Mearic Suresi 24
Vellezîne fî emvâlihim hakkun malûm(malûmun).
1. ve ellezîne : ve onlar
2. fî : içinde, de
3. emvâli-him : onların malları, malları
4. hakkun : hak, pay
5. ma`lûmun : bilinen, belirli
İmam İskender Ali Mihr : Ve onlar, mallarında belirli bir hak bulunanlardır.
Diyanet İşleri : (24-25) Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve öyle kişilerdir onlar ki mallarında malûm bir hak var.
Adem Uğur : Mallarında, belli bir hak vardır,
Ahmed Hulusi : Onlar ki, onların mallarında bilinen bir hak vardır;
Ahmet Tekin : Allahın farz kıldığı sosyal yardım düzeninin icabı, mallarında ihtiyaç sahipleri için alınması gereken belirlenmiş hakları olduğunu bilenlerdir.
Ahmet Varol : Mallarında belirli bir hak vardır.
Ali Bulaç : Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:
Ali Fikri Yavuz : Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır:
Bekir Sadak : (22-27) Ancak namaz kilip namazlarinda yoksul ve yoksuna belirli bir hak taniyanlar, ceza gununu dogrulayanlar, Rablerinin azabindan korkanlar boyle degildir.
Celal Yıldırım : (24-25) Mallarında, muhtaç durumda olana, maldan yoksun bulunana belirli bir hak ayıranlar.
Diyanet İşleri (eski) : (22-27) Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.
Diyanet Vakfi : (24-25) Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar;
Edip Yüksel : Paralarında bilinen bir pay (zekat) ayrılmıştır,
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlar ki mallarında vardır bir hakkı ma`lûm
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar ki, mallarında belli bir hak vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onların mallarında belli bir hak vardır,
Fizilal-il Kuran : Mallarında belli bir hisse vardır.
Gültekin Onan : Ve onların mallarında belirli bir hak vardır.
Hasan Basri Çantay : (24-25) Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar,
Hayrat Neşriyat : (24-25) Ve onlar ki mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak (olan zekât) vardır (o hakkı onlara verirler).
İbni Kesir : Ve onlar ki; mallarında belirli bir hak vardır;
Muhammed Esed : ve şunlar: malları üzerinde (başkasının) hak sahibi olduğunu kabul edenler,
Ömer Nasuhi Bilmen : (23-24) Onlar ki namazları üzerine devam ederler. Ve onlar ki, mallarında bir malum hak vardır.
Ömer Öngüt : Onların mallarında belli bir hak vardır.
Şaban Piriş : Onların mallarında belli bir hak vardır.
Suat Yıldırım : (24-25) Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar.
Süleyman Ateş : Onların mallarında belli bir hisse vardır:
Tefhim-ul Kuran : Ve onların mallarında belirli bir hak vardır.
Ümit Şimşek : Mallarında da belirli bir pay vardır:
Yaşar Nuri Öztürk : Bunların mallarında belirli bir hak vardır:
|