşarak. (İçlerinden) kâfir olanlar (öyle) diyecek (ler): «Bu, çok sarp bir gün».
Hayrat Neşriyat : (7-8) (O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîle) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: `Bu, pek zor bir gündür!`
İbni Kesir : O çağırana koşarak kafirler: Bu, zorlu bir gündür, derler.
Muhammed Esed : Çağrı sesine doğru şaşkınlık içinde koşacaklar; (ve şimdi) hakikati inkar edenler: "Bu ne felaket bir Gün`dür!" diye haykıracaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : O davet ediciye koşucular olarak kâfirler derler ki: «Bu çok çetin bir gün.»
Ömer Öngüt : Kendilerini çağırana doğru koşarlar. Kâfirler ise: "Bu çetin bir gündür!" derler.
Şaban Piriş : (7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.
Suat Yıldırım : Boyunlarını, çağıran münâdîye doğru uzatmış vaziyette, kâfirler: "Bugün çok zorlu bir gün, işimiz bitik!" derler.
Süleyman Ateş : Boyunlarını, çağırana doğru uzatmış koşarlarken, kâfirler: "Bu çetin bir gündür!" derler.
Tefhim-ul Kuran : Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kâfirler derler ki: «Bu, zorlu bir gün.»
Ümit Şimşek : Davetçiye doğru koşmaktadırlar. Kâfirler `İşte bu zor bir gün` der.
Yaşar Nuri Öztürk : Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!"
|