Kâlû e ve lem teku tetîkum rusulukum bil beyyinât(beyyinâti), kâlû belâ, kâlû fedû, ve mâ duâul kâfirîne illâ fî dalâl(dalâlin).
1. kâlû : dediler
2. e ve lem teku : ve olmadı mı
3. te`tî-kum : size geldi
4. rusulu-kum : sizin resûlleriniz
5. bi el beyyinâti : beyyinelerle, belgelerle, delillerle
6. kâlû : dediler
7. belâ : evet
8. kâlû : dediler
9. fe : artık, öyleyse
10. ud`û : dua edin, yalvarın
11. ve mâ : ve değil
12. duâu el kâfirîne : kâfirlerin duası
13. illâ : sadece, den başka
14. fî : içinde
15. dalâlin : dalâlet
İmam İskender Ali Mihr : (Cehennem bekçileri) dediler ki: "Resûlleriniz, size beyyineler ile gelmediler mi?" "Evet." dediler. (Bekçiler): "Öyleyse siz dua edin (siz yalvarın) dediler." Kâfirlerin duası, sadece dalâlettir (dalâletin içindedir).
Diyanet İşleri : (Cehennem bekçileri) derler ki: Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi? Onlar, Evet, getirmişti derler. (Bekçiler), Öyleyse kendiniz yalvarın derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar da, peygamberleriniz, apaçık delillerle gelmedi miydi size diyecekler; onlar, evet diyecekler, bekçiler, öyleyse diyecekler, siz yalvarın ve kâfirlerin duâsıysa ancak boşa gider.
Adem Uğur : (Bekçiler
Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
Ahmed Hulusi : (Bekçiler) dediler ki: "Rasûlleriniz size apaçık deliller olarak gelmedi mi?". . . Dediler ki: "Evet". . . (Bekçiler) dediler ki: "O hâlde kendiniz dua edin!". . . Hakikat bilgisini inkâr edenlerin duası da asılsız yönelişten başka bir şey değildir.
Ahmet Tekin : Bekçiler:
`Size, peygamberleriniz, açık açık delillerle gelmediler mi?` derler. Onlar da:
`Elbette deliller getirdiler` derler. Bekçiler:
`O halde, kendiniz yalvarın` derler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allaha iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin yalvarması boşunadır, icabet edilmez.
Ahmet Varol : Onlar: `Elçileriniz size apaçık delillerle gelmiyorlar mıydı?` derler. `Evet (geliyorlardı)` derler. (Bunun üzerine) onlar: `Öyleyse siz dua edin` derler. Ancak inkârcıların duaları hep boşunadır.
Ali Bulaç : (Bekçiler
"Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler
"Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Ali Fikri Yavuz : (Cehennem bekçileri ateşteki kâfirlere) şöyle derler: - Size peygamberleriniz mucizelerle gelmedi miydi? Onlar: -Evet derler. (Bekçiler, onlarla alay etmek kasdi ile şöyle) derler - O halde kendiniz (Allaha) yalvarın. Kâfirlerin yalvarıb yakarması ise hep boşunadır.
Bekir Sadak : Bekciler: «Size, belgelerle peygamberleriniz gelmis miydi?» derler. Onlar da: «Evet, gelmisti» derler. Bekciler: «O halde kendiniz yalvarin» derler. Inkarcilarin yalvarisi suphesiz bosunadir. *
Celal Yıldırım : Bekçiler, «size peygamberleriniz açık belgeler ve mu`cizelerle gelmediler mi ?» derler. Onlar, «evet geldiler,» diye cevap verirler. (Bunun üzerine bekçiler onlara
«Öyle ise kendiniz duâ edin,» derler. Kâfirlerin duası elbette boş ve neticesizdir.
Diyanet İşleri (eski) : Bekçiler: `Size, belgelerle peygamberleriniz gelmiş miydi?` derler. Onlar da: `Evet, gelmişti` derler. Bekçiler: `O halde kendiniz yalvarın` derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Diyanet Vakfi : (Bekçiler
Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
Edip Yüksel : Onlar da derler ki, `Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?` `Evet` derler. Bunun üzerine onlar, `Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez.`
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya size, derler: beyyinelerle Resulleriniz geliyor değilmi idi ki? Evet, derler, öyle ise kendiniz duâ edin derler, kâfirlerin duâsı ise hep çıkmazdadır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bekçiler: «Ya size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı ki?» derler. Onlar: « Evet.» derler. Bekçiler: «Öyle ise kendiniz dua edin.» derler. Kafirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bekçiler de: «Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?» diye sorarlar. Onlar: «Evet» derler. Bekçiler: «Öyle ise kendiniz dua edin» derler. Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
Fizilal-il Kuran : Bekçiler dediler ki: «Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?» «Evet getirirlerdi» dediler. Bekçiler: «Öyleyse yalvarıp durun. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır» dediler.
Gültekin Onan : (Bekçiler
"Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler
"Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Hasan Basri Çantay : (Bekçiler şöyle) söylediler (söylerler): «Size peygamberleriniz açık açık bürhanlar (mu`cizeler) getirmedi miydi»? (Öbürleri) «Evet (getirdi) dediler (derler). (Bekçiler de) «O halde (kendiniz) yalvarın!» dediler (derler). Halbuki kâfirlerin düâsı hedef olmakdan başka (bir değeri haaiz) değildir.
Hayrat Neşriyat : (Cehennemin bekçileri
`Size peygamberleriniz mu`cizeler getirmiyorlar mıydı?` derler. Onlar: `Evet (getiriyorlardı)!` derler. (Bunun üzerine bekçiler
`Öyle ise (kendiniz)duâ edin!` derler. Hâlbuki kâfirlerin duâsı, ancak boşuna (yorulmak)tır.
İbni Kesir : Onlar da derler ki: Size peygamberleriniz burhanlarla gelmemişler miydi? Evet, derler. Öyleyse kendiniz yalvarın, derler. Kafirlerin yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Muhammed Esed : (Cehennemin bekçileri): "Elçileriniz size hakikatin bütün kanıtlarını getirmiş değiller miydi?" diye soracaklar. O (ateşdeki)ler, "Evet, öyleydi!" diyecekler. (Ve cehennemin bekçileri,) "Madem öyle yalvarıp durun!" diye cevap verecekler; çünkü inkar edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Derler ki: «Size peygamberleriniz, açık açık mucizeler ile gelivermekte değil mi idiler?» Derler ki: «Evet...» (Bekçiler de) Derler ki: «O halde siz yalvarınız. Kâfirlerin duaları ise beyhûde yere olmaktan başka değildir.»
Ömer Öngüt : Bekçiler: "Size peygamberleriniz açık açık delillerle (mucizelerle) gelmemiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet gelmişti. " derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın. " derler. İnkârcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Şaban Piriş : Onlar da: -Size, apaçık belgelerle peygamberleriniz gelmedi mi? derler. -Evet, derler. Bekçiler de: -O halde kendiniz dua edin. Ama kafirlerin duası boşunadır, derler.
Suat Yıldırım : Onlar: "Peygamberleriniz size açık açık delillerle gelmediler mi?" deyince: "Evet!" diye cevap verirler. Bu defa onlar: "O halde siz kendiniz yalvaracaksanız yalvarın (biz sizin durumunuzdaki kimseler için dua etmeyiz.)" derler. Kâfirlerin duaları ise neticesiz kalır.
Süleyman Ateş : (Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler
"Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.
Tefhim-ul Kuran : (Bekçiler
«Size kendi peygamberleriniz apaçık belgelerle gelmez miydi?» dediler. Onlar: «Evet» dediler. (Bekçiler
«Şu halde siz dua edin» dediler. Oysa kâfirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Ümit Şimşek : Cehennem bekçileri derler ki: `Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmedi mi?` Onlar `Evet` derler. Bekçiler ise `Öyleyse kendiniz dua edin,` derler. `Ama kâfirlerin duası boşunadır.`
Yaşar Nuri Öztürk : Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler.