Kurtulus Savasi
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KURTULUŞ SAVAŞI
Kurtuluş Savaşı
Kurtuluş Savaşının Genel Özellikleri:
1.Halk kongreler yolu ile örgütlenip birleştirilmiştir.
2.Güneyde Fransız ve Ermenilere karşı Kuva-yı Milliye; Doğu Anadoluda Ermenilere karşı, Osmanlıdan kalan XV. Kolordu; Batı Anadoluda Yunanlılara karşı, TBMMnin kurduğu, düzenli ordu kullanılmıştır.
3.Ordu taarruz gücüne ulaşana kadar Yunanlılara karşı batı cephesinde savunmada kalınmıştır.
4.Kurtuluş Savaşında bağımsızlık ve egemenlik birlikte yürütülmüştür.
5.Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin I. Dünya savaşının sonuçlarına bir tepkisidir.
6.Mondros Mütarekesinin Osmanlı devletini etkisiz duruma getirmesi, kurtuluş mücadelesini halkın yapmasına sebep olmuştur.
7.Kurtuluş savaşı için ilk adımları milli cemiyetler atmış, kurtuluşu TBMM tamamlamıştır.
8.İtalyan ve İngilizlerle askeri mücadele olmamasına rağmen; en fazla diplomatik mücadele İngilizlerle olmuştur.
9.TBMMde ilk bunalım ordu, ikinci bunalım ise hükümet meselesinden dolayı çıkmıştır.
Hazırlık Dönemi
Kuva-yı Milliye Hareketinin Başlaması
Kuva-yı Milliye, işgaller karşısında, halkın harekete geçerek kendi bölgelerini korumaya çalışması hareketidir.
Kuva-yı Milliyenin Özellikleri
1.İşgallere tepki olarak ortaya çıktılar.
2.Bölgesel olarak hareket ettiler.
3.Düzenli ordu kurulana kadar düşmanı oyaladılar.
4.Düzenli ordunun temelini oluşturdular.
5.TBMMye karşı oluşan isyanları bastırdılar.
6.Desteğini halktan aldılar.
7.Tutarsız davranışları halk ile Kuva-yı Milliyenin vurucu gücü olan milislerin arasını açtı.
8.Ortaya çıkışında işgaller ve işgaller karşısında Osmanlı Devletinin tepkisizliği etkili oldu
9.Milli cemiyetlerin silahlı koludurlar.
10.Disiplin ve birlikten yoksun oluşları en büyük eksiklikleridir.
Mustafa Kemalin Samsuna Çıkışı (19 Mayıs 1919)
· Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde Pontus Rum Cemiyetinin çalışmaları sonucunda bölgedeki Rum halkı karışıklıklar çıkarıyor ve olayın sorumlusu olarak da Türk halkı gösteriliyordu. Bu durum karşısında İngilizler, Osmanlı hükümetine bölgede güvenliğin sağlanmasını; aksi takdirde, bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler.
· Rumların da zaten beklentisi, bölgenin İngilizler tarafından işgal edilerek Rumların işlerinin kolaylaştırılmasıydı.
· Bölgede güvenliğin sağlanması için İstanbul yönetimi IX. Ordu Müfettişliğine getirerek Mustafa Kemali görevlendirdi. Mustafa Kemal bölgede hareket edebilmek için IX. Ordu Bölgesindeki sivil makamlara da emir verme yetkisini aldı.
Mustafa Kemalin Görevi:
1.Görev bölgesindeki orduları terhis etmek
2.Asayiş ve güvenliği sağlamak
3.Halkın elindeki silah ve cephaneyi toplamak
4.Halka silah ve cephane dağıtan kuruluşları ortadan kaldırmak
Samsuna Çıkışın Önemi:
1.Mustafa Kemal, milli mücadeleyi başlattı
2.Ya istiklal! Ya ölüm! parolasını benimsendi.
3.Kurtuluşun millî olacağı vurgulandı.
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
· Samsun bölgesini, İngiliz ve Rumların varlığından dolayı, milli mücadele çalışmalarının başlaması için uygun görmeyen Mustafa Kemal; Samsundan Havzaya hareket etti.
· Anadoludaki komutanlarla da irtibat kurarak orduların terhis edilmemesini sağlamaya çalışan Mustafa Kemal; Havzada, milli bilincin uyanması ve İtilaf devletlerinin Türk halkının tepkisini görmesi için İzmirin işgalini protesto eden bir miting düzenledi. Bu tür mitinglerin tüm yurtta da yapılmasını istedi.
· Mustafa Kemal yurdun çeşitli yerlerinde başlayan halk heyecanını ortak bir çizgi üzerinde birleştirmek istiyordu. Ferdi bilinçten ulusal bilince ulaşılmasını istiyordu.
Açıklamalar:
· Mustafa Kemal İzmirin işgalini halkın uyarılması ve birleştirilmesi için kullanmak istemiştir.
· Mustafa Kemalin isteği üzerine bundan sonra mitingler düzenlenmesi, Mustafa Kemalin lider olarak benimseneceğini göstermektedir.
· Mustafa Kemale Havzadaki faaliyetlerinin sonucu olarak; İngilizlerin baskısıyla, 8 Haziran 1919da İstanbul hükümetinden, kendisini İstanbula geri çağıran bir telgraf geldi.
Amasya Genelgesi / Tamimi (22 Haziran 1919)
Sebep:
Ülkenin içinde bulunduğu durumu millete duyurarak milleti bağımsızlık ve egemenlik için mücadeleye çağırmak.
Genelgenin Hazırlayıcıları:
Mustafa Kemal, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir (Erzurumda)
Genelgenin Maddeleri:
1.Yurdun bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir.
Açıklama:
1.Durum ve Kurtuluş Savaşının gereği ortaya kon-maktadır.
2.Kurtuluş Savaşının bölgesel değil; bütünsel olduğu vurgulanmıştır.
3.Bölücülere ve bölgesel kurtuluşu amaçlayanlara bir tepkidir.
2.İstanbuldaki hükümet baskı altında olduğundan dolayı, üzerine almış olduğu sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
Açıklama:
1.İlk defa İstanbul hükümetine tepki gösterilmiştir.
2.İstanbul hükümetinin bu tutumu da, durumun bir parçası olarak, belirtilmiştir.
Uyarı: Mustafa Kemal Milli Mücadele esnasında milli güçte bölünme yaşanmaması için padişaha karşı doğrudan tepki göstermeyip; tepkilerinde İstanbul hükümetini hedef almıştır.
3.Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Açıklama:
1.Milli egemenlik fikri ilk defa üstü kapalı bir şekilde vurgulandı.
2.Kurtarıcı olarak, padişah, mandacı ve himayeci devletlerin yerini milletin kendisi aldı.
3.Kaderine razı olmaya bir karşı çıkış vardır.
4.İleride milli egemenliğe dayalı devletin kurulacağına dair ilk işaretler verilmiştir.
5.Mustafa Kemalin Türk milletine güvendiği ve mücadeleyi millete mal etmek istediği anlaşılmaktadır.
4.Milletin durum ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı gereklidir.
Açıklama:
1.İlk defa Temsil Heyetinin kurulması istenmektedir.
2.Kurtuluş savaşına, kişisellikten çıkarılarak, ulusal karakter kazandırılmaya çalışılmaktadır.
3.Genelgenin ihtilalci yönü görülmektedir.
5.Anadolunun her yönden güvenli yeri olan Sivasta milli bir kongre toplanmalıdır.
Açıklama:
1.Ulusal bir kongrenin toplanması istenmiştir.
2.Milli birlik ve beraberliğin sağlanması amaçlanmıştır.
6. Kongreye her sancaktan milletin güvenini kazanmış üç delege katılmalıdır. Delegeleri, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler seçmelidir. Delegelerin kongreye geliş güzergâhları ve zamanları milli bir sır olarak saklanmalıdır.
Açıklama:
1.Kararların ulusal olması amaçlanmıştır.
2.Delegelerin milletin güvenini kazanmış kişilerden olmasının istenmesi kongrede alınacak kararların bütün millet tarafından kabul edilebilmesi içindir.
3.Delegelerin milli mücadele taraftarı olması için delegelerin Müdafaa-i hukuk cemiyetleri tarafından belirlenmesi istenmiştir.
4.Delegelerin seçimle belirlenmek istenmesi ileride seçime dayalı bir sistemin olabileceğini de göstermektedir.
7.Doğu ileri adına 10 Temmuz 1919da Erzurumda bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivasa gelebilirlerse; Erzurum kongresine katılmış olan delegeler Sivasa hareket edecektir.
Amasya Genelgesinin Önemi:
1.Kurtuluş Savaşının gereği (ülkenin bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir); amacı (vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlık ve egemenliğinin sağlanması) ve yöntemi (mücadeleyi halk yapacaktır)
2.İşgalciler ve İstanbul hükümetine bir tepkidir.
3.Milli mücadelenin programıdır.
4.Mustafa Kemalin millete ilk çağrısıdır.
5.Türk inkılâbının ihtilal safhası başlamıştır.
6.Kurtuluşun tek elden yürütülmesi için ortam hazırlanmaya çalışılmıştır.
7.Milli bağımsızlık hukuki yönden belgelere bağlanmıştır.
8.Evrensel haklar dile getirilmiştir.
9.Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak ilk defa İstanbulun verdiği yetkileri aşmıştır.
Açıklamalar:
1.Amasya Genelgesinin yayınlanmasından sonra içişleri bakanı Ali Kemal, Mustafa Kemale görevinden alındığını ve İstanbula geri dönmesi gerektiğini bildirdi. (Gerekçe olarak ise yetkilerini aştığı bildirildi.) Vakit kazanmak isteyen Mustafa Kemal ise Ben sadece padişahtan emir alırım diyerek karşılık vermiştir. 7.8 Temmuz 1919 günü İstanbuldan Mustafa Kemalin görevden alındığına dair telgraf geldi. Mustafa Kemal ise 8.9 Temmuz 1919 günü askerlik mesleğinden ayrılarak sine-i millete döndüğünü bildirdi.
2.Amasya Genelgesinin esasları ilk defa Erzurum Kongresinde karara dönüştü.
3.Genelgeden sonra, İstanbulun Anadoluya egemen değil tabi olması gerektiği bildirildi.
4.Genelgenin uygulanması ile ordu mensuplarının görevlendirilmesi Türk ordusunu da ihtilalin içine çekmiştir.
Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)
Erzurum Kongresi Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti tarafından Rum ve Ermenilere karşı Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesinin bütünlüğünün korunması için toplanmıştır.
Kongrede Alınan Kararlar:
1.Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez
Açıklama:
1.Bu madde Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli kararlarının da ilk maddesidir.
2.Bölgesel amaçlı olarak toplanan kongre bütünü ilgilendiren karar almıştır.
3.Bütün bölücülere tepki gösterilmiştir.
2.Her türlü yabancı müdahalesine karşı millet, birlik olarak kendisini müdafaa edecektir.
3.Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstanbul Hükümeti muktedir olamadığı takdirde; gayeyi temin için Anadoluda geçici bir hükümet kurulacaktır. Hükümeti milli kongre seçecektir. Kongre toplantı halinde değilse; bu işi temsil heyeti yapacaktır.
Açıklama:
1.İlk defa geçici hükümetten bahsedildi
2.İlk defa açıkça yeni bir devletten bahsedildi.
4.Kuvay-ı Milliyeyi âmil, irade-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.
Açıklama:
1.İlk defa millet iradesinden açıkça bahsedildi.
5.Hıristiyan azınlığa siyasi hâkimiyetimizi zedeleyici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez.
6.Manda ve himaye kabul edilemez
Açıklamalar:
1.Bağımsızlığın koşulsuz olarak sağlanacağı vurgulanmıştır.
2.Mandacılığa ilk defa tepki gösterilmiştir.
7.Milli meclisin derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.
Açıklamalar:
1.İlk defa Meclis-i Mebusanın toplanması istenmiştir.
2.Tutarsız davranışlar içinde olan Damat Ferit Paşa hükümeti kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
8.Milli irade padişah ve halifeyi de kurtaracaktır.
Açıklama:
1.Mustafa Kemal birlik ve beraberliğin devamı için böyle bir kararı da kongrede almıştır.
9.Milletimiz insani ve asri gayeleri tebcil; sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir eder.
Açıklama:
1.Dışarıdan gelebilecek yardımların insani amaçlarla olması durumunda kabul edilebileceği vurgulanmıştır.
Kongrenin Önemi:
1.Erzurum Kongresi toplanış amacı ve katılımı yönüyle bölgeseldir. Fakat Mustafa Kemal kongreye katıldığı için kongrede ulusal kararlar da alınmıştır.
2.İstanbulun muhalefetine karşı toplandığından ve aldığı karalardan dolayı ihtilalci bir kongredir.
3.Tam bağımsızlık ve milli egemenlik fikirleri açıkça vurgulandı.
4.Mustafa Kemal başkanlığında, dokuz kişiden olu-şan ve Doğu illerini temsil eden temsil heyeti kuruldu.
5.İlk defa ulusal sınırlardan bahsedildi
6.Doğu Anadoludaki cemiyetler ve Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin çatısı altında birleştirildi.
7.Azınlık haklarına ilk defa tepki gösterildi
8.Sivil bir vatandaş olan Mustafa Kemalin, kongreye ve temsil heyetine başkan seçilmesi, Mustafa Kemalin yetki problemini ortadan kaldırdı.
9.İstanbul hükümeti Mustafa Kemal, Rauf Orbay ve Refet Bele için tutuklama kararı çıkardı (30 Temmuz 1919). 9 Ağustos 1919da ise Mustafa Kemal askerlikten ihraç edildi.
10.Millî güçlerin birleştirilmesi için ilk adım atıldı
11.Ermenilere karşı takip edilecek yol belirlendi
12.Bağımsızlık, dış politika ilkesi olarak benimsendi.
13.Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli kararlarına zemin hazırlandı.
Açıklamalar:
1.Gücün tüm yurttan alınması için Sivas Kongresinin toplanmasına da gerek duyuldu
2.Mustafa Kemal ilk defa sivil bir vatandaş olarak Erzurum Kongresinde görev almıştır.
3.Erzurum Kongresinde dış işlerle de ilgili kararlar alınması, kongrenin meclis gibi hareket ettiğini gösterir.
4.Askeri yetkileri alınan Mustafa Kemalin emrine Kazım Karabekirin gönüllü olarak girmesi Mustafa Kemalin liderlik sorunun çözülmesinde etkili olduğu gibi örgütlenme döneminde Mustafa Kemalin işini de kolaylaştırmıştır.
5.Mustafa Kemal, bölge dışından olduğu için ilk anda Erzurum Kongresine alınmak istenmedi. Kongreden Kazım Bey ve Cevat Dursunun istifa etmesi sonucunda Mustafa Kemal ve Rauf Orbay kongreye alındı.
6.Kongreye 56 delege katıldı. İstanbulun baskıları sonucunda Elazığ valisi Ali Galip Elazığ, Mardin ve Diyarbakır delegelerinin kongreye katılmasını engelledi.
Balıkesir Kongresi (26-31 Temmuz 1919)
Balıkesir Kongresi Yunanlılara karşı Batı Anadolunun bütünlüğü için; Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında toplanmıştır.
Alınan Kararlar:
1.Yunanlılara karşı Kuva-yı Milliyenin güçlendirileceği kararlaştırıldı.
2.Batı Anadoludaki güçlerin birleştirileceği kararlaştırıldı.
3.Seferberlik ilan edildi.
4.Padişaha bağlılık bildirildi.
Balıkesir Kongresi Amasya Genelgesinin bağımsızlık yönünü kabul etmiştir. Batı Anadolu örgütlenmeye çalışılmıştır.
Alaşehir Kongresi (16-25 Ağustos 1919)
Batı Anadolunun Yunanlılara karşı bütünlüğünün korunması için Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında toplanmıştır.
Alınan Kararlar:
1.Erzurum ve Balıkesir Kongresinin kararları görüşüldü
2.Milli mücadeleyi destekleme kararı alındı
3.Yunanlılarla savaşma kararı alındı
4.Gerektiğinde büyük devletlerin yardımının alınabileceği vurgulandı
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
Bütünlük ve bağımsızlığı korumak için nasıl bir politika izleneceğinin saptanması; saptanan politikanın bütünü kapsayacak şekilde tüm milletçe uygulanması amaçlanmıştır.
Kongrenin Karşılaştığı Sorunlar:
1.İstanbul hükümeti ve işgal güçlerinin engellemesi sonucunda kongreye beklenildiği kadar üye katılamadı (38 kişi katıldı.)
2.Elazığ valisi Ali Galipin kongreyi basacağı şayiası yayıldı (Ali Galip Sivastaki askeri birlikten çekindiği için kongreyi basamadı)
3.Fransızların Sivası işgal edeceği haberleri yayıldı. (Mustafa Kemal böyle bir şeyin mümkün olmayacağını belirtti)
4.İlk anda Mustafa Kemal kongreye başkan seçilmek istenmediyse de; uzun tartışmalar sonucunda Mustafa Kemal kongreye başkan seçildi.
5. Delegelerin büyük bir çoğunluğu ABD mandasını savundu. Fakat Mustafa Kemal, ABD mandasının Türk milleti için uygun olmadığını delegelere anlatıp kabul ettirince; ABD mandası da kesin olarak reddedildi.( ABD Doğu Anadoluda bir Ermeni devletinin kurulmasını istiyor; Osmanlı ülkesinin parçalanmasını öngörüyor; Türkiyenin mandaterliğini ise istemiyordu)
6.İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal ve kongreye katılanlar için tutuklama kararı çıkardı.
Açıklama: Erzurum Kongresinin kararları Sivas Kongresinin birinci maddesi olarak kabul edildiği için Sivas Kongresi Erzurum Kongresine göre daha kısa sürmüştür.
Alınan Kararlar:
1.Osmanlı hükümeti bir dış baskı karşısında vatanın her hangi parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa; halife ve saltanatın, vatan ve milletin korunmasını sağlayacak her türlü tedbir alınmıştır.
2.İtilaf devletlerinden haklarımıza saygı gösteren haklı ve adaletli bir karara varmalarını bekleriz
3.Milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti altında toplanmıştır.
Açıklama:
1.Birlik sağlanmıştır.
2.Cemiyetler bölgesel olmaktan çıkarak ulusallaşmıştır.
3.Kuva-yı Milliye için komuta birliği sağlanmıştır.
4.Kurtuluş Savaşının tek elden yönetilmesi kolaylaşmıştır.
4.Mustafa Kemal başkanlığında tüm yurdu temsil edecek şekilde 15 kişiden oluşan temsil heyeti kuruldu.
5.Ali Fuat Cebesoy batı cephesi Kuva-yı Milliye komutanlığına tayin edildi.
Açıklama:
1.Heyet-i Temsiliye ilk defa hükümet gibi yürütme yetkisi kullandı.
2.Batı cephesinin oluşturulması için ilk adım atıldı
6.İrade-i Milliye Gazetesinin çıkarılmasına karar verildi.
7.Damat Ferit Paşa hükümetinin iş başından uzaklaştırılmasına kadar İstanbul ile ilişkilerin kesildiği bildirildi.
Açıklama:
· Bu karardan yaklaşık yirmi gün sonra Damat Ferit Paşa hükümeti istifa ederek yerine Ali Rıza Paşa hükümeti geldi. Bu durum Sivas Kongresinin olumlu bir sonucudur ve Milli Mücadelecilerin İstanbul karşısında güçlendiğini gösterir.
Kongrenin Önemi:
1.Kongreler dönemi kapandı
2.Misak-ı Milli esasları belirlendi
3.Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder hale geldi
4.Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı
5.Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı
6.Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı
7.Mustafa Kemal lider olarak benimsendi
8.Erzurum Kongresi kararları ulusallaştı
9.Mondros Mütarekesi reddedildi
10.Sivas Kongresi milleti temsil eden tek kurul oldu
11.Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi
12.Mandacılık kesin olarak reddedildi
13.Kuva-yı Milliye cepheleri arasında kumanda birliği sağlandı
Açıklamalar:
1.Erzurum Kongresi; Doğu Bölgesinin, Osmanlı tarafından terk edilmek istenen yerinde geçici bir yönetim kurulacağından bahsederken; Sivas Kongresi bu kararı bütün yurdu kapsayacak şekilde aldı.
2.Mustafa Kemal ve arkadaşları 1 Mayıs 1919da idama mahkûm edildi
3.İzinsiz toplanmasından; hakkında tutuklama kararı olan Mustafa Kemali kendisine başkan seçtiğinden ve aldığı kararlardan dolayı Sivas Kongresi de ihtilalcidir.
Milli Mücadele
Ve İstanbul Hükümetinin Mustafa Kemale Karşı Mücadele Kararı
· 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkan Mustafa Kemal, milli mücadeleyi başlatmış oldu.
· İtilaf Devlerinin baskısıyla İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemali geri çağırdı.
· Mustafa Kemal, bu çağrıyı dinlemeyerek teşkilatlanma çalışmalarına devam etti.
· Bunun üzerine İstanbul hükümeti, Mustafa Kemali görevinden uzaklaştırarak tutuklama emri çıkardı.
· Mustafa Kemal, görevinden ve askerlik mesleğinden istifa etti.
· Milli Mücadelenin güçlenmesi ve Sivas Kongresi hazırlıkları Mustafa Kemale karşı sert mücadele kararlarının alınmasına neden oldu.
Damat Ferit Paşa Hükümetinin Tutumu ve Sonuçları
· 4 Mart 1919da göreve getirilen Damat Ferit Paşa Hükümetleri, Millî Mücadeleye bilinçli olarak karşı çıkmışlardır.
· Damat Ferit Paşaya göre; Mondros şartlarına uymaktan başka çözüm yoktur. İşgallere karşı çıkmak İtilaf Devletlerini daha çok kızdırır ve işgallerin yayılmasına sebep olabilirdi.
· Mustafa Kemalin Damat Ferit Paşa Hükümeti ile ilişkilerini kesmesi onu istifaya sürüklemiş, yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruluştur.
Not: Bu sonuç, Mustafa Kemalin İstanbul Hükümetine karşı ilk siyasi başarısıdır.
Ali Rıza Paşa Kabinesi
Amasya Görüşmeleri (20-22 Ekim 1919)
· Damat Ferit Paşa, 2 Ekim 1919da istifa edince, hükümeti Ali Rıza Paşa kurumuştur.
· Ali Rıza Paşa, Anadolu hareketini milli mücadelecilerle iyi geçinerek kontrol altına almaya çalışan bir kişiydi. Bundan dolayı da Mustafa Kemal ile iyi geçinmeyi ilke edindi.
· Mustafa Kemal, Ali Rıza Paşa hükümetini Damat Ferit Paşa hükümetine nazaran daha ılımlı olduğundan dolayı desteklediği gibi; birliğin sağlanıp korunması için İstanbul hükümeti ile iyi geçinmeye de çalışmıştır.
· Mustafa Kemal ile Ali Rıza Paşanın karşılıklı görüşmeleri sonucunda Amasyada, her iki tarafın uzlaşması amacıyla bir mülakat yapılmasına karar verildi.
· Amasya Görüşmelerine İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa katıldı. Milli mücadele adına Mustafa Kemal ve arkadaşları katıldı.
Alınan Kararlar:
1.Hiçbir vilayet terk edilmeyecek, himaye kabul edilmeyecektir. Bütünlük ve istiklal korunacaktır.
2.Azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi zedeleyici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilmeyecektir.
3.Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul hükümeti tarafından tanınacaktır.
4.Meclis-i Mebusan toplanmalıdır.
5.Meclis-i Mebusan İstanbul dışında toplanmalıdır. (Meclisin, İstanbulda toplanması halinde, mili mücadele ruhunu yansıtamayacağı ve rahat çalışamayacağı düşünülmüştür.)
6.Sivas Kongresi kararları meclis tarafından onaylanmalıdır.
7.Yapılacak antlaşmalar için Heyet-i Temsiliyenin onayı alınmalıdır.
8.Seçimlerin serbest yapılmalıdır.
Önemi:
1.Milli mücadele, Heyet-i Temsiliye ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul hükümeti tarafından hukuken tanındı
2.Temsil Heyeti ile İstanbul arasındaki ilişkiler yumuşadı
3.İstanbul Anadoluya bağlı olmaya başladı.
4.İtilaf devletleri Anadolu hareketini İstanbul vasıtasıyla kontrol altına alamayacaklarını anlamıştır.
5.Meclis-i Mebusanın toplanması kararlaştırılmıştır.
Açıklamalar:
1.Görüşmelerde egemenlikten değil; bağımsızlıktan bahsedilmiştir.
2.Meclisin İstanbul dışında toplanması meselesinde anlaşmaya varılamadı
3.Salih Paşa kararların tamamını kendisinin kabul etmesinin bir anlam ifade etmediğini; kararların hükümet tarafından kabul edilmesinin önemli olduğunu; kararların hükümet tarafından kabul edilmesi için elinden geleni yapacağını; bu konuda başarılı olamadığı takdirde istifa edeceğini açıkladı. Hükümet sadece Mebusan Meclisinin açılması kararını tam olarak onayladı. Salih Paşa ise istifa etmedi.
Temsil Heyetinin Ankaraya Gelmesi (27 Aralık 1919)
Sebepleri:
1.Ankaranın güvenli olması
2.Mebusan Meclisi çalışmalarının yakından izlenmek istenmesi
3.Ankaranın batı cephesine yakın olması
4.Ankaranın iletişim ve ulaşım yönünden uygun olması.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi
· İşgal güçleri seçimlerden saltanat yanlılarının çoğunluk olarak çıkacağını zannettiğinden dolayı seçimlere pek müdahale etmediler. Fakat Kasım 1919da yapılan seçimlerden milli mücadele taraftarlarının çoğunluk olarak çıkması işgalcilerin Anadolu hareketini hâlâ anlayamadığını gösterdi.
· İşgalciler padişahın kontrolünde toplanacak olan bir meclisten kendi aleyhlerine bir kararın çıkmayacağını zannettiklerinden dolayı meclisin açılmasın da karışmadılar.
· Meclisin Misak-ı Milli kararlarını alması ise işgalcilerin Anadolu hareketini anlayamadığını bir defa daha gösterdi.
· Padişah meclisin İstanbul dışında toplanmasını, meclisin kendi kontrolünden çıkmasından dolayı, uygun görmüyordu. Meclisin İstanbul dışında toplanmasını anayasaya uygun olmayışı ise padişaha bu konuda dayanak oluyordu.
· Mustafa Kemal ise işgal altındaki İstanbulda, padişah başkanlığında toplanacak olan bir mecliste milli mücadele adına sağlıklı kararların çıkmayacağını tahmin ediyor ve meclisin Anadoluda toplanmasını istiyordu.
· Mustafa Kemal, meclisten sağlıklı kararlar çıktığı takdirde milli mücadelenin yasallaşacağına inanıyordu. Fakat her şeye rağmen Mustafa Kemal bu meclisin kurtuluşu gerçekleştiremeyeceğini biliyor ve bu durumu milletin de görmesini istiyordu.
· Bu açıdan meclisin İstanbulda toplanması ve Misak-ı Milli kararlarından dolayı İstanbulun işgal edilerek meclisin dağıtılması olumlu oldu.
· Erzurum mebusu seçilen Mustafa Kemal, güvenlik meselesinden dolayı İstanbulda toplanan meclise katılmadı.
Mustafa Kemalin İstanbula gönderdiği Mebus Arkadaşlarından İstekleri:
1.Mecliste Milli Mücadelecilerin birlikte hareket etmesini sağlayacak olan bir Müdafaa-i Hukuk grubu oluşsun.
Açıklama: Mecliste müdafaa-i hukuk grubu bazı mebusların çekimser davranmasından dolayı kurulamayıp; bu grubun yerine içinde saltanat yanlılarının da olduğu ve Misak-ı Milliyi ilan edecek olan Felah-ı Vatan grubu kuruldu.
2.Sivas Kongresi kararları mecliste onaylansın.
Açıklama: Meclis Sivas Kongresinin bağımsızlıkla ilgili kararlarını onayladı( Misak-ı Milli). Fakat padişah kontrolündeki mecliste Sivas Kongresinin milli egemenlikle ilgili maddeleri tartışma konusu dahi yapılamadı.
3.Mustafa Kemal meclise başkan seçilsin.
Açıklama:
1.Mustafa Kemal işgalcilere ve İstanbul otoritesine milli eylemin gücünü göstermek istiyordu.
2.Meclis dağıtıldığı takdirde, meclis başkanı sıfatıyla, meclisi Anadoluda toplamayı amaçlıyordu.
3.Mustafa Kemal meclise başkan seçilmemiştir. (Bu durum mebusların padişaha ve saltanata bağlı olduklarını gösterir.)
Misak-I Milli / Peymân-ı Milli [ Milli Ant] (28 Ocak 1920)
1.Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez.
Açıklamalar:
1.Bu madde, Erzurum ve Sivas Kongresinin de ilk maddesidir.
2.Ülkeyi bölmek isteyenlere karşı bir tepkidir.
3.Kurtarılacak vatanın sınırları belli olmuştur.
2. İşgal altındaki Arap topraklarının geleceği bölge halkının vereceği oylara göre belirlenecektir.
3.Kars, Ardahan ve Batumun geleceğinin belirlenmesi için halk oylaması yapılacaktır.
4.Batı Trakyanın geleceğinin belirlenmesi için halk oylaması yapılacaktır.
5.İstanbul ve Marmara Denizi her türlü tehlikeden uzak tutulursa; Boğazların dünya ticaret ve ulaşımına açılması mümkündür.
6.Azınlık hakları komşu ülkelerde Müslüman azınlığa verilen haklar kadar olacaktır.
7.Siyasi, iktisadi ve hukuki gelişmemizi engelleyen sınırlamalar (kapitülasyonlar) kabul edilemez.
Misak-ı Millinin Önemi:
1.Milli mücadelenin hedefi kesin olarak belli oldu
2.Milli sınırlar meclis onayından geçti
3.Milliyetçilik anlayışının yerleştiği görüldü
4.Meclis kapitülasyonlara ilk ciddi tepkiyi gösterdi.
5.Milli mücadele için meclisin desteği alındı
6.Kurtarılacak vatan belli oldu
7.Türk halkının temel hakları dile getirildi.
8.Ulusal devlet anlayışı kabul edildi
9.Alınan kararlar Turancılığın benimsenmediğini gösterdi
10.Ümmetçiliğin yerini ulusçuluk aldı
11.Mustafa Kemalin askerlik hakları iade edildi
12.Misak-ı Milliyi öfkeyle karşılayan İtilaf Devletleri İstanbulu resmen işgal etti.
13.Tam bağımsızlık ilkesi benimsendi
Açıklamalar:
1.Misak-ı Millide hedefler belirlendiği halde; hedeflere gidilecek yolun belirtilmemesi Mustafa Kemale hareket serbestliği verdi.
2.Misak-ı Milli kararları Wilson Prensipleri ile çelişmez.
3.Misak-ı Millide Osmanlı borçlarının ödenmesine de değinilmiştir.
4.Ulusal egemenlikten bahsedilmedi
5.Misak-ı Milli, Lozan Konferansında bütün dünyaca kabul edildi.
6.Sınırların belirlenmesinde Mondros Mütarekesinin imzalandığı anda işgal edilmeyen yerler ve Türklerin çoğunlukta olduğu bölgeler ölçü alındı.
7.Misak-ı Milli, ilk defa Londra Konferansında dünyaya duyuruldu.
İstanbulun Resmen İşgali (16 Mart 1920)
Osmanlı Mebusan Meclisinin Dağıtılması
Sebepleri:
1.Meclis-i Mebusanın Misak-ı Milliyi ilan etmesi
2.Mustafa Kemalin otoritesini kırmak
3.Milli mücadeleyi Türk halkının gözünde kötü göstermek
4.Pan-islamist eğilimlerin ve giderek güçlenen Bolşevik yayılmacılığın İngilterenin bölgesel çıkarlarını tehdit edecek duruma gelmesi
Sonuçları:
1.Osmanlı Meclisi dağıtıldı
2.Damat Ferit Paşa tekrar hükümet başkanı oldu
3.İstanbuldaki Türkler de kurtuluş adına İstanbulda ümit kalmadığını görünce Anadoluya geçti
4.Damat Ferit Paşanın tekrar yönetime getirilmesi halkı İstanbul hükümetinden soğuttu
5.TBMMnin açılışına zemin hazırlandı
6.Padişah tutuklu duruma düştüğünden dolayı; Mustafa Kemale padişah adına söz söyleme imkanı doğdu
7.Türk halkı, güvendikleri İngilizlerin, çirkin yüzü-nü gördü.
8.İngilizler Osmanlı meclisine saldırmakla milli iradeye ve demokrasiye karşı olan saygısızlıklarını gösterdiler
9.Bazı mebuslar sürgün edildi, bazı mebuslar tutuklandı; bazıları ise Anadoluya kaçtı.
10.İstanbuldan Anadoluya göç başladı
11.Mustafa Kemalin meclisin İstanbulda toplanmamasını isteme haklılığı ortaya çıktı.
İşgalciler halkın kendilerine karşı tepkisini önlemek ve işgalden Milli Mücadelecileri sorumlu tutmak için şu genelgeyi yayınladılar:
1.İşgal geçicidir
2.Saltanatın devamını ve güçlenmesini istemekteyiz
3.Anadoluda işgal devletlerinin isteklerine muhalefet edildiği takdirde; İstanbul da Türklerin elinden alınacaktır.
4.İstanbuldan verilecek emirlere uyulmalıdır.
Mustafa Kemalin İşgale Tepkisi:
1.İşgalciler kınandı
2.İstanbul ile ilişkiler kesildi
3.Anadoludaki bazı işgalci subaylar, Maltaya sürgün edilen Türk mebuslarına karşılık tutuklandı
4.Osmanlının Anadoludaki gelir kaynaklarına el kondu
5.İşgalcilerin sevkiyat yaptıkları Ulukışla-Geyve Demiryolu işlemez hale getirildi.
Not: İstanbulun işgal edildiğini Anadoluya Telgrafçı Hamdi Bey haber vermiştir.
Ankarada Büyük Millet Meclisinin Açılması
Büyük Millet Meclisi Hükümetinin Kurulması
TBMMnin Açılış Amaçları:
1.Milli iradeyi egemen kılmak
2.Ulusal güçleri bir arada tutmak
3.Bağımsızlığı sağlamak
4.Bağımsızlı ve egemenliği sağlayacak otorite ve gücü oluşturmak
TBMMye öncelikle, işgal dolayısıyla İstanbuldan kaçıp gelen mebuslar kabul edilerek; meclis Meclis-i Mebusanın devamı gibi gösterilmiştir.
Mustafa Kemalin Meclisin Çalışma Şartlarını Belirlemek İçin Meclise Sunduğu Öneri:
1.TBMMnin fevkinde hiç bir güç yoktur.
Açıklama:
1.TBMM bütün güçlerin üzerinde kabul edilmiştir.
2.İstanbuldaki otorite meclis otoritesinin altında kabul edilmiştir.
2.Hükümet kurmak gereklidir.
Açıklama:
1.Bu madde meclisin kuruculuk yönünü gösterir
3.Geçici olduğu bildirilerek bir hükümet başkanı tanımak; ya da padişah vekili çıkarmak doğru de-ğildir.
Açıklama:
1.Bu madde açılan meclisin daimi olduğunu vurgulamaktadır.
4.Mecliste yoğunlaşan ulusal iradenin yurdun alın yazısına doğrudan doğruya el koymasını kabul et-mek temel ilkedir.
5.Yasama ve yürütme TBMMye aittir.
Açıklama:
1.18 Eylül 1920de kurulan İstiklal Mahkemelerinin üyeleri de milletvekillerinden oluştuğundan dolayı yargı da meclisin eline geçmiştir.
2.Yasam, yürütme ve yargının mecliste toplanmasına güçler birliği ilkesi denilir.
3.Güçler birliği ilkesi olağan üstü durumdan dolayı kabul edilmiştir. Hızlı karar alınıp; alınan kararların hızlı uygulanması amaçlanmıştır.
4.Güçler birliği ilkesi demokrasiye uygun değildir. Demokrasiye uygun olan kuvvetler ayrılığı ilkesi 1961 Anayasası ile kabul edilmiştir.
6.Meclisten seçilecek bir kurul meclis adına hükümet işlerine bakar. Oluşturulan bu İcra Vekilleri Heyetinin başkanı meclisin de başkanıdır.
Açıklama:
1.Kurulan bu sisteme meclis hükümeti sistemi denilir. Bu sistemde bakanlar meclisten tek tek seçilir.
2.Meclis hükümeti sisteminde hükümet üyeleri meclisten tek tek seçildiğinden dolayı hükümetin kurulması gecikir; dolayısıyla da yürütme olumsuz etkilenirdi.
3.Meclis hükümeti sistemi cumhuriyet ilan edilene kadar devam etmiştir.
4.Saltanat devam ettiğinden dolayı devlet başkanlığı kurumu oluşturulamamıştır. Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı aynı kişide toplanmıştır.
7.Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman, meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler doğrultusunda yerini alır.
Açıklama:
1.Birliğe ihtiyaç duyulan bu dönemde padişahlık ve halifelik kurumunun açıkça karşısına geçilmemiştir.
2.Bu madde ileride saltanat ve halifeliğin kaldırılabileceğini göstermektedir. Çünkü padişah ve halifenin durumunu meclisin belirleyeceği dile getirilmiştir.
Not: Bu önerge Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilene kadar meclisin çalışma şartlarını belirlemiştir.
TBMMnin Açılmasının Önemi:
1.Milli egemenlik ilkesi kurumlaştı
2.Halkçı, ulusçu ve demokratik bir Türk devleti oluştu
3.Temsil heyetinin görevi sona erdi
4.Ulusal örgütlenme tamamlandı
TBMMnin Özellikleri:
1.İhtilalcidir; İstanbuldaki otoriteye rağmen meclis açılmış, yeni bir devlet oluşturulup; hıyanet-i vataniye gibi kanunlar çıkarılmıştır.
2.Kurucudur; yeni bir hükümet ve yeni bir devlet ortaya çıkarılmış; bir devlet için gerekli olan kanunlar ve anayasa hazırlanmıştır.
3.Halkçı, demokratik ve ulusçudur.
4.Milli egemenlik ilkesi temel ilkedir.
5.Güçler birliği ilkesi kabul edilmiştir
6.İstiklal mahkemelerini kurmakla yargı gücünü ortaya koymuştur.
7.Kurtarıcı bir meclistir.
8.Meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
9.İlk meclisteki vekiller arasında fikir birliği yoktur. Misak-ı Milli (bağımsızlık) birleştikleri tek fikirdir. Meclisin bu özelliğinden dolayı da bu meclis inkılâpları yapmaya uygun değildir. Saltanatı kaldırması, bu meclisin inkılâpçı olduğunu göstermez. Çünkü saltanatın kaldırılması Lozan öncesinin olağan üstü durumundan kaynaklanmıştır.
10.İlk ilişkilerini Rusya ile kurdu ve ilk elçisini Rusyaya gönderdi.
11.30 Nisan 1920de varlığını dünya devletlerine duyurdu.
TBMMnin Otoritesini Artırma Çalışmaları:
1.İstanbul hükümetinin çalışmaları yok sayıldı
2.Otoriteyi artırıcı tedbirler alındı
3.Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı
4.İstiklal mahkemeleri kuruldu
5.İsyanlar bastırıldı
6.Anayasa ilan edildi
TBMMnin Birliği Sağlama ve Devam Ettirme Çalışmaları:
1.Devrimler savaş sonrasına bırakıldı
2.Meclis-i Mebusanın üyeleri TBMMye kabul edildi
3.Kurulan devletin yeni bir cumhuriyet olduğu açıkça ifade edilmedi
4.Güçler birliği ilkesi kabul edildi
5.Padişah ve halifeye karşı, savaş bitene kadar açıkça tavır takınılmadı
I. Meclis 23 Nisan 1920 ile 1 Nisan 1923 tarihleri arasında çalışmıştır.
11 Ağustos 1923de ise II. Meclis çalışmalarına başlamıştır.
Yeni Türk Devletinin İlk Anayasası (20 Ocak 1921)
Anayasa: Bir devletin en temel kanunudur.
Devletin yönetim şeklini, hak ve sorumlukları tespit eder.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu
Teşkilat-ı Esasiyenin Yapısı:
1.Gerekli görüldüğünde Kânun-i Esâsinin uygulanması uygun görülmüştür.
2.Yasama, yürütme ve yargı meclise aittir.
3.Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
4.TBMM süre dolmadan seçimleri yenileyebilir.
5.Savaşa ve barışa TBMM karar verir.
6.Şeri hükümlerin yürürlüğünü TBMM yapar.
7.Bakanlar meclis tarafından seçilir.
8.Vekiller iki yılda bir seçilir.
9.TBMM başkanı icra vekilleri heyetinin de başkanıdır.
Teşkilat-ı Esasiyenin Özellikleri:
1.Olağan üstü durum için hazırlandığından dolayı geniş kapsamlı değildir.
2.Milli Egemenliği yansıtan ilk siyasi belgedir.
3.Temel hak ve hürriyetlere yer verilmemiştir.
4.23 madde bir ek bölümden oluşur.
5.Yeni devlete işlerlik kazandırdı.
6.Laik bir anayasa değildir.
7.Kuvvet ve yetkinin kaynağı millettir.
8.Meclisin üstünde güç yoktur.
9.En önemli değişikliğini cumhuriyetin ilanı ile gördü.
10.Yeni devletin kurulduğunu belgeledi.
11.TBMMnin meşruluğunu tanıttı.
12.Amasya Genelgesinden itibaren oluşan ruh resmi hüviyet kazandı.
13.Meclis hükümeti sistemi benimsendi.
14.Milli egemenlik ilkesi yasallaştı.
Teşkilat-ı Esasiyenin Geç İlan Edilme Sebepleri:
1.Kânun-i Esâsinin varlığı.
2.TBMMnin kendisini tam olarak ispatlayamaması.
3.Yeni bir anayasanın kabulü yeni bir devletin oluştuğunu gösterir ki bu da birliği zedeleyebilirdi.
Büyük Millet Meclisine Karşı Ayaklanmalar
Sebepleri:
1.İşgal devletlerinin işgallerini yerleştirmek istemesi
2.Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal ve arkadaşlarını etkisiz duruma getirmek istemesi
3.TBMMnin halktan yeni fedakârlıklar istemesi
4.İtilaf devletlerinin milli mücadeleyi iç karışıklıklarla yıpratmak istemesi
5.Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olmasından dolayı asayişsizlik olması
6.Bazı Kuva-yı Milliyecilerin tutarsız davranışları
7.Bazı milli mücadelecilerin tutarsız davranışları
8.Milli mücadele politikasının bazı çıkar çevrelerini rahatsız etmesi
9.Kürtçülük düşüncesi ve Kürtlerin kışkırtılması
10.Azınlıkların emelleri
11.Bazı Kuva-yı Milliyecilerin düzenli ordunun emrine girmek istemeyişi
1. İstanbul Hükümetince Çıkarılan Ayaklanmalar
Kuva-yı İnzibatiye (Halifelik Ordusu)
Sebepleri:
1.İngilizlerin, milli mücadelecileri Boğazlar çevresine yanaştırmak istememesi
2.İstanbul yönetiminin duyduğu tedirginlikler
Halifelik ordusu denilen isyancı birliğini Süleyman Şefik İngilizlerin istek ve desteği ile hazırladı. Birliğin oluşturulmasında genellikle Enver Paşanın ordudan tasfiye ettiği eski subaylar kullanıldı.
Özellikleri:
1.İsyan Adapazarı civarında başladı
2.Çerkez Ethem ve Refet Bele tarafından bastırıldı
3.İsyanın bastırılması sonucunda Kuva-yı İnzibatiye birliğinin çoğu milli mücadele saflarına geçti
Açıklama: Ahmet Anzavur ve Kuva-yı İnzibatiye İsyanlarının başarısız olması İngilizlere; İstanbul hükümetinin isyan düzenleme konusunda başarısız olduğunu gösterdi ki bundan sonra İngilizler kendileri isyan düzenlettirmeye başladılar.
Not: 28 Nisan 1920de Anadoluda, padişah adına, asayiş sağlamak için Anadolu Fevkalade Müfettişliği kuruldu.
Ahmet Anzavur Ayaklanması:
Sebep:
1.İngilizlerin, milli mücadelecileri Çanakkale Boğazı çevresine yanaştırmak istemeyişi
2.İstanbul yönetiminin milli mücadeleden duyduğu tedirginlik.
Özellikleri:
1.İsyan Marmaranın güneyinde Susurluk civarında çıkmıştır.
2.Milli mücadelecilere karşı bölgedeki Çerkezler kışkırtıldı
3.İsyan TBMM açılmadan önce başladı
4.Saltanat yanlısı bir isyandır
5.İsyan önce Çerkez Ethem tarafından bastırıldıysa da; Ahmet Anzavur tekrar isyan çıkardı. Bu isyanı ise Ali Fuat Cebesoy 20 Mayıs 1920de kesin olarak bastırdı.
2. İstanbul Yönetimi ve İşgalcilerce Çıkarılan İsyanlar
Bozkır-Zeynelabidin İsyanı (27 Eylül - 4 Ekim 1919)
1.Milli mücadeleye karşı çıkan ilk isyandır
2.Padişah taraftarı bir isyandır
3.Konya havalisinde çıkmıştır.
Bolu-Düzce Ayaklanması:
1.12 Nisan 1920de başladı
2.Çerkez Ethem tarafından bastırıldı
3.Çapanoğulları İsyanı
(15 Mayıs-27 Ağustos 1920)
Özellikleri:
1.Yozgat, Çorum ve Tokat havalisinde etkili oldu
2.Bölgedeki Aleviler de kullanılmak istendi
3.Çerkez Ethem tarafından bastırıldı
4.Delibaş Mehmet-Konya İsyanı (2 Ekim-15 Kasım 1920)
Özellikleri:
1.Halifelik taraftarı bir isyandır
2.Konya ve Ispartada etkili oldu
3.İsyanın çıkarılmasında İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar etkili oldu
4.Milli kuvvetler karşısında tutunamayan Delibaş Mehmet önce Fransızlara sonra Yunanlılara sığınmıştır.
5.Cemil Çeto İsyanı (17 Haziran 1920):
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır.
6.Milli Aşireti İsyanı (8 Haziran 1920):
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Fransızlardan destek almıştır
7.Koçgiri Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Kemah ve Divriğide etkili oldu
3.Bu isyanı II. İnönü Savaşı döneminde kurulmuş olan merkez ordusu bastırdı
8.Ali Batı İsyanı (11 Mayıs -18 Ağustos 1919):
Özelikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Diyarbakırda etkili oldu
3.Ali Batı çatışma esnasında öldürüldü
9.Çopur Musa Ayaklanması:
Özellikleri:
1.İsyan Afyonda çıktı
2.İsyanın çıkmasında Yunanlıların kışkırtmaları da etkili oldu
3.İsyan Refet Bele tarafından bastırıldı
3. Kuva-yı Milliyecilerin Çıkardığı Ayaklanmalar
Demirci Mehmet Efe Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiş olan Mehmet Efe, düzenli ordu kurulurken ilk günlerde düzenli ordunun emrine girmek istemedi
2.Demirci Mehmet Efe ikna edildi ve efeleriyle birlikte düzenli ordunun emrine alındı.
Çerkez Ethem Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler veren ve isyanların bastırılmasında büyük katkıları olan Çerkez Ethem düzenli ordunun emrine girmeyerek isyan etmiştir.
2.Çerkez Ethem, düzenli orduya karşı girdiği mücadelede başarılı olamayınca; 5 Ocak 1921de Yunanlılara sığınmış; Çerkez Etheme bağlı birlikler ise 20 Ocak 1921de düzenli ordunun emrine girmiştir.
4. Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar
Sebepleri:
1.Osmanlıdan toprak koparma düşüncesi
2.Emellerinin olduğu bölgelerde çoğunluk olma düşüncesi ile, Türk milletini yıldırarak, bölgeden kaçırma
3.İşlerini kolaylaştırma düşüncesi ile işgallere zemin hazırlama
4.İşgal devletlerinin kışkırtmaları
Ermeni isyanları Gümrü ve Ankara Antlaşmaları ile bitirilirken; Karadenizdeki Rum isyanları Şubat 1923e kadar devam etti.
TBMMnin İsyanlara Karşı Aldığı Önlemler:
1.İstanbul ile ilişkiler kesildi
2.İstanbul hükümetinin icraatları yok sayıldı
3.İstanbulun halkı milli mücadelecilere karşı kışkırtmak için yayınladığı fetvalara karşı; Ankara müftüsü Rıfat Börekçi fetva yayınladı
4.Damat Ferit Paşa vatan haini kabul edildi
5.29 Nisan 1920de Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı
6.18 Eylül 1920de İstiklal Mahkemeleri kuruldu
7.İsyanlara karşı Kuva-yı Milliye, merkez ordusu ve düzenli ordu kullanıldı
İsyanların Sonuçları:
1.Anadolu daha fazla işgal altında kaldı
2.Milli mücadelenin başarıya ulaşması gecikti
3.Yunanlılar Anadoluda daha fazla ilerledi
4.Kardeşkanı akıtıldı
5.Anadolu birliği zedelendi
6.Ekonomik zayiatlar oldu
7.İsyanları bastıran TBMMnin otoritesi arttı
Açıklamalar:
1.İsyanları kışkırtanlar ve çıkaranlar kutsal değerleri kullandılar
2.Padişaha bağlılık, milli mücadeleyi halka kötü gösterdi
3.Asker kaçaklarının bir kısmı isyanların insan gücünü oluşturdu
4.Yunan ordusu dahî bazı dönemlerde halifelik ordusu olarak tanıtıldı
5.İsyanların bastırılmasında TBMMnin güçler birliği ilkesi etkili oldu
6.TBMMye karşı çıkarılan isyanlarda İstanbul yönetimi Milli Egemenliği; İşgalciler Milli Bağımsızlığı hedef almıştır.
7.Milli Aşireti TBMM açılana kadar milli mücadele taraftarıydı
8.Mayıs 1919da başlayan isyanlar 1921 yılı sonlarına kadar devam etti.
Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920)
Antlaşmanın Geç İmzalanmasının Sebepleri:
1.Mondros Mütarekesinin kalıcı hükümler içermesi.
2.Osmanlıyı paylaşmak isteyen devletlerin çıkar çatışmasına girmesi
3.İşgalcilerin iç isyanlar ve Yunan işgalinin sonucunu beklemesi
4.Kurtuluş Savaşının başlamış olması
5.Yunanlıların İzmiri işgal etmesinin paylaşım planlarını değiştirmesi.
· İtilaf devletlerine göre Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma, Türk halkını kısmen rahatlatır ve Mustafa Kemalden koparırdı.
· Yunan güçleri, 22 Haziran 1920de, imzalanacak olan antlaşmanın kabulüne zemin hazırlamak için, Milne Hattını aşarak; Bursa-Uşak çizgisinde harekete geçti. Yunanlılar 20 Temmuz 1920de Doğu Trakyayı işgal ettiler.
· 3 Kasım 1919da İngilizler tarafından Yunanlıların güvenliğinin sağlanması ve Yunan işgalinin yerleşmesi için, İzmir, Aydın, Manisanın bir kısmı, Soma ve Ayvalıkın bir kısmını Yunan işgali altında bırakacak şekilde çizilen ve Yunanlıların ve Kuva-yı Milliyenin karşılıklı olarak geçmesi yasaklanan hatta Milne Hattı denilir.
· Bu gelişmeler üzerine Saltanat Şurası meseleyi görüşmek üzere 22 Temmuz 1920de toplandı. Yapılan şurada Rıza Paşa hariç tüm üyeler Sevr Antlaşmasının imzalanması yönünde kararını bildirdi. Saltanat Şurasının Sevr Antlaşmasını imzalamak istemesinde Bursa ve Doğu Trakyanın işgal edilmesi etkili oldu.
· Antlaşmanın maddelerini hafifletmek için Damat Ferit Paşa Fransadaki Sevr kasabasına gittiyse de etkili olamadı.
· Sevr Antlaşmasını imzalamak için Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Hadi Paşadan oluşan grup Fransaya gönderildi.
· İşgalci devletler Sevr Antlaşmasının imzalanması ile Şark Meselesinin hallolacağına inanıyordu.
· TBMM, Sevr Antlaşmasını tanımadığı gibi; 19 Ağustos 1920de aldığı kararla, antlaşmayı imzalayanları vatan haini kabul etti. Türk milletinin bu antlaşmaya cevabı ise kurtuluş savaşı oldu. Halk bu durum karşısında milli mücadelenin gereğini daha iyi anladı.
· Padişah, Sevr Antlaşmasının imzalanmasını kabul etmekle hukuka ve milli iradeye aykırı davranmıştır. Çünkü Kânun-i Esâsiye göre bir antlaşmanın imzalanabilmesi için Meclis-i Mebusanın onayının alınması gerekir.
· Sevr Antlaşması bu yönüyle hukuka aykırı olduğu gibi; Meclis-i Mebusanın aldığı Misak-ı Milli kararları ile çeliştiği için milli iradeye de aykırıdır.
· Türklerin çoğunlukta olduğu Anadoluyu böldüğü için evrensel beyannamelere de (Fransız İhtilalinin yaydığı fikirler ve Wilson Prensipleri) aykırıdır.
Sevr Antlaşmasının İçeriği:
1.Osmanlı ülkesi; Giresun, Ordu, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Sinop, Kastamonu, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik, İstanbul ve Kayserinin doğusu ile sınırlı kalıyordu.
2. Boğazlar, her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacak; Türklerin hiç bir etkisinin bulunmadığı, kendine has polis gücü, bütçesi ve bayrağı olan bir komisyon tarafından yönetilecek. (İlk defa boğazların yönetimi için komisyon kurulması kararı verilmiştir. Bu madde İstanbulu güvenliksiz hale getirmiştir).
3.Midye-Büyük Çekmece hattının batısı ve İzmir dâhil Batı Anadolu Yunanistana verilecek
4.Doğu Anadoluda sınırları Wilson tarafından çizilecek ve Karadeniz ile Akdenize çıkışı olan bir Ermeni devleti kurulacaktır.
5.Doğu Anadoluda bir Kürt devleti kurulacaktır.
6.Antalya ve Konya havalisi İç Batı Anadolunun içlerine kadar İtalyanlara verilecektir.
7.Mardin, Urfa, Antep, Adana, Malatya ve Sivas dolaylarını birleştiren bölge ve Suriye Fransaya verilecektir.
8.Hicaz hariç olmak üzere Arabistan ve Musul İngiltereye verilecektir.
9.Rodos ve On İki Ada İtalyaya; Ege Adaları Yunanistana verilecektir.
10. Brest-Litovsk Antlaşması tanınmayacaktır.
11.Osmanlı ordusunun mevcudu 50.700ü geçmeyecek; askerlik mecburi olmaktan çıkarılacak, deniz gücü 13 ufak gemiyi geçmeyecek, orduda tank, ağır makineli tüfek, top ve uçak bulunmayacaktır.
12.Osmanlı maliyesini işgalcilerin oluşturacağı bir komisyon düzenleyecektir.
13.Kapitülasyonlar genişletilerek bütün devletlere verilecektir.
14.Azınlık hakları artırılacak; azınlık haklarının garantisi için bir komisyon kurulacaktır.
15.Osmanlı savaş tazminatı ödeyecektir.
Antlaşmanın Önemi:
1.Osmanlı Devleti sömürge durumuna getirildi
2.İşgalciler şark meselesini hallettiklerine inandı
3.Halkın direnme gücü kamçılandı
4.Türk milleti İstanbul yönetimine ve İngilizlerle güvenilemeyeceğini bir defa daha anladı.
5.Azınlıklar emellerine ulaştığını zannetti.
Açıklamalar:
1.Osmanlı yönetimine göre Sevr Antlaşması tamamen yok olmaktan daha iyiydi
2.Bu antlaşma Ayestefanos Antlaşması gibi geçersiz ve uygulanmayan bir antlaşmadır.
Sevr Barış Antlaşmasına Karşı Tepkiler
· TBMM, Sevr Antlaşması daha imzalanmadan Türk topraklarının parçalanmasına razı olmayacağını tüm dünyaya ila etti.
· TBMMnin amacı; Misak-ı Milliyi kabul ettirmekti.
· TBMM, 19 Ağustos 1920de Sevr Antlaşmasını imzalayanları ve onaylayanları vatan haini olarak kabul ettiğini duyurdu.
· Sevr Antlaşması, Türk milletini umutsuzluğa sürüklemedi. Aksine azim ve karalılığını artırdı.
Düzenli Ordunun Kurulması
· İzmirin işgalinden sonra Kuva-yı Milliye birlikleri Ayvalık, Bergama, Soma, Akhisar, Salihli, Nazilli ve Aydında Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiştir.
· Kuva-yı Milliye düşmanı oylayabiliyor fakat düşmanı yurttan atacak şekilde karşı taarruza geçemiyordu. Bu durumu bilen Mustafa Kemal, düzenli ordunun kurulmasının şart olduğuna inanıyor; fakat bu düşüncesini meclise kabul ettiremiyordu.
· 22 Haziran 1920de başlayan Yunan Taarruzu Gediz muharebelerinde Kuva-yı Milliyenin mağlubiyetine sebep oldu. Kuva-yı Milliyenin komutanı olan Ali Fuat Cebesoy mağlubiyete Kuva-yı Milliyenin disiplinsizlik ve düzensizliğini sebep gösterirken; Kuva-yı Milliyeciler de mağlubiyetin sebebi olarak Ali Fuat Cebesoyun başarısızlığını ileri sürüyorlardı.
· Gediz muharebeleri, Mustafa Kemalin düzenli ordu konusundaki düşüncelerini haklı çıkarmış ve bunun üzerine 8 Kasım 1920de yapılan meclis toplantısı sonucunda Ali Fuat Cebesoyun Moskova büyük elçiliğine tayin edilmesine ve düzenli ordunun kurulmasına karar verilmiştir.
· Batı Cephesinde düzenli orduyu kurmakla İsmet İnönü görevlendirildi. Cephenin güneyi ise Refet Belenin komutasına verildi.
· 27 Aralık 1920de düzenli ordunun kurulması kararlaştırıldı
Düzenli Ordunun Kurulma Sebepleri:
1.Halk ile Kuvay-ı Milliye birliklerinin karşı karşıya gelmeye başlaması
2.Yunan ilerleyişinin durdurulamayışı
3.Kuvay-ı Milliyenin merkezi otoriteden yoksun oluşu
4.Kuvay-ı Milliyenin bölgesel amaçlı olması
Düzenli Ordunun Özellikleri:
1.Kurtuluş savaşında sadece Yunanlılara karşı savaştı
2.TBMMye karşı oluşan bazı isyanları bastırdı
3.Tekâlif-i Milliye Emirlerinin uygulanması sonucunda taarruz gücüne ulaştı
4.I. İnönü Muharebesi ilk savaşı ve ilk başarısıdır.
5.Eskişehir-Kütahya Muharebeleri tek başarısızlığıdır.
Muharebeler ve Sonuçları
Ermeni Meselesi ve Ermenilerle Savaş
Birinci Dünya Savaşına Kadar Ermeni Meselesi
· Ermeniler Osmanlı ülkesinde rahat bir şekilde yaşıyordu. Osmanlı Devletinde bakanlık ve yargıçlık yapan Ermeniler dahi vardı. Van, Bitlis, Diyarbakır, Tokat ve İstanbul yoğun olarak yerleştikleri yerlerdi. Osmanlı ülkesinin her yerine istedikleri gibi yayılmışlardı.
· Fatih zamanında İstanbulda Ermeni patrikhanesi kurulmuştur. Tanzimat döneminde Fransızlar Katoliklerin; İngilizler Protestanların koruyuculuğunu yaparken; Ruslar da Ortodoksların ve Ermenilerin koruyuculuğunu yapıyordu.
· Osmanlılar, Ermenilere, devlete bağlılıklarından dolayı millet-i sâdıka diyordu. XIX. yüzyılda birçok ayaklanma olurken; Ermeniler bu ayaklanmalardan pek etkilenmemiştir. Doğu Anadoluda karışıklıklar çıkararak, bu bölgeden güneye inmeyi planlayan Rusya, Ayestefanos Antlaşmasından itibaren Ermeni meselesini gündeme getirmiştir. Doğu Anadoluda bir Ermeni devleti kurdurarak Rusyanın güneye inmesini önlemek isteyen İngiltere ise Berlin Konferansında Ermeni meselesini gündeme getirdi. Böylece Ermeni meselesi İngiltere ile Rusyanın meselesi olarak ortaya çıktı.
· Rusya ve İngilterenin kışkırtmaları sonucunda XIX. yüzyılın sonlarında Ermeniler arasında da milliyetçilik çalışmaları görülmeye başladı. Ermeniler teşkilatlanmak için Hınçak (1887) ve Taşnak-Sütyun (1890) cemiyetlerini kurdular.
· Osmanlı ülkesinde en son isyan eden azınlık olan ve hiç bir bölgede yeterli çoğunluğu olmayan Ermenilerin, Osmanlı ülkesinde isyanlar çıkararak başarıya ulaşmaları mümkün değildi.
· Ermeniler 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Bankasını bastılar,
· 1904de Sason İsyanını;
· 1914de Zeytun İsyanını çıkardılar.
· II. Abdülhamite suikast düzenlediler.
Birinci Dünya Savaşında Ermeni Meselesi
· Birinci Dünya Savaşı esnasında Ruslar, tarafından kullanılan Ermeniler, yıllarca birlikte yaşadıkları Türklere saldırmaktan çekinmediler.
· Osmanlı Devleti, Doğu Anadoluda Türklerle Ermeniler arasında olayların çıkmaması için Ermenileri 14 Mayıs 1915de çıkardığı Sevk ve İskan Kanunu ile Suriye bölgesine göç ettirdi.
· Brest-Litovsk Antlaşması ile Rusya I. Dünya Savaşından çekilince; İngilizler Batum petrol bölgesinde etkili olabilmek ve Osmanlı ile Rusya arasında tampon bölge oluşturmak için Gümrü civarında Ermenilere devlet kurdurdu (28 Mayıs 1918).
· Paris Konferansında, Doğu Anadoluda, Ermeni devletinin kurulması kabul edildi. Mondros Mütarekesinin İngilizce metninde Doğu illerine Ermeni vilayetleri denmesi de İngilizlerin Ermenilerle ilgili düşüncesini, daha Paris Konferansından önce ortaya koyuyordu.
· Doğu Anadoluda kurulacak olan Ermeni devletinin mandaterliği Paris Konferansı esnasında ABDye verilmiştir. ABD Ermeni mandaterliğinden Aralık 1919da oluşturulan Harbord Raporu sonucunda vazgeçmiştir. Bu rapor Ermenilerin Doğu Anadoluda azınlıkta olduğunu, Türklerin mücadeleye hazır olduğunu ve ABD için Doğu Anadoluya yönelik olarak alınacak bir mandaterliğin zararlı olacağı belirtiyordu.
Kurtuluş Savaşında Ermeni Meselesi
Doğu Anadoludaki Ermeni olaylarından dolayı Kâzım Karabekir komutanı olduğu XV. Kolorduyu dağıtmamıştı. Bu kolordunun varlığı Ermeniler için kısmen de olsa caydırıcı bir unsurdu. Bölge, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin çalışmaları sonucu örgütlenmişti.
· 9 Haziran 1920de Kâzım Karabekirin, TBMM tarafından, doğu cephesi komutanlığına atanması sonucunda devletin ilk cephesi oluşmuş oldu.
· 28 Ekim 1920de harekete geçen Türk ordusu karşısında tutunamayacağını anlayan Ermeniler, barış isteyince, 3 Aralık 1920de Kâzım Karabekir, TBMM adına Ermenilerle Gümrü Antlaşmasını imzaladı.
Not: 5 Aralık 1920de Ermenistan, Sovyet Rusya yönetimine girdiği için Gümrü Antlaşması, Ermeni meclisinden geçememiştir.
Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920)
1.Ermeniler, Kars, Gümrü ve Sarıkamışı terk edecek.
2.Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası Türk-Ermeni sınırı olacak.
3.Ermeniler TBMM aleyhine olan antlaşmaları tanımayacaktır.
4.Göç ettirilmiş olan Ermeniler altı ay içinde Türkiyeye geri dönebilecektir.
Ermeniler Kars civarından çekilince; Türkiye, Gürcülerle sınır komşusu oldu. Ardahanın bir kısmı, Artvin ve Batum Gürcülerin elindeydi. TBMMnin verdiği ültimatom (kesin uyarı) sonucunda 23 Şubat 1921de Gürcüler, Artvin, Ardahan ve Batumu terk etti (Batum Antlaşması).
Gümrü Antlaşmasının Önemi:
1.Mondros Mütarekesi ile belirlenen sınırlar ilk defa aşılmıştır.
2.TBMMnin ilk askeri ve siyasi başarısı görüldü.
3.Ermenistan TBMMyi antlaşma imzalayarak tanıyan ilk devlet oldu.
4.Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı.
5.Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu.
6.Doğu sınırının belirlenmesi yönünde ilk adım atıldı.
7.Doğudaki güçleri batıya kaydırma imkânı oluştu.
Güney Cephesinde Maraş ve Urfanın Kurtarılması,
Antep Savunması
Mondros Mütarekesinden sonra İngilizler, 9 Kasım 1918de İskenderunu, 17 Aralık 1918de Antepi, 22 Şubat 1919da Maraşı ve 24 Mart 1919da Urfayı işgal ettiler.
Fransızlar ise Mersin, Adana, Hatay ve Osmaniyeyi işgal ettiler.
İngilizler petrol bölgelerine karşılık Maraş (30 Ekim 1919), Urfa (30 Ekim 1919) ve Antepi (5 Kasım 1919) Fransızlara devrettiler.
Fransızlar Suriye ve Mısırdan getirdikleri Ermenilere intikam alayları kurdurarak, Ermenileri bölgedeki Türklere karşı kullandılar. Ermeniler Çukurovada devlet kurmak istediklerinden dolayı Türklere karşı saldırıya geçtiler.
Batı Anadoluda düşmana karşı seçilmiş gerilla güçleri savaş verirken; güney cephesinde kadın, çocuk, ihtiyar olmak üzere halk düşmana karşı topyekûn bir mücadeleye girmiştir.
Sivas Kongresinde, güney cephesinin, gönderilecek subaylarca düzenlenip halkın düşmana karşı harekete geçirilmesi planlanmıştır.
Fransızlar ile Türk halkı arasında ilk ciddi çarpışmalar, Sütçü İmamın harekete geçmesi ile Maraşta başlamıştır. Maraş halkı Fransızları 10 Şubat 1920de Maraştan atmayı başardı.
11 Nisan 1920de ise Urfa halkı Fransızları memleketlerinden atmayı başardı.
Şahin Bey mücadelesi ile ünlenen Antep ise bütün gayretlerine rağmen Fransızlara teslim olmak zorunda kaldı (Şubat 1921).
TBMM daha sonraki yıllarda Maraşa kahraman; Urfaya şanlı; Antepe ise gazi unvanını vermiştir.
Adanada ise mücadeleler 20 Ekim 1921de imzalanan Ankara Antlaşmasına kadar devam etti.
Açıklama:
Güney cephesi, Ankara Antlaşması ile kapanmış ve Adana ile Antep savaş yapılmadan Fransızlardan geri alınmıştır.
Batı Cephesi Muharebeleri
· Kurtuluş Savaşında Doğu ve Güney cephelerinin dışında asıl ve uzun savaşlar Yunanlılara karşı Batı Cephesinde yapıldı.
· İzmiri işgal eden Yunanlılara karşı Batı Anadoluda cepheler oluşturuldu.
· Düzenli ordunun kurulmasından sonra Yunan ordusuna karşı daha yoğun bir mücadele verildi.
Çerkez Ethem Olayı
· Birinci Dünya Savaşından sonra ordudan ayrılan Ethem Bey, Yunanlıların İzmiri işgal etmesi üzerine silahlı mücadeleye başladı.
· Kendisini Salihli Cephesi Komutanı ilan etti.
· Emri altındaki insanlara maaş bağladı.
· Milli Mücadeleye ve TBMMye karşı çıkan isyanlarda büyük ölçüde Ethem Beyin birliklerinden faydalanıldı.
· Fakat zamanla kendine duyduğu aşırı güven ve düzenli orduya katılmama tavrı bir soruna dönüştü.
· Bağımsız hareket etmeye başlayan Ethem Bey, düzenli ordunun emrine girmedi.
· Batı Cephesi komutanı olan İsmet Bey, askeri bir harekâtla Ethem Beyi ve birliklerini kontrol altına almaya çalıştı.
· Taraflar arasında çatışmalar yaşandı.
· Bir süre sonra Ethem Bey can güvenliği sebebiyle yurdu terk ederken, birlikleri de düzenli orduya katıldı.
Yunanlıların Anadoluda İlerleme Sebepleri:
1.Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olması
2.Cephede ilk dönemde disiplin olmaması
3.İsyanlardan dolayı Anadoluda birliğin geç sağlanması
4.İngilizlerin Yunanlılara yardım etmesi
5.Mondros Mütarekesinin taşıdığı ağır maddelerden dolayı Osmanlı Devletinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirememesi
Paris Konferansında, Türkiyenin mandaterliğinin hiç bir devlet tarafından alınmamasını savunan Fransa; Yunanistanın İzmiri terk etmesini de istiyordu.
Dünya Müslümanlarından çekinen İngilizler, İstanbulu paylaşım planları içine almamıştır.
Paris Konferansında Kürtlerin mandaterliğini İngilizler kabul etmiştir.
Batı Anadoluda Yunanlılara karşı ilk mücadeleyi Kuva-yı Milliye birlikleri verdi. 1921 yılının başlarında oluşan düzenli ordu ise ilk savaşını Çerkez Etheme karşı vermek zorunda kaldı
8.9 Temmuz 1920de Bursa işgal edilince meclis kürsüsüne siyah bir örtü çekildi. Bu örtü 6 Eylül 1922de kaldırılmıştır.
Birinci İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1921)
Sebepleri:
1.Demir yolu hattından dolayı Yunanlılar Eskişehiri ele geçirmek istiyordu.
2.Yunanlılar, yardım alabilmek için, batılı devletlere güçlerini ispatlamak istiyordu.
3.Yunanlılar Çerkez Ethemin isyanından faydalanmak istiyordu.
4.Yunanlılar TBMMye Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek istiyordu.
İsmet İnönü komutasındaki düzenli ordu Yunanlıları durdurmayı başarmıştır.
Birinci İnönü Zaferinin Önemi:
1.Düzenli ordu ilk zaferini kazandı.
2.İtilaf devletleri arasında anlaşmazlık yaşandı.
3.İsmet İnönü tuğgeneral rütbesi aldı.
4.TBMMnin içte ve dışta saygınlığı arttı.
5.Çerkez Ethem isyanı bastırıldı.
6.Afganistan ve SSCB ile dostluk anlaşması imzalandı.
7.İstiklal Marşımız kabul edildi (12 Mart 1921).
8.Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edildi.
9.Halkın orduya ve TBMMye karşı güveni arttı.
10.Asker toplama işi kolaylaştı.
11.İstanbul hükümeti ve TBMM Londra Konferansına davet edildi.
İstiklal Marşının Kabulü (12 Mart 1921)
· 1920 yılında Erkân-ı Harbiye (Genel Kurmay Başkanlığı) tarafından ifade edildi.
· 1921 yılı başında Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) Türk milletinin ruhuna uygun mili bir marş yarışması açtı.
· Yarışamaya 724 şair başvurdu, ancak birinciliğe lâyık eser bulunamadı.
· Para ödüllü olduğu için yarışmaya katılmayan Mehmet Akife, bir şiir yazması için teklif götürüldü. Ödül kaldırıldı.
· Mehmet Akifin yazdığı şiir, 12 Mart 1921 tarihinde TBMMnde coşkuyla kabul edildi.
· Birincilik ödülünü kabul etmeyen Mehmet Akif, parayı Dârülacezeye bağışlamıştır.
Londra Konferansı (23 Şubat-12 Mart 1921)
Sebepleri:
1.Düzenli ordunun I. İnönü Savaşındaki başarısı.
2.İtilaflar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm aramak.
3.Rusya ile TBMMnin yaklaşmaya başlaması.
4.TBMMye Sevr Antlaşmasının kabul ettirilmek istenmesi.
5.Yunan ordusuna zaman kazandırma düşüncesi.
6.TBMMnin Gümrü başarısı.
7.Güneyde Fransızlara karşı başarılı mücadeleler verilmesi.
Konferansa İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Osmanlı Devleti ve TBMM katıldı.
TBMMyi hukuken tanımak istemeyen İngilizler, TBMMyi konferansa direkt olarak davet etmeyip Londra Konferansına Türkiyeden öncelikle İstanbul hükümetini çağırmıştır. İngilizler, konferansta ikilik çıkarmak amacıyla ve TBMMye Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek için İstanbul hükümetinden TBMM adına Mustafa Kemalin uygun göreceği bir temsilci getirmesini istemiştir.
Mustafa Kemal, konferansa direkt olarak davet edilmedikçe TBMMnin katılamayaca
|