Necm Suresi 10
Fe evhâ ilâ abdihî mâ evhâ.
1. fe evhâ : böylece vahyetti
2. ilâ abdi-hî : onun kuluna
3. mâ : şey
4. evhâ : vahyetti
İmam İskender Ali Mihr : Böylece O`nun kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti.
Diyanet İşleri : Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse.
Adem Uğur : Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.
Ahmed Hulusi : Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ahmet Tekin : Allahın kendisine tevdî ettiği vahiy emanetini, Allahı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allaha bağlanan, saygılı kulu Muhammede vahiy yoluyla iletti.
Ahmet Varol : Derken (Allah`ın) kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ali Bulaç : Böylece O`nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ali Fikri Yavuz : (Cebrâil) vahy etti Allahın kuluna vahy ettiğini!...
Bekir Sadak : Allah o anda kuluna vahyedecegini etti.
Celal Yıldırım : Kuluna vahyettiğini etti.
Diyanet İşleri (eski) : Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti.
Diyanet Vakfi : (10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Edip Yüksel : Ve sonra kuluna ne bildirilecekse onu vahyetti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Verdi kuluna verdiği vahyi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : kuluna verdiği vahyi verdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
Fizilal-il Kuran : O anda Allah dilediği mesajı Kul`una vahyetti.
Gültekin Onan : Böylece O`nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Hasan Basri Çantay : (Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi.
Hayrat Neşriyat : İşte (Allah) kuluna vahyettiğini, vahyetti.
İbni Kesir : O vakit kuluna vahyedeceğini etti.
Muhammed Esed : Böylece (Allah), vahyedilmesini uygun gördüğü her şeyi kuluna vahyetmiş oldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Hemen (Allah Teâlâ`nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ömer Öngüt : O anda kuluna vahyedeceğini vahyetti.
Şaban Piriş : O anda (Allahın) kuluna vahyettiğini iletti.
Suat Yıldırım : O da kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti.
Süleyman Ateş : Kuluna, vahyettiğini vahyetti.
Tefhim-ul Kuran : Böylece O`nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ümit Şimşek : Vahyedilecek şeyi Allah`ın kuluna vahyetti.
Yaşar Nuri Öztürk : Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.
|