Mutaffifin Suresi 15
Kellâ innehum an rabbihim yevmeizin le mahcûbûn(mahcûbûne).
1. kellâ : hayır
2. inne-hum : muhakkak ki onlar
3. an rabbi-him : Rab`lerinden
4. yevme izin : o gün
5. le : mutlaka, elbette
6. mahcûbûne : hicaplanmış, perdelenmiş olanlardır
İmam İskender Ali Mihr : Hayır, muhakkak ki onlar izin günü Rab`lerinden elbette perdelenmiş olanlardır (Rab`lerini göremezler).
Diyanet İşleri : Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı : İş öyle değil, hayır, şüphe yok ki onlar, o gün elbette Rablerinin lütfünden, bir perdeyle, bir engelle uzak kalırlar.
Adem Uğur : Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O`nu görmekten) mahrum kalmışlardır.
Ahmed Hulusi : Hayır! Muhakkak ki onlar, o gün, elbette Rablerinden perdelidirler!
Ahmet Tekin : Başlarına gelecekleri düşünsünler. Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Ahmet Varol : Hayır. Onlar o gün Rabblerinden perdelenmişlerdir. [2]
Ali Bulaç : Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır.
Ali Fikri Yavuz : Hayır, (Onlar iman etmezler). Muhakkak ki onlar, o kıyamet günü Rablerinin rahmetinden menedilmişlerdir.
Bekir Sadak : Hayir; dogrusu onlar o gun, Rablerinden yoksun kalacaklardir.
Celal Yıldırım : Hayır, (iş bu kadar do değil), onlar o gün elbette Rablarından (O`nu görmekten, rahmetine, yüce nimetlerine ermekten) perde arkasında (mahrum ve mahcûb) kalacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır.
Diyanet Vakfi : Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O`nu görmekten) mahrum kalmışlardır.
Edip Yüksel : Doğrusu, o gün onlar Rab`lerinden perdelenir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hayır hayır! Muhakkakki onlar o gün rablarından hicabda kalacaklar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hayır, hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Fizilal-il Kuran : Hayır, şüphesiz onlar o gün, Rabblerinden mahrum kalacaklardır.
Gültekin Onan : Hayır; gerçekten onlar, rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır.
Hasan Basri Çantay : Hayır (inanmazlar) Şübhesiz ki onlar o gün Rableri (ni görmek) den kat`iyyen mahrumdurlar.
Hayrat Neşriyat : Hayır! Şübhesiz onlar, o gün Rablerinden gerçekten perdelenmiş olan kimselerdir(Onu göremezler)!
İbni Kesir : Hayır doğrusu onlar, o gün Rabblarından kesinlikle mahrumdurlar.
Muhammed Esed : Elbette onlar, o Gün Rablerin(in rahmetin)den yoksun bırakılacaklar:
Ömer Nasuhi Bilmen : Hayır. Şüphe yok ki, onlar, o gün Rabblerinden elbette hicapta kalmış kimselerdir.
Ömer Öngüt : Hayır! Muhakkak ki onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır.
Şaban Piriş : -Hayır! Gerçek şu ki, onlar o gün Rablerinden mahrum olanlardır.
Suat Yıldırım : Hayır! Hayır! Bu, cezasız kalmayacak. Onlar, o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır.
Süleyman Ateş : Hayır, doğrusu onlar, o gün Rablerinden perdelenmişlerdir.
Tefhim-ul Kuran : Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır.
Ümit Şimşek : Heyhat! Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir.
|