Kehf Suresi 101
Ellezîne kânet ayunuhum fî gıtâin an zikrî ve kânû lâ yestetîûne semâ(seman).
1. ellezîne : onlar
2. kânet : idi, oldu
3. a`yunu-hum : onların gözleri
4. fî gıtâin : perdeli
5. an zikrî : benim zikrimden, beni zikretmekten
6. ve kânû : ve oldular
7. lâ yestetîûne : güçleri yetmez, muktedir olamazlar
8. sem`an : işitmeye
İmam İskender Ali Mihr : Onlar, gözleri Beni zikretmekten perdeli olanlardır. Ve onlar, (Beni) işitmeye muktedir olamadılar.
Diyanet İşleri : (100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikrime (Kurana) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların delillerimi görüp beni anmak husûsunda gözleri perdelenmişti ve Kur`ân`ı dinlemeye tahammülleri yoktu onların.
Adem Uğur : Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Ahmed Hulusi : Onların, Benim zikrim (hatırlanmam) konusunda, basîretleri perdeliydi! Dinleyip algılamaya da kapasiteleri yetmiyordu!
Ahmet Tekin : Onlar, gözleri, beni hatırlatan âyetleri, delilleri, övünç kaynağı Kurânımı görmeye kapalı olanlar, Kurânımın âyetlerine kulak vermeye de tahammülü olmayanlardır.
Ahmet Varol : Onlar ki gözleri benim zikrime karşı perde içindeydi ve (Kur`an`ı) dinlemeye katlanamıyorlardı.
Ali Bulaç : Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur`an`ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, kâfirlerdir ki, gözleri beni hatırlatan âyetlerimden bir perde içinde idi ve (kelâmımı) işitmeğe de tahammül edemiyorlardı.
Bekir Sadak : (100-10) 1 Gozleri bizim ogudumuze karsi kapali olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririrz ki! *
Celal Yıldırım : (100-101) Beni anmak (öğüdümü kabullenmek) hususunda gözle/i perdeli olup (Kur`ân`ı) dinlemeye tahammülleri olmayan kâfirlere o gün Cehennem`i gösterip karşı karşıya getiririz.
Diyanet İşleri (eski) : (100-101) Gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir gösteririz ki!
Diyanet Vakfi : (100-101) Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Edip Yüksel : Onlar ki mesajıma karşı gözleri perdeliydi, dinleyemezlerdi de...
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar ki beni ıhtar eden âyetlerimden gözleri bir gıtâ içinde idi, işitmeğe de tehammül edemiyorlardı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar ki, gözleri, Beni hatırlatan ayetlerin karşısında bir örtü içindeydi, işitmeye de tahammül edemiyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı.
Fizilal-il Kuran : Dünyada onların gözlerini, bizi hatırlarına getirmelerini engelleyen bir perde örtmüştü ve kulakları da işitme yeteneğini yitirmişti.
Gültekin Onan : Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kuran`ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Hasan Basri Çantay : (100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur`ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
Hayrat Neşriyat : Onlar ki, beni anmaktan (ve âyetlerimi görmekten) gözleri bir perde içinde idi ve(Kurânı) dinlemeye tahammül edemiyorlardı.
İbni Kesir : Onların gözleri Bizim öğüdümüze karşı kapalıdır ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezler.
Muhammed Esed : O inkarcılar ki, (gerçeğin sesini) işitmeye katlanamadıklarından ötürü gözlerine Beni hatırlatıcı şeylere karşı perde çekilmişti.
Ömer Nasuhi Bilmen : (100-101) Ve o gün cehennemi kâfirler için bir gösterişle göstermişizdir. Onlar ki, gözleri benim zikrimden bir perdede idi ve işitmeğe de kâdir olmaz olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Onlar ki gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı idi ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezlerdi.
Şaban Piriş : Onların gözleri öğütlerime/uyarılarıma karşı örtülü ve kulakları da duymuyordu.
Suat Yıldırım : (100-101) Gözleri Benim kitabım karşısında perdeli olup, Kurânı dinlemeye tahammül edemeyen kâfirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.
Süleyman Ateş : Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur`ân`ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
Tefhim-ul Kuran : Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi, (Kur`an`ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Ümit Şimşek : Onlar, Benim zikrime karşı gözleri perdelenmiş, kulakları da işitmez olmuş kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar, gözleri benim zikrim/Kur`anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
|