Leyl Suresi 19
Ve mâ li ehadin indehu min ni`metin tuczâ.
1. ve mâ : ve olmaz, değildir
2. li ehadin : bir kimseye
3. inde-hu : onun yanında
4. min ni`metin : bir ni`met
5. tuczâ : karşılığı olsun
İmam İskender Ali Mihr : Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O`nun (Allah`ın) katında, bir ni`met karşılığı olsun diye değildir.
Diyanet İşleri : (19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve hiçbir kimseden, bir nîmetle mükâfatlanmayı dilemez.
Adem Uğur : Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.
Ahmed Hulusi : Bunu ne karşılık bekleyerek yapar (ne de kendisine yapılanların karşılığı olarak)!
Ahmet Tekin : Mal vererek ihsanda bulundukları hiçbir kimsenin, kendilerine bir mukabeleleri bir şükran borçları da yoktur.
Ahmet Varol : Onda hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti yoktur.
Ali Bulaç : Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
Ali Fikri Yavuz : Onda, (bu takva sahibinde) hiç kimsenin bir nimeti yoktur ki, (yaptığı hayırlı amel) o nimete karşılık tutulmuş olsun.
Bekir Sadak : (19-20) O yaptigi iyiligi birinden karsilik gormek icin degil, ancak yuce Rabbinin hosnudlugunu gozeterek yapmistir.
Celal Yıldırım : O`nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur.
Diyanet İşleri (eski) : (19-20) O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
Diyanet Vakfi : (19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
Edip Yüksel : Hiç kimseden de buna karşılık bir iyilik beklemez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onda hiç kimsenin mükâfat edilecek bir ni`meti yoktur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve onda hiç kimsenin mükafat edilecek bir nimeti yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.
Fizilal-il Kuran : O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için yapmaz.
Gültekin Onan : Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
Hasan Basri Çantay : Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek hiçbir ni`met (ve minnet) i yokdur,
Hayrat Neşriyat : Onun yanında (o malını Allah yolunda sarf edenin üzerinde), hiçkimsenin karşılığı verilecek bir ni`meti (bir alacağı) yoktur.
İbni Kesir : O`nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.
Muhammed Esed : gördüğü bir iyiliğin karşılığı olarak değil,
Ömer Nasuhi Bilmen : Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın.
Ömer Öngüt : Onda hiç kimseye verilecek bir minnet borcu yoktur.
Şaban Piriş : Hiç kimseden bir karşılık, nimet beklemez.
Suat Yıldırım : O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez.
Süleyman Ateş : Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni`meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil),
Tefhim-ul Kuran : Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur;
Ümit Şimşek : Onun kimseye bir borcu yoktur ki, verirken ona karşılık olarak versin.
Yaşar Nuri Öztürk : Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.
|