Aşağıdaki Hatalar Oluştu:
Warning [2] Use of undefined constant SAPI_NAME - assumed 'SAPI_NAME' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3379 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3379 errorHandler->error
/showthread.php 116 build_archive_link
Warning [2] Use of undefined constant IN_ARCHIVE - assumed 'IN_ARCHIVE' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3322 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3322 errorHandler->error
/inc/functions.php 3315 build_forum_breadcrumb
/showthread.php 195 build_forum_breadcrumb
Warning [2] Use of undefined constant IN_ARCHIVE - assumed 'IN_ARCHIVE' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 3322 - File: inc/functions.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
/inc/functions.php 3322 errorHandler->error
/showthread.php 195 build_forum_breadcrumb
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 357 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 357 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/inc/functions_post.php 571 postParser->parse_message
/showthread.php 968 build_postbit
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 364 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 364 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/inc/functions_post.php 571 postParser->parse_message
/showthread.php 968 build_postbit



   
Ana Sayfa Portal Gelişmiş Arama Üye Listesi Takvim Yardım Belgeleri
Tarih: 20.04.2024, Saat: 11:58 Hoşgeldin, Ziyaretçi: (Giriş YapÜye Ol)
Hızlı Arama:
Yeni Yorum Gönder 
 
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Nisa Suresi Edip Yuksel
16.10.2012, 20:30
Yorum: #1
Nisa Suresi Edip Yuksel
4. KADIN (NİSA) SÛRESİ



Rahman, Rahim Allah`ın İsmiyle

1- İnsanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan, ikisinden pek çok erkek ve kadın üreten*23[1] Rabbinizi dinleyin. Adına birbirinizden isteklerde bulunduğunuz ALLAH`a saygı gösterin; akrabalara da... ALLAH elbette sizi Gözetlemektedir.


[1] * 4:1 Erkek ve dişi, çok ufak bir farkla aynı genetik programı paylaşırlar. Adem`in kaburga kemiği hikayelerinin bu yaratılış gerçeğiyle bir ilişkisi yoktur.


Poligami:Yetimleri Korumak İçin

2- Yetimlere mallarını verin. Temiz olanı pis olanla değişmeyin. Mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Bu büyük bir adaletsizlik olur.

3- Yetimler hakkında adaletli davranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklari ile*[2] yetinin. Sapmamanız için en uygunu budur.**[3]


[2]* 4:3 4:3, 24-25, 36 ve 24:33, 58 ayetlerinde gecen "ma meleket eymanukum" ifadesini "Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları" biçiminde çevirmeliyiz. Zira "eYMaN" kelimesi "YeMYN" kelimesinin çoğulu olup, çoğul biçimiyle Kuran boyunca "sözler /anlaşmalar anlamında kullanılır (Bak: 4:33 5:89; 9:12; 16:91; 2:224-225; 16:92, 94; 30:28; 66:2; 5:53; 6:109;....). Kuran`daki bu kullanılışa bakılınca EYMAN kelimesinin "sağ el" anlamına gelen "YeMYN" kelimesinin çoğulu olarak kullanılMAdığına tanık oluyoruz. Tıpkı "AYET" kelimesinin tekili ve çoğulu arasında yapılan fark gibi. İslam`a girmeden önce veya cahiliyye dönemindeyken nikah kıymadan birlikte hayat yaşayan insanlar bu ifadede anlatılan sınıfa girer. Kuran, bu müslüman olmaya karar verdikten sonra bu insanların aralarındaki yemini ve anlaşmayı bozup birbirlerinden ayrılmalarını istemiyor. İki kız kardeşle evlenmiş olanların da bu hatayı işledikten sonra ayrılmalarını istemediği gibi... (4:23). Ortada nikahsız birlikteliğe bir teşvik yok. Sadece mevcut bir problemi daha da büyütmemek ve insanların müslüman olmalarının önüne engeller çıkarmamak amacını gütmektedir.

[3] *" 4:3 Özellikle savaş anlarında dul kalan kadınlara ve yetimlere ekonomik ve psikolojik yardım sağlamak amacıyla sadece dul kadınlarla çok evliliğe izin verilir. (Ayrıca bakınız 4:127). Kuran`a inanan ve onu uygulayan Muhammed peygamberin poligami pratik etmesi bu amaç doğrultusunda olmalı. Kuşkusuz, dul kadınların "güzellikleri" ve diğer nitelikleri onlarla evlenme konusunda faktör olabilir. Çok kadınla evlenme cesaretini gösterenler onlara eşit davranmaya çalışmalı. Nitekim 4:129 ayeti, bu ideal tavra ulaşmanın imkansızlığını ifade eder. Böylece, çok evlilik, teşvik edilen bir aile biçimi olarak değil, zaruret için başvurulan ayrıklı bir durum olduğu anlaşılır. Erkeklerin genelde kendilerinden birkaç yıl genç olan kadınlarla evlenmeleri nüfusu çoğalan ülkelerde kadınlar aleyhine bir durum ortaya çıkarmaktadır: çok sayıda kadın evlenme veya evli kalma şansını kaybeder.

Kuran, kadınların birden çok erkekle evlenip evlenemiyecekleri konusunda herhangi bir hüküm içermez.


4- Kadınlara mehirlerini tam verin. Kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu günül huzuruyla yiyebilirsiniz.

5- ALLAH`ın sizi gözetici kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları (yetimleri) besleyin, giydirin ve onlarla güzel iletişim kurun.

6- Evlenme yaşına eriştiklerinde yetimleri sınayın. Onlarda olgunluk görürseniz kendilerine mallarını verin. Onlar büyüyecek diye savurganlık ve aceleyle mallarını yemeyin. Zengin, (malın korumasına gösterdiği çabanın ücretinden) vazgeçsin. Fakir ise uygun bir miktarda harcasın. Mallarını kendilerine tanıklar huzurunda geri verin. Hesap görücü olarak ALLAH yeter.

Kadının Miras Hakları

7- Ana babanın ve akrabaların bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana babanın ve akrabaların bıraktığından kadınlara da bir pay vardır. Miras ister az olsun ister çok olsun (kadın) bir pay almalıdır.

8- Miras bölüşümünde, akrabalar, yetimler ve yoksullar da hazır bulunursa güzel sözler söyleyerek onlara da verin.

Vasiyeti, Çocuklarınızın Ekonomik Durumunu

Gözönünde Bulundurarak Yapın

9- Geriye zayıf çocuklar bırakan ve onların durumlarından endişe duyanlar dikkat etsinler! ALLAH`ı düşünsünler ve uygun kararlar versinler.

10- Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylayacaklar.

Vasiyet Yapılmamışsa veya

Malın Tümü Dağıtılmamışsa

11- ALLAH size çocuklarınız hakkında öğütte bulunuyor. Erkek, kadının iki katı pay alır. Mirasçılar sadece kadın olup iki kişiden fazla iseler terekenin üçte ikisi onlarındır. Çocuk sadece bir kadınsa terekenin yarısı onundur. Ölen kişi ardında çocuk bırakmışsa, ana ve babasının her birisine altıda bir düşer. Çocuğu yok da kendisine sadece ana ve babası varis oluyorsa bu durumda annesine üçte bir pay düşer. Kardeşi varsa bu durumda annesine altıda bir düşer. Tüm bu paylaşma oranları, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçların ödenmesinden sonra gelir. Analarınız, babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. Bu ALLAH`ın yasasıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.*[4]


[4] * 4:11 Ölüme yakın bir kimse 2:180 ayetine uyarak çocuklarının o andaki durumunua göre vasiyette bulunmalıdır. Kızı fakir, oğlu zengin ise kızına daha fazla mal bırakabilir. 4:11`deki dağıtım, ayetten anlaşılacağı üzere vasiyet edilmemiş mallar içindir. Erkekler, mehir ödemekten ve evin geçiminden sorumlu tutuldukları için genel olarak mirasta daha çok pay sahibi kabul edilmiştir (4:176). Nitekim, ananın ve babanın herbirisine eşit pay veren 11`inci ayetle erkek ve kızkardeşe eşit pay veren 12`inci ayet, paylaşım farkının erkeği kadından üstün gören bir ilkeden kaynaklanmadığını göstermektedir. İnkarcılar tarafından bu konuda yöneltilen suçlamaların bir temeli olmayıp, yüzeysel bir değerlendirmenin ürünüdür.


Eşlere Miras

12- Çocukları yoksa, hanımlarınızın bıraktığı mirasın yarısı sizindir. Çocukları var ise, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu pay, borçlarının ödenmesinden ve yaptıkları vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Çocuklarınız yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Çocuklarınız varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Bu pay, borçlarınızın ödenmesinden ve yaptığınız vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Miras bırakan erkeğin veya kadının, çocuğu ve eşi olmayıp bir erkek veya bir kız kardeşi var ise bu durumda herbirine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte biri paylaşırlar. Bu paylaşım vasiyetteki payların dağıtılmasından ve borçların ödenmesinden sonra uygulanmalıdır ki kimseye zarar verilmesin.*[5] Bu, ALLAH`tan bir vasiyettir. ALLAH Bilir, Şefkatlidir.


[5] * 4:12 Bu ayette, kişinin özel vasiyetinden üç kez sözedilerek genel vasiyete tercih edilmiştir. Kuran ayetlerini anlayamıyan Hadis ve Sünnetçiler Kuran ayetlerinin birbiriyle çeliştiğini zannederek 2:180 ayetini "nesih-mansuh" hikayeleriyle inkar etmişlerdir.


Elçi, Tanrın`ın Yasasını İzler

13- Bunlar ALLAH`ın yasalarıdır. ALLAH`a ve elçisine uyanları içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Orada sürekli kalırlar. Bu, en büyük başarıdır.

14- Kim ALLAH`a ve elçisine isyan eder ve yasalarını çiğnerse, onu içinde sürekli kalacağı bir ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap var.

Sağlık Karantinası

15- Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.*[6]


[6] * 4:15 Dört kez zina yaptığı kanıtlanan bir kadın kamu sağlığı açısından tehlike varsayılarak karantina altına alınmalıdır. Karantinadan sonra tevbe ederse veya evlenirse serbest bırakılabilir.


16- Sizden zina işleyen çifti cezalandırın.*[7] Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim`dir.


[7] * 4:16 Zina edenlerin cezası için bak 24:1.


Tövbe (Yöneliş)

17- Cahillik yüzünden bir kötülük işleyen ve hemen ardından tövbe edenlerin tövbesinin kabulu ALLAH`a aittir. ALLAH tövbelerini kabul eder. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

18- Sürekli kötülük işleyen ve kendilerini ölüm yakalayınca, "Ben artık tövbe ettim," diyenlerin tövbesi geçersizdir. İnkarcı olarak ölenlerin de tövbesi geçersizdir. Onlar için acıklı bir azap var.*[8]


[8] * 4:18 Bak 3:90; 10:90; 24:31; 25:71; 42:25


Kadınlarla İyi Geçinin ve Haklarını Gözetin

19- İnananlar! Kadınların mirasına onların isteklerine aykırı olarak mirasçı olmanız sizin için yasal değil. Kendilerine önceden vermiş bulunduğunuz malları onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Bir fuhuş işlemeleri hali istisna. Onlarla iyi geçinin. Onlardan hoşlanmıyorsanız, olur ki hoşlanmadığınız bir şeye ALLAH çok hayır koymuştur.

20- Mevcut eşinizi bırakıp bir başka eşle evlenmek istiyorsanız, birincisine büyük miktarda mal vermişseniz bile ondan hiç bir şeyi geri almayın. Sahtekarlık ve iftira ederek ve günah işleyerek mi geri alacaksınız?

21- Bir zamanlar birbirinizin en yakın içli dışlı dostu olmanıza ve sizden sağlam bir söz almalarına rağmen nasıl olur da onu geri alırsınız?

Babaya Saygı

22- Babanızın evlenmiş bulunduğu kadınlarla artık evlenmeyin. Fakat geçmişte yaptığınız bu tip evlilikleri de bozmayın. O davranış büyük bir günahtır, iğrenç ve kötü bir yoldur.

Yakın Akrabalarla Evlilik Yasaklanmıştır

23- Size şunlar yasaklandı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla gerdeğe girmemişseniz kızlarıyla evlenebilirsiniz-, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız... Mevcut evlilikler bu yasanın dışındadır. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Karşılıklı Hoşlanma ve Mehir Gerekli

24- Ayrıca yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları hariç,*[9] evli kadınlar... Bunlar, ALLAH`ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir.**[10] Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.


[9] * 4:24 "Ma meleket eymanukum" ifadesi geleneksel çeviriler tarafından "ellerinizin altındakiler" olarak çevrilmistir. Bu çeviri, erkeğin kontrolu altında özgürlüklerini kaybetmiş cariyeler olarak anlaşılmıştır. Bu geleneksel anlayış Kuran`ın diğer ayetleriyle çelişir. Zira Kuran köleliği müşriklerin bir adeti olarak değerlendirir ve yasaklar (79:24; 12:39-42; 90:13; 4:25). İlginç bir detaylama örneği olarak bu ifadedeki "YeMİN" sözcüğün çoğulu olan "EYMAN" Kuran`da sürekli olarak "sözleşmeler, yeminler" anlamında kullanılır. (2:224-225; 3:77; 4:33; 5:53, , 108; 6:109; 9:12-13; 16:38, 92, 94; 24:53; 35:42; 58:16; 63:2; 66:2Wink Öyleyse sözkonusu ifade söyle çevrilebilir: "sözleşmelerinizin hak sahibi olduğu kişiler," veya "sözleşmelerinizle üzerlerinde hakka sahip olduklarınız" veya, EYMAN (sözleşmeler) kelimesini özne yerine tümleç olarak okursak o zaman: "sözleşmelerinize sahip olanlar".

Evlilik, kural olarak her iki tarafın ailesinin onayı ve katılımıyla oluşan bir sözleşme ve ilan olayıdır. Kocası boşamadan evli bir kadınla evlenilmez. Ancak, kocası müslümanlarla savaş halinde olan düşmanların saffında yer alan müslüman bir kadın müslümanların ülkesine göç ederse o kadınla sözleşme yapılarak evlenilebilir (60:10). Bu durumda, kadın düşman saffında yer alan kocasından boşanmadığı halde hukuken boşanmış sayılıyor. Kendisiyle yapılan anlaşma normal evlilik anlaşmasından farklı olduğu için bu ilişki böyle bir ifadeyle betimleniyor. Bu durum, karısı düşman safında yer alıp da müslümanların ülkesine göç eden erkekler için de sözkonusudur. Bak: 24:31 ve 33:55. Sözleşme ile bir başkası için çalışan kişi için de aynı ifade kullanılır. Bak: 16:71; 30:28. Ayrıca bak: 4:25, 36; 23:6; 24:58; 33:50; 33:52; 70:30).

[10] ** 4:24 Rabbimiz, evlenilmesi yasak olan yakın akrabaları 14 madde halinde belirttikten sonra, sayılanların dışındakilerin helal olduğunu açıkça bildirmektedir. Ne var ki, hadis, sünnet ve mezhep kitapları, peygambere yaptıkları bir iftira ile bunlara bir madde daha ekleyerek 4:24`deki hükmü inkar etmektedirler. Bir kadını, teyzesi veya halası ile birlikte nikahlamanın haram olduğunu iddia edenler, hem Allah`ı unutkanlıkla suçlamış oluyorlar ve hem de Kuran`ı bize ileten peygamberin Kuran`la çeliştiğini iddia etmiş oluyorlar. (6:19, 38, 114; 12:111; 19:64; 25:30).


25- Sizden özgür kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyenler, inanmış yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile evlensinler.*[11] İnancınızı en iyi bilen ALLAH`tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı.**[12] Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.


[11] * 4:25 O günün mevcut bir realitesi olan kölelik kurumu Kuran tarafından kaldırılır (4:92; 5:89; 8:67; 24:32-33; 58:3; 90:13). Nitekim bu ayet eşitliği vurguluyor. Bak 60:10.

[12] ** 4:25 Tanrı, özgürlüğüne kavuşmuş olmalarına rağmen geçmişlerini hesaba katarak eski kölelere daha hafif bir ceza öngörüyor. Bu yasa, aynı zamanda, zina suçunu işleyen özgür kadınların cezasının taşla öldürme olamıyacağını kanıtlıyor. Zira "ölüm cezasının yarısı" diye bir şey olamaz. Bak 24:2


26- ALLAH size bunları açıklamak, sizden öncekilerin yoluna sizi iletmek ve kendisine yönelişinize (tövbenize) karşılık vermek ister. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

Tanrı`nın Merhameti

27- ALLAH sizin kendisine yönelişinize karşılık vermek ister; heva ve heveslerine uyanlar ise sizin büsbütün sapıtmanızı ister.

28- ALLAH ise yükünüzü hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratıldı.*[13]


[13] * 4:28 Allah, insanları en güzel şekilde yaratmıştır (32:7; 64:3; 82:7; 95:4). Fakat insanoğlu, kendisine verilen özgür seçim gücüyle şeytana uyunca Allah`ın sayısız yaratıkları arasında en aşağıya düşürüldü (95:5). Ayette, edilgen fiilin kullanılması ilgi çekicidir. "İnsanı zayıf yarattık" denmiyor, "insan zayıf yaratılmıştır" deniyor. Nitekim, insanın zayıflığı, aceleciliği, huysuzluğu sözkonusu edilirken sürekli olarak edilgen fiil kullanılır (4:28; 21:37; 70:19). İnsanları en güzel şekilde özgür olarak yaratan Allah, bu incelikli ifadeyle, insanın, orijinal yaratılışına özgür iradesiyle olumsuz etkide bulunduğunu anlatır. (Bak 57:22-23).


29- İnananlar! Birbirinizin malını haksızlık ve hile ile yemeyin; karşılıklı rıza ile yapılan ticaret olursa başka. Birbirinizi öldürmeyin. ALLAH size Rahimdir.

30- Kim düşmanlık ve zulüm ile bunu yaparsa onu ateşe göndeririz. Bu, ALLAH`a kolaydır.

31- Büyük yasaklardan kaçınırsanız günahlarınızı örter ve sizi onurlu bir girişle kabul ederiz.

Erkek ve Kadın Özel Yeteneklerle Donatılmışlardır

32- ALLAH`ın herbirinize bağışladığı yeteneklere imrenmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay var. ALLAH`tan size lütfunu bağışlamasını isteyin. ALLAH her şeyi Bilir.

33- Ananın, babanın, akrabaların ve evlenme yoluyla size akraba olanların bıraktıklarından herbiriniz için paylar ayırdık. Herbirine payını vermelisiniz. Elbette ALLAH her şeye Tanıktır.

Erkekler Kadınları Gözetirler

34- Erkekler kadınları gözetirler.*[14] Zira ALLAH herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı`nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH`ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın.**24[15] Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.


[14] * 4:34 Hadis ve sünneti Kuran`a eş koşan Türkçe mealler, ayetin ilk cümlesini "Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler" biçiminde yanlış olarak çevirmişlerdir. "Kavama" kelimesini Kuran boyunca "gözetmek, dikkat etmek, ayakta tutmak" diye çeviren bu meallerin (4:135; 5:8; 4:127; 2:229; 20:14; 55:9) sıra kadına gelince aynı kelimeye "hakim, yönetici" diye anlam vermeleri, erkek despotluğunun Kuran çevirilerine yansıtılmasının örneğidir.

[15] ** 4:34 "Onları çıkarın" ifadesi de, yanlış olarak "onları dövün" diye çevrilmiştir. "Daraba" kelimesi çok anlamlı bir kelime olup Kuran`da bağlamına göre farklı anlamlara gelir: Seyahat etmek, dışarı çıkmak: 2:273; 3:156; 4:101. Vurmak: 2:60, 73; 7:160; 8:12; 20:77; 24:31; 26:63; 37:93. Dövmek: 8:50; 47:27. Ortaya koymak: 43:58; 47:27. (Örnek) vermek: 14:24, 45; 16:75-76; 16:112; 18:32, 45... Sorumluluğu kaldırmak: 43:5. Mahkum olmak: 2:61. Kapamak, vurmak: 18:11. Örtmek: 24:31. Açıklamak: 13:17.


Boşanma Hakemleri

35- Evli çiftin aralarının açılmasından endişeleniyorsanız, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden de bir hakem atamalısınız. (Karı ve koca) barışmayı isterlerse ALLAH ikisinin arasını bulur. ALLAH Bilir, Haber alır.

Temel Emirler

36- ALLAH`a kulluk edin O`na hicbirşeyi ve kimseyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklarına iyi davranın. ALLAH kendini beğenmiş kibirli kişileri sevmez.*25[16]


[16] * 4:36 Aile bağlarını güçlü tutmak, yardımseverlik ve alçak gönüllülük Kuran boyunca önemle vurgulanır. 2:83; 3:92; 17:22-37.


Gösteriş Yapanlar ve Cimriler Şeytanın Dostlarıdır

37- Bunlar üstelik cimridirler ve halka cimriliği öğütlerler. ALLAH`ın kendi lütfundan onlara verdiğini gizlerler. İnkarcılara acıklı bir azap hazırladık.

38- Bunlar, mallarını gösteriş için halka verir. ALLAH`a ve ahiret gününe inanmazlar. Kimin arkadaşı şeytan olmuşsa çok kötü bir arkadaşa sahip olmuştur.

39- ALLAH`a ve ahiret gününe inansalardı ve ALLAH`ın kendilerine vermiş olduğu rızıktan yardım olarak harcasalardı ne olurdu? ALLAH onları Bilir.

İlahi Adalet

40- ALLAH bir atom ağırlığınca bile haksızlık yapmaz. Aksine iyiliğin karşılığını kat kat verir ve kendi katından büyük bir ödül de verir.

41- Her ulusun üzerine bir tanık getirdiğimizde, seni de bunların üzerine tanık olarak getirsek halleri nice olur?*[17]


[17] * 4:41 Muhammed peygamberin tanıklığı için bak 25:30.


42- İnkar edenler ve elçiye karşı gelenler o gün yerle bir olmak isterler. ALLAH`tan hiç bir söz gizleyemezler.

Abdesti Bozanlar ve Teyemmüm

43- İnananlar! Sarhoşken, ne dediğinizi bilinceye kadar,*[18] yolcu olanlar hariç cinsel ilişkiden sonra yıkanıncaya kadar namaza durmayın. Hasta veya yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse,**[19] yahut kadınlarla cinsel ilişkiye girmiş olup da su bulamamışsanız, temiz ve kuru bir toprağa dokunup yüzünüze ve ellerinize sürerek teyemmüm edin. ALLAH Affeder, Bağışlar.


[18] * 4:43 Hadis ve sünneti Kuran`a ortak koşanlar bu ayetin, sarhoş edici içkileri yasaklayan ayet ile çeliştiğini iddia ederek bu ayeti inkar etmektedir. Müslümanların arasından, şeytana uyarak zina edenler, hırsızlık yapanlar, iftira edenler, ve alkollü içki kullananlar olabilir. Müslüman toplumu meleklerden oluşan bir toplum değildir. Rabbimiz, şeytana uyarak sarhoş olan bir müslümanın bu haliyle Allah`ın huzuruna durmamasını tembihliyor.

[19]** 4:43 Vücuttan kan akması, gaz kaçırmak veya kadınlarla tokalaşmak gibi mezhep kitaplarında yer alan durumlar abdesti bozmaz. Mezhepler arasında ihtilaf konusu olan bu nokta Kuran`da çok net olarak bildirilir.


44- Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin, sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmüyor musun?

45- ALLAH düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost ve sahip olarak ALLAH yeter, yardımcı olarak ALLAH yeter.

46- Yahudilerin bir kısmı kelimelerin anlamını değiştirir ve "İşittik ancak kabul etmiyoruz," veya "Sözünüz sağır kulağa giriyor" veya dinle alay etmek için dillerini eğip bükerek, "Raina (çobanımız ol)," derler.*[20] Onlar, "İşittik ve itaat ettik," "Dinliyoruz" ve "Bizi gözet," deselerdi kendileri için daha iyi ve daha doğru olurdu. Ne var ki ALLAH inkarlarından ötürü onları lanetlemiştir. Çokları inanmaz.


[20] * 4:46 Bak 2:104.


47- Kitaplılar! Bazı yüzleri çevirip sürgüne göndermeden ve Cumartesi Halkını lanetlediğimiz gibi lanetlemeden önce, yanınızdakileri onaylayıcı olarak indirdiğimize inanın. ALLAH`ın emri sürekli uygulanmıştır.

Affedilmeyen Biricik Suç

48- ALLAH kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz;*26[21] bundan başkasını dilediğine bağışlar. Kim ALLAH`a ortak koşarsa çok büyük bir hakaret etmiş olur.


[21] * 4:48 Ölümden önce putperestlikten dönülebilir (4:18; 40:66). Maalesef Müslümanların büyük çoğunluğu müşrik dinadamlarının oluşturduğu mezheplere kapılarak bu büyük suçu işlemektedirler (9:31; 12:40; 42:21; 6:145-150).


49- Kendilerini temize çıkaranları görmüyor musun? Oysa ALLAH dilediğini temize çıkarır. Onlara en ufak bir haksızlık yapılmaz.

50- Bak, nasıl da yalan yere ALLAH`a iftira ediyorlar. Büyük bir hakaret olarak bu yeter.

51- Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun? Putperestliğe ve yanlış doktrinlere inanıyorlar ve inkar edenler için, "Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadır," diyorlar.

52- Onlar ALLAH`ın lanetine uğradılar. ALLAH kimi lanetlerse onun için bir yardımcı bulamazsın.

53- Yoksa onların yönetimde bir payı mı var? Öyle olsaydı insanlara bir çekirdek bile vermezlerdi.

54- Yoksa ALLAH`ın lütfundan insanlara verdiğini mi çekemiyorlar? Oysa biz, İbrahim ailesine kitap ve bilgelik verdik. Onlara büyük bir otorite verdik.

55- Onlardan kimi ona inandı, kimi de ondan yüz çevirdi. Onlara ceza olarak cehennem yeter.

Cennet ve Cehennemin Benzetme Yoluyla Betimlenmesi*27[22]


[22] * 4:56-57 Cennet ve cehennem tasvirlerinin birer mecaz olduğunu Kuran`ın diğer bazı ayetlerinden de öğreniyoruz. Bak 2:24-26; 13:35; 47:15.


56- Ayet ve mucizelerimizi inkar edenleri bir ateşe atacağız. Derileri yandıkça, azabı tadmaları için başka derilerle yenileyeceğiz. ALLAH Üstündür, Bilgedir.

57- İnanıp erdemli davrananları ise içinden ırmaklar akan cennetlere (bahçelere) yerleştireceğiz; orada sürekli kalırlar. Onlar için orada tertemiz eşler var. Onları serin gölgelere sokacağız.

Dürüstlük ve Adalet

58- ALLAH emaneti sahiplerine vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. ALLAH size ne güzel öğüt veriyor. ALLAH İşitendir, Görendir.

59- İnananlar! ALLAH`a uyun, elçisine uyun; sizden görev başında olanlara da.*[23] Her hangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz onu ALLAH`a ve elçisine havale ediniz. ALLAH`a ve ahiret gününe inanıyorsanız... Bu, sizin için daha iyi ve en güzel çözüm yoludur.


[23]* 4:59 Yaşayan elçiye ve yaşayan görevlilere uymak onların görüşlerini veya emirlerini "Allah`ın Emri" diye mutlak, değişmez ve yanılmaz bilmek değildir. Bak 60:12.


İkiyüzlüler

60- Sana ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia ettikleri halde azgınların ve despotların yasalarını uygulamak isteyenleri görmüyor musun? Oysa onu inkar etmekle emredilmişlerdi; fakat şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.

61- Kendilerine, "ALLAH`ın indirdiğine ve elçisine geliniz," dendiğinde, o ikiyüzlülerin (münafıkların) senden alabildiğine kaçtıklarını görüyorsun.

62- İşlediklerinin sonucu olarak başlarına bir musibet gelse hemen sana gelerek, "Amacımız ancak iyilik yapmak ve uzlaştırmaktı," diye ALLAH adına yemin ederler.

63- ALLAH onların kalplerindekini bilir. Onlardan yüz çevir, onları aydınlat, ve kişiliklerini etkileyecek güzel sözler söyle.

64- Biz her elçiyi, ALLAH`ın izniyle kendisine itaat edilsin diye gönderdik.*[24] Onlar, kişiliklerine zulmettikleri zaman sana gelip ALLAH`tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlanma dileseydi, elbette ALLAH`ı Affedici ve Rahim bulacaklardı.*[25]


[24]* 4:64 Elçi bir lider olarak hayattayken itaat edilmeli. Elçi Allah`la ortaklaşarak dini hukümler koyamaz; herkes gibi elçi de Allah`ın hükmünü uygulamakla sorumludur (5:48-50).

[25] * 4:64 Bak 12:98.


65- Hayır, Rabbine andolsun, anlaşmazlıklarında seni aralarında hakem kılmadıkça ve verdiğin kararı, kalplerinde bir burukluk duymadan kabul etmedikçe ve tam teslim olmadıkça inanmış olmazlar.

İnancın Sınanması

66- "Canınızı adayın" yahut "Yurtlarınızdan çıkın," diye emretmiş olsaydık, pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine öğütleneni uygulasalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

67- Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik.

68- Ve onları doğru bir yola iletirdik.

İnananların Ebedi Birlikteliği

69- ALLAH`a ve elçisine uyanlar, ALLAH`ın kendilerine iyilikte bulunduğu peygamberler, doğrulayıcılar, şehitler ve salihler ile beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştır.*[26]


[26] * 4:69 Peygamberlerin, kendilerini izleyen inananlardan mutlak surette üstün olması gerekmez. Nitekim, gerçek inananlar, peygamberlerle birlikte ebedi hayatı yaşayacaklardır.


70- Bu lütuf ALLAH`tandır. Bilen olarak ALLAH yeter.

71- İnananlar! Tetikte durun. Bölük bölük ya da topluca harekete geçin.

72- İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, "ALLAH bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim," der.

73- ALLAH`tan size bir lütuf erişirse sanki önce aranızda hiç bir dostluk yokmuş gibi, "Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım," der.

74- Dünya hayatını ahirete değişenler ALLAH yolunda savaşsınlar. Kim ALLAH yolunda savaşır, ölür yahut yenerse, kendisine büyük bir ödül vereceğiz.*[27]


[27]* Başka dinlerin veya mezheplerin mensuplarına tekbir getirerek saldırmak "Tanrı yolunda" savaşmak değildir. Kuran`ın onayladığı savaş, saldırıya ve zulme karşı kendini ve toplumu savunma amacıyla yapılan savaştır.


İnananlar Mazlumlardan Yanadır

75- Size ne oldu ki "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden kurtar, bize sahip çık, bize yardım et," diye feryad eden ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklara rağmen hâlâ ALLAH yolunda savaşmıyorsunuz?

76- İnananlar ALLAH yolunda savaşırlar. Kafirler ise azgınların ve despotların yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın; şeytanın planı zayıftır.

77- Kendilerine, "Elinizi savaştan çekin, namazı gözetin, zekatı verin," denilenlere dikkat etmedin mi? Kendilerine savaşmaları emredildiğinde, insanlardan ALLAH`tan korkar gibi, belki daha fazla korkmaya başladılar ve "Rabbimiz, neden bize savaşı yükledin, bizi yakın bir zamana kadar erteleyemez miydin!," dediler. De ki, "Bu dünyanın varlığı azdır, erdemliler için ahiret daha hayırlıdır; en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaksınız."

Herşeyin Kontrolü ve Uygulaması Tanrı`ya Aittir

78- Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde bile olsanız ölüm sizi yakalar. Başlarına iyi bir şey gelse, "Bu ALLAH tarafındandır," derler. Kendilerine bir kötülük dokunsa, "Bu senin tarafındandır," derler. De ki, "Hepsi ALLAH tarafındandır." Bu topluma ne oluyor ki neredeyse hiç bir söz anlamıyorlar!

Tanrı`dan Sana Hiçbir Kötülük Gelmez

79- Sana gelen her iyilik ALLAH`tan, sana gelen her kötülük ise kendindendir.*[28] Seni insanlara elçi olarak gönderdik. Tanık olarak ALLAH yeter.


[28] * 4:79 Herşey eninde sonunda Allah`ın izni ve kontrolü dahilinde olup (4:78; 8:17) başımıza gelen kötülükler kendi hata ve günahlarımızın sonucudur (42:30; 64:11). Örneğin, ateşe elini sokan elini yakarak kendisine zarar verir. Bu zarar Allah`tan değil, kendisindendir. Ancak ateşin yakması olayı Allah`ın yasası olduğundan Allah tarafındandır. 4:78 ayetinde geçen "ind (taraf)" kelimesinin 4:79 ayetinde bulunmayışına dikkatinizi çekerim. Birincisinde ilişkinin dolaylı oluşu, ikincisinde ise dolaysızlığı ima edilir. Ayrıca Bak: 57:22-23.


80- Elçiye uyan ALLAH`a uymuş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.

81- "Tamam, itaat ediyoruz," derler. Ancak senin yanından çıktıklarında onlardan bir takımı, söylemiş olduklarının tersini kuruyor. ALLAH onların planlayıp kurdukları şeyleri kaydediyor. Onlara aldırma; ALLAH`a güven. Destekleyici olarak ALLAH yeter.

Kuran`da İç Çelişki Yoktur. Kuran Gerçekle Çelişmez

82- Kuran`ı incelemiyorlar mı? ALLAH`tan başkasının olsaydı onda bir çok çelişki bulacaklardı.*[29]


[29] * 4:82 Hadis ve sünneti Kuran`a eş koşanlar, Kuran`da "nasih -mensuh" olduğunu ileri sürerek bu ayeti inkar etmektedirler (Bak 2:106). Hurafe ve mitolojilerin yaygın ve etkin olduğu bir çağda gelmesine rağmen Kuran`ın hiç bir saçmalık ve yanlışlığı içermemesi de ayrı bir kanıttır. Kuran`ın inişinden yaklaşık iki yüz yıl sonra yazılan hadis kitaplarını veya yüzyıllar sonra yazılan Kurtubi, İbni Kesir, Taberi, Nesefi gibi Kuran tefsirlerini düşünün.

Kuran`ın birçok bilimler ile ilgili verdiği bilgiler yüzyıllar sonra o bilimler tarafından doğrulanmış veya daha iyi anlaşılmalarına neden olmuştur. Örneğin: Tanrı bizi bir emriyodan yarattı (96:2), yer yumurta gibi yuvarlaktır (10:24; 39:5; 79:30), tüm evren bir tek nokta halindeydi ve aniden patladı (21:30), evrenimiz içindeki galaksilerle birlikte sürekli olarak genişlemekte (51:47), yıldızlar ve gezegenler gazdan yaratıldılar (41:11), zaman görelidir (70:4; 22:47), evren altı evrede yaratıldı ve dünya gezegeni üzerinde hayatı mümkün kılan koşullar son dört evrede oluştu (50:38; 41:10), dünya bir yörüngede yüzmektedir (27:88; 21:33), dünya atmosferi içindeki canlı hayatı koruyucu bir özelliğe sahiptir (21:32), rüzgarlar aşılayıcıdır (15:22), canlı varlıkların yaratılışı bir evrimsel sisteme göredir (15:28-29; 24:45; 32:7-9; 71:14-17), biyolojik hayatın ilk mikro örnekleri balçığın esnek molekuler yapısının oluşturduğu katmanlar arasında başladı (15:26), Ne biyolojik ömürümüz genlerimizde kaydedilmiştir (35:11),atomlar daha küçük parçalardan oluşurlar (10:61), fotosentez, daha sonra diriltilebilecek özellikte olan kimyasal yolla depolanmış bir enerjidir (36:77-81), demir elementinin atom numarası, atom ağırlığı ve tüm izotoplarının nütron sayıları bildirilir (57:25), toprağı oluşturan elementlerin atomları maksimum yedi enerji yörüngesine sahiptir (65:12), su ve hurma (oksitoksin) doğum sancılarını hafifletir (19:24-25), tüm dünyadaki yıllık yağmur miktarı değişmez (43:11; 15:21), bu dünyanın ötesinde hayat vardır (42:29), ay toprağı yarılacaktır (54:1-2). Kuran, mucizeler yoluyla bilimadamlarına ufuk açar. Örneğin, madde ışık hızında nakledilebilir (27:38-40), koku uzaklara yayımlanabilir (12:94), hayvanlarla iletişim kurulabilir (27:16-17), belli koşullarda uyumak metabolizmayı yavaşlatabilir ve ömrü uzatabilir (18:25), körler görme duyularına kavuşabilir, ölüler diriltilebilir (3:49)...


83- Onlara güvenlik ve tehlikeyle ilgili bir söylenti ulaşsa onu yayarlar. Durumu elçiye ve aralarındaki yetkililere iletselerdi uzmanları onu değerlendirirdi. Size ALLAH`ın lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyacaktınız.

84- ALLAH yolunda savaşmalısın. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnananları da aynı şeye özendir ki ALLAH kafirlerin gücünü etkisiz hale getirsin. ALLAH`ın gücü daha şiddetli, cezası daha çetindir.

85- Kim bir iyiliğe aracılık ederse kendisi için ondan bir kredi var. Kim bir kötülüğe aracılık ederse, kendisi için ondan bir pay var. ALLAH herşeyi kontrol eder.

Dostluk ve Barışı Yayın

86- Herhangi bir selam ile selamlandığınız zaman daha güzeliyle veya aynen iade ederek selamı alın. Kuşkusuz ALLAH herşeyi hesaba katar.

87- ALLAH: O`ndan başka tanrı yoktur. Gerçekleşmesi mutlak olan diriliş gününde sizleri biraraya toplayacaktır. ALLAH`tan daha doğru sözlü kim olabilir?

Dinden Dönen İkiyüzlülere Karşı Tavır

88- Size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? İşlediklerinden ötürü ALLAH onları başaşağı çevirdi. ALLAH`ın saptırdığını siz mi doğru yola ulaştırmak istiyorsunuz? ALLAH`ın saptırdığı kimseye sen hiç bir yol bulamazsın.

89- Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla bir olasınız. ALLAH yolunda harekete geçinceye kadar onlardan kimseyi dost edinmeyin. Size karşı dönerlerse onları yakalayın, onları bulduğunuz yerde öldürün. Onları ne dost ne de yardımcı edinmeyin;

90- Ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluluğa katılan, yahut sizinle veya kendi halkıyla savaşmaktan dolayı göğüslerinde sıkıntı duyarak size gelenler hariç... ALLAH dileseydi onları başınıza musallat eder ve onlar da sizinle savaşırdı. Sizi yalnız bırakır, sizinle savaşmaz ve size barış önerirlerse ALLAH sizin onlara saldırmanıza izin vermez.

91- Hem sizinle hem kendi toplumlarıyla güven içinde durmak isteyen bir başka grup bulacaksın. Ne zaman kargaşalığa çağrılsalar içine dalarlar. Sizi yalnız bırakmaz, barış yapmak istemez ve ellerini sizden çekmezlerse karşılaştığınız yerde onları öldürebilirsiniz. Böylelerine karşı size apaçık yetki verdik.*[30]


[30] * 4:89,91 Dinden dönen insanlar, müslümanların can ve mal güvenliklerini hiçe sayan düşmanlarla birlik olup savaşmadıkça kendilerine dokunulmaz. Savaşın temel ilkesi için bak 60:8,9.


Öldürmeyeceksin

92- İnanmış bir kişi, kaza hali hariç inanmış birisini öldüremez. Kim bir inananı kazara öldürmüşse inanmış bir köleyi salmalı ve ölenin ailesine diyet ödemeli. Ancak diyetten vazgeçip sadaka olarak kabul ederlerse başka. Öldürülen, sizinle savaş halinde olan bir topluluğa mensup bir inanan ise, o zaman inanan bir köleyi salmalısınız. Ancak, maktul aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise ailesine diyet vermeli ve inanmış bir köleyi salmalısınız.*[31] Kim (gerekli parayı veya salacağı bir köle) bulamıyorsa, ALLAH tarafından tevbesinin kabul edilmesi için iki ay aralıksız oruç tutmalıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.


[31] * 4:92 Bak 4:25.


93- Kim inanmış birisini kasden öldürürse yeri, sürekli kalacağı cehennemdir. ALLAH kendisine gazap ve lanet etmiştir. Ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

94- İnananlar, ALLAH yolunda çarpışmağa çıktığınız zaman dikkatli olun. Size barış önerene, dünya hayatının geçici yararını gözeterek "Sen inanmıyorsun," demeyin. Çünkü ALLAH`ın yanında çok ganimetler var. Daha önceleri siz de onlar gibiydiniz; fakat ALLAH size lütfetti. Öyleyse iyice araştırıp emin olun. ALLAH yaptıklarınızdan Haberdardır.

95- Geçerli özre sahip olmaksızın yerlerinde oturanlar ile mallarıyla canlarıyla ALLAH yolunda savaşım verenler bir olmaz. ALLAH mallarıyla, canlarıyla savaşım verenleri derece bakımından oturanlardan üstün kıldı.*[32] ALLAH hepsine güzellikler söz veriyor. Bununla birlikte, ALLAH savaşım verenleri oturanlar üzerine daha büyük bir ödülle üstün kıldı;


[32] * 4:95 İslam`da savaş savunma amacıyladır. Bak:60:8-9.


96- Kendi katından derecelerle, bağışlama ve rahmet ile... ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Zulme Rıza Göstermek Suçtur

97- Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler: "Ne halde idiniz," derler. "Bizler yeryüzünde ezilmiş kimselerdik," diye cevap verirler. "ALLAH`ın yeri geniş değil miydi ki oralara göç edeydiniz," derler. Onların yeri cehennem. O ne kötü bir dönüş noktası.

98- Ancak, hiç bir çıkış yoluna gücü yetmeyen ve göç etmeye yol bulamayan erkek, kadın ve çocuk ezilmişler hariç.

99- Böylelerinin ALLAH tarafından affedilmesi umulur. ALLAH Affedicidir, Bağışlayandır.

100. Kim ALLAH yolunda göç ederse yeryüzünde barınacak çok yer ve bolluk bulur. Kim ALLAH`a ve elçisine göç etmek için evinden çıkar ve sonra kendisini ölüm yakalarsa, ödülünü vermek ALLAH`a düşer. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Tehlike Anında Namazı Kısaltmak

101. Yeryüzünde savaş için yolculuğa çıktığınız zaman inkarcıların size saldırmasından korkuyorsanız namazı kısaltmanızda bir sakınca yok. Kuşkusuz inkarcılar sizin açık düşmanınızdır. *[33]


[33] * 4:101 Namaz ancak tehlike durumunda bir rekaat olarak kısaltılabilir. Yolculuk durumunda değil. Ayrıca bak 2:239.


102. Sen içlerinde olup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir grup sizi korumak için yanınızda bulunsun ve silahlarını da yanlarına alsın. Namaza duranlar secdeye vardıklarında arkanızda bulunsunlar. Sonra namaz kılmamış olan grup gelsin ve seninle birlikte namaza dursunlar, (namazı bitirmiş olan grup ise) silahlarını alıp nöbet tutsunlar. İnkarcılar, silahlarınız ve eşyanız hakkında dikkatsiz davranmanızı ve böylece sizi ani bir baskınla bozguna uğratmayı umarlar. Yağmur ve hastalık gibi özürlerden ötürü silahlarınızı bırakmanızda bir sakınca yok. Ancak alarmda olun. ALLAH kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlıyor.

Namaz: Belirli Vakitlerde Tanrı ile İletişim

103. Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve uzanarak ALLAH`ı anın.*[34] Güvene kavuştuğunuzda namazı gözetiniz. Namaz, inananlar üzerine belirli vakitlerde farz kılınmıştır.


[34] * 4:103 Tanrı`nın egemenliği altında kalmak ve O`nun rahmet ve yardımına ulaşmak için Kuran, bizim sürekli olarak Tanrı`yı anmamızı öğütler (2:152,200; 3:191, 33:41-42). Bu gerçek, Allah`a inanan insanların çoğunluğu maalesef Allah`a ortak koştukları veya tercih ettikleri putlar yoluyla kendilerini Tanrı`nın ebedi rahmetinden mahrum etmektedir (12:106; 23:84-89; 29:61-63; 31:25; 39:38; 43:87). Ayrıca bak 3:191.


104. O topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız onlar da sizin gibi acı çekiyor. Fakat siz, onların ALLAH`tan ummadığını umuyorsunuz. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

105. Halkın arasında ALLAH`ın sana gösterdiği gibi yargı veresin diye Biz sana gerçeği içeren kitabı indirdik. Hainlerden yana olma.

106. ALLAH`tan bağışlanma dile. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Hainleri Savunma

107. Kendi özlerine hainlik edenleri savunma; ALLAH ihanet edenleri ve günah işleyenleri sevmez.

108. Halktan gizlerler de ALLAH`ı umursamazlar. Oysa O`nun hoşlanmadığı düşünceleri kurarlarken O onlarla beraberdir. ALLAH onların tüm yaptıklarını Kuşatır.

109. İşte sizler bu tür kişileri dünya hayatında savunuyorsunuz. Peki, diriliş gününde ALLAH`a karşı kim onları savunacak? Ya da kim onlara avukat olacak?

110. Kim bir kötülük işler veya özüne zulmeder de sonra ALLAH`tan bağışlanma dilerse ALLAH`ı Bağışlayıcı ve Rahim bulur.

111. Kim bir günah kazanırsa kendisine karşı kazanmış olur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

112. Kim bir hata yahut bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa şüphesiz büyük bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.

Tanrı`nın En Büyük Lütfu: Kitap ve Bilgelik

113. ALLAH`ın sana lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni nerdeyse saptıracaktı. Onlar, yalnız kendilerini saptırır; sana hiçbir zarar veremezler. ALLAH sana kitap ve bilgeliği indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti. ALLAH`ın sana olan lütfu büyüktür.

114. Onların gizli görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur; sadakayı, iyiliği veya halkın arasını düzeltmeyi savunmaları başka. Kim ALLAH`ın rızasını arayarak bunları yaparsa ona büyük bir ödül vereceğiz.

115. Doğru yol kendisine belli olduktan sonra kim elçiye karşı gelir ve inananların yolundan farklı bir yol edinirse, seçtiği yöne kendisini yöneltir ve onu cehenneme atarız. Ne kötü bir dönüş noktasıdır orası.

Affedilmeyen Suç

116. ALLAH kendisine ortak koşulmasını (ölünceye kadar sürdüğü taktirde) affetmez;*[35] bunun aşağısındaki günahları ise dilediği kişiye affeder. Kim ALLAH`a ortak koşarsa tamamen sapıtmış olur.


[35] * 4:116 Şirkin en basit tanımı: Allah`tan başkasının da sana yardım edebileceğine inanmaktır. Allah`a ortak koşanlar kendilerinin Allah`a ortak koşmadığını zannederler (6:22-23).


117. O`ndan ayrı olarak tanrıçalara taparlar. Aslında inatçı şeytandan başkasına tapmıyorlar.

Şeytanın Andı

118. ALLAH kendisine lanet etmiş ve o da, "Elbette senin kullarından belli bir pay alacağım," demişti,*[36]


[36] * 4:118 Halkın büyük kısmı aslında inançsızdır (12:103). İnananların da büyük kısmı çeşitli yollarla Tanrı`ya ortak koşar (12:106).


119. "Onları saptıracağım, onları kuruntularla oyalayacağım, hayvanların kulaklarını yarmalarını (böylece etlerini haram etmelerini) emeredeceğim, ALLAH`ın yaratıklarını değiştirmelerini*[37] emredeceğim." Kim ALLAH yerine şeytanı dost ve egemen edinirse apaçık bir kayba uğramıştır.


[37]* 4:119 Sünnet denilen merasimle çocukların cinsel organlarını kesenler (Afrika ülkelerinde kız çocuklarının klitorislerini sünnet edip cinsel organlarını parçalayanlar) sağlık açısından gereksiz olan bu ameliyatla hem çocuklara acı çektirmekte ve hem de insanın yaratılışında Tanrı`nın hata yaptığını ima etmektedirler.

Kuşkusuz, çocukların düdüllerinin derisi Tanrı`nın yaratılışında bir anomali değildir; normal bir durumdur. Sünnetçiler Tanrı`ya karşı meydan okur: "Ey Tanrı, yüce yaratıcı, herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen rabbimiz, sen en iyi biçim verensin, evrenin yaratanısın. Ne var ki, ey Tanrı, sen bizim düdüllerimizi yamuk yaratmışsın. Senin işlediğin hatayı usturalar ve makaslarla BİZ düzelteceğiz. Düdüllerden kan akarken ve çocuklarımız çığlıklar atarken senin büyüklüğünü anacağız rabbimiz!"

Erkek ve kız çocukları üzerinde sünneti uygulamak isteyenler sürekli olarak yeni sebepler uydurmaktadırlar. Masturbasyonu veya cinsel yollarla bulaşan hastalıkları engellemek ilk önerilen sebeplerdi. Daha sonra bunlara birçok sebep daha eklendi: yatağa işemek, kanseri engellemek, AIDS`e karşı korunmak gibi... Ne var ki, tıbbi araştırmalar sünnetin bir yararı olmadığını ve hatta çocuklara dayatılan bu ameliyatın onların psikolojik gelişmelerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini göstermektedir. Sünnet sonucu sakatlananların ise sayısı belli değildir.

İşin ilginci, hadis kitapları, Peygamber döneminde müslüman olanların sünnet olduklarına dair hikayeler nakletmeyi unutmuşlardır. Ebu Bekir, Omer yahut Hamza bugun müslüman olsaydı, bizim müslümanların ilk yapacağı işlerden biri onları bir sünnetçiye teslim ederek cinsel organlarını kana bulamak olacaktı. Sunnilerin kutsal hadis kitaplarından Ahmed B. Hanbel`in müsnedi, Osman bin el-As`ın sünnet törenine katılmayı reddettiğini ve bunun bir bidat olduğuna inandığını rivayet eder. Ünlü Taberi, Halife Abdul Aziz`in, jizye vermekten kurtulmak için İslam`ı kabul eden Horasanlıların sünnet edilmesi önerisine karşı çıktığını rivayet eder. El-Nevevi, İbn-i Munzir`den alıntı yaparak sünnet etmenin bidat olup olmadığını tartışır. Kısacası, ehl-i Sünnet kaynakları, her şey gibi bu konuda da çelişkilerle dolu.

Sakat doğan çocuklar üzerinde yapılan ameliyatlara ne demeli? Kuşkusuz, bireylerin ve toplumların günahları ve aşırılıkları sonucu, veya bir sınav amacıyla, sakat olarak doğan çocuklar bir anomali olup, ameliyat yoluyla onları Tanrı`nın asıl yaratılışına uygun bir hale sokmak kınanamaz. Ayrıca, "peki traş olmanın hükmü nedir?" diye soru yöneltenlere çük kesme ile kıl kesme arasındaki farkı anlatmalı mı bilmiyorum?

Muhammed peygamber insanları sünnet etmek için halklara elçi olarak gönderilmedi. Çocuklara karşı işlenen bu suç artık tarihe gömülmeli. Bak 13:8; 25:2; 32:7; 40:64; 64:3; 82:6-9.


120. Onlara söz verir, ümit verir. Gerçekte, şeytanın onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.

121. Varacakları nokta cehennemdir; ondan kaçamazlar.

122. İnanıp erdemli işler yapanları, içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz; orada ebedi kalacaklar. ALLAH`ın sözü gerçektir. ALLAH`tan daha doğru sözlü kim olabilir?

Değişmeyen Yasa

123. Bu, ne sizin kuruntularınız ne de kitap halkının kuruntularıra göredir: Kim bir kötülük işlerse karşılığını bulur ve ALLAH`tan başka bir Sahip ve Yardımcı bulamaz.

124. Erkek veya kadın, her kim inanarak erdemli bir hayat sürerse cennete girer ve en ufak bir haksızlık görmez.

İbrahim: İslam Peygamberi*

125. ALLAH`a teslim olarak iyilik yapan ve İbrahim`in tektanrıcı dinine uyandan daha güzel bir dine kim sahip olabilir? ALLAH İbrahimi arkadaş edindi.*[38]


[38] * 4:125 Adem`den itibaren tüm elçiler aynı mesajı iletmişlerdir. Hepsi müslüman idiler, yani Allah`a teslim olmuş olanlardı. "islam" kelimesi özel bir ad olmayıp, "teslim olmak" anlamına gelen bir tanımlamadır.


126. Yerde ve göktekilerin hepsi ALLAH`ındır. ALLAH her şeyi Kuşatır.

Yetimlerin Haklarına Dikkat

127. Sana kadınlar hakkında soruyorlar. De ki, "ALLAH bu Kitap yoluyla kadınlar hakkında sizi aydınlatıyor. Yasal hakları olan mallarını vermeyip kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınların yetimleri ve zavallı çoçukları hakkında Kitapta size okunan ayetler yetimlere adaletli davranmanızı emretmektedir.*[39]Yaptığınız her iyiliği ALLAH Biliyor."


[39] * 4:127 Bu ayet, geleneksel öğretilerin etkisiyle yanlış çevrilmiş ve yetim çocukların dul anneleriyle evlilik yerine yetim çocuklarla evlenme gibi pedofilik bir uygulama uydurulmuştur.


Eşinizle Uzlaşınız

128. Bir kadın kocasının huysuzluğundan, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ediyorsa uzlaşmayla tekrar aralarını düzeltmeleri daha uygun. Uzlaşma daha iyidir. Kişi bencil ve kıskanç davranmağa eğilimlidir. İyilik yapar ve erdemli davranırsanız, elbette ALLAH yaptıklarınızı haber alır.

İdeal Olan Tek Kadınla Evlilik*

129. Ne kadar isteseniz de kadınlara eşit davranamazsınız. Öyleyse tamamen birine yönelip de diğerini askıdaymış gibi bırakmayın. Bu durumu düzeltip erdemli olursanız ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.*28[40]


[40] * 4:129 Çok evlilik için öngörülen koşullar için 4:2-3 ayetine bakınız.


130. Çiftler birbirlerinden ayrılırlarsa, ALLAH her birisini bol nimetiyle yoksulluktan kurtarır. ALLAH Cömerttir, Bilgedir.

Tanrı`ya Güven

131. Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH`ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de size de, "ALLAH`ı sayıp dinleyin," diye öğütledik. İnkar ederseniz, bilesiniz ki göklerde ve yerde ne varsa ALLAH`ındır. Kuşkusuz ALLAH kimseye muhtaç değildir, övgüye layıktır.

132. Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH`ındır. Koruyucu olarak ALLAH yeter.

133. İnsanlar! O dilerse sizi ortadan kaldırıp başkalarını getirir. ALLAH`ın gücü buna yeter.

134. Her kim dünya nimetini isterse, bilsin ki hem dünya hem ahiret nimeti ALLAH`ın yanındadır. ALLAH İşitendir, Görendir.

Yalan Şahitlikte Bulunmayın

Taraflı Davranmayın

135. İnananlar! Kendiniz, ananınz, babanız ve yakınlarınız aleyhinde dahi olsa ALLAH için tanıklık ederek adaleti gözetin. İster zengin, ister fakir olsun, ALLAH her iki gruba da bakar. Öyleyse, kişisel çıkar ve duygularınıza uyarak taraflı davranmayın. Gerçeği çarpıtırsanız veya tanıklık etmekten çekinirseniz, bilesiniz ki ALLAH yaptıklarınızı haber alır.

136. İnananlar! ALLAH`a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve daha önceden indirdiği kitaplara inanın. Kim ALLAH`ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse büsbütün sapıtmış olur.

İnanç İle İnkar Arasında

137. İnanıp sonra inkar eden, tekrar inanıp tekrar inkar eden ve daha sonra inkarlarında ileri giden kimseleri ALLAH affetmeyecek ve onlara yol göstermeyecek.

138. İkiyüzlülere acıklı bir azabı müjdele.

139. Onlar ki inananlardan ayrı inkarcılarla işbirliği yapar. Onların yanında onur mu arıyorlar? Oysa, onur tümüyle ALLAH`a aittir.

Kutsal Değerlere Hakaret Edilirse

140. Size kitapta bildirmiştir ki: ALLAH`ın ayetlerinin inkar edilip alaya alındığını işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla birlikte oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. ALLAH bütün ikiyüzlüleri ve inkarcıları cehennemde toplayacak.*[41]


[41] * 4:140 Allah`ın ayetlerine ve onların içeriğine hakaret ve alay edildiğinde bunu yapan kişileri öldürmemiz veya cezalandırmamız emredilmiyor. Çünkü, Allah insanlara düşünme ve seçme özgürlüğü tanımıştır (2:256; 4:90; 10:99; 18:29; 88:21-22). Kuran`ı izleyen gerçek inananlar, inançlarına karşı yapılan hakaretlere kaba kuvvetle karşılık vermezler. Tanrı`nın emrine göre, böyle kişileri yalnız bırakarak hesaba katmamak gerekir.


141. Onlar sizi gözetleyip dururlar. ALLAH`tan size bir zafer geldiğinde, "Biz sizinle birlikte değil miydik," derler. Kazanma sırası inkarcılara gelirse bu sefer, "Biz size destek olarak sizi inananlardan korumadık mı," derler. Diriliş günü, ALLAH aranızda hüküm verecektir. ALLAH inkarcılara, inananlar üzerine egemen olma fırsatını vermeyecek.

İkiyüzlüler

142. İkiyüzlüler ALLAH`ı aldattıklarını zanneder. Halbuki O, onları (böylece) aldanmış bırakır. Onlar namaza kalktıklarında üşene üşene kalkar. Çünkü insanlara gösteriş yaparlar ve ALLAH`ı pek az anarlar.

143. Arada bocalayıp dururlar; ne bunlara ne de onlara katılırlar. ALLAH`ın şaşırttığına bir yol bulamazsın.

144. İnananlar, inananları bırakıp inkarcıları dost edinmeyin. ALLAH`a, size karşı kullanacağı bir delil mi vermek istiyorsunuz!

145. İkiyüzlüler ateşin en aşağı katındadır. Onlara yardım edecek kimse bulamazsın.

146. Ancak tevbe eden, durumunu düzelten, ALLAH`a sarılan ve dinlerini sadece ALLAH`a ait kılanlar başka... Bunlar, inananlarla birliktedir. ALLAH inananlara daha sonra büyük bir ödül verecek.

147. Sizler inanır ve şükrederseniz ALLAH sizi neden cezalandırsın ki? ALLAH Şükredendir, Bilendir.

Kötü Dil Kullanmayın

148. ALLAH kötü dil kullanılmasını sevmez. Zulme uğrayanlar başka. ALLAH İşitendir, Bilendir.

149. Bir iyiliği açığa vurur veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz, ALLAH Affedendir, Güçlüdür.

150. ALLAH`a ve elçisine karşı çıkanlar, ALLAH ile elçilerinin arasını ayırmak isteyenler, "Bir kısmına inanıp bir kısmını inkar ederiz," diyenler ve bu ikisi arasında bir yol edinmek isteyenler...

151. İşte bunlar gerçek inkarcılardır. İnkarcılar için acıklı bir azap hazırlıyoruz.

152. ALLAH`a ve elçilerine inanan ve onların hiçbiri arasında ayırım yapmayanların da ödüllerini ileride verecek. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

İsrail Oğullarından Dersler

153. Kitap halkı, senin kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa`dan bunun daha büyüğünü istemiş ve, "Bize ALLAH`ı fiziksel olarak göster," demişlerdi. Böyle sınırı aşmalarından ötürü onları yıldırım çarptı. Kendilerine apaçık deliller gelmesine rağmen buzağıya taptılar. Onları yine affettik. Musa`ya da apaçık bir yetki verdik.

154. Kendilerinden söz alırken Sina Dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara, "Kapıdan alçak gönüllü olarak girin," dedik. Onlara, "Cumartesi yasağını çiğnemeyin," dedik; onlardan sağlam bir söz aldık.

155. Sözlerini bozmalarından, ALLAH`ın ayet ve delillerini inkar etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve "Sabit fikirliyiz," demelerinden ötürü, evet inkarlarından ötürü ALLAH onların anlayışlarını mühürledi. Bunun için pek azı inanırlar.

156. İnkarlarından ve Meryem hakkında büyük bir yalan uydurmalarından ötürü...

İsa`nın Vucudunun Çarmıha Gerilmesi

157. Ve ALLAH`ın elçisi "Meryem oğlu İsa Mesih`i öldürdük," demelerinden ötürü... Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat öyle yaptıklarını sandılar. Tüm mezhepler bu konuda kuşku içindedir. Onların bu konuda bir bilgisi yok; sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.*[42]


[42] * 4:157-158 İsa`nın gerçek kişiliği ve bilinci olan nefsi, her inananın nefsi gibi doğrudan doğruya cennete alındı. Düşmanları ise onun bilinçsiz, ancak yaşayan bedenini işkence ederek astılar.


158. Tersine, ALLAH onu kendisine yükseltti; ALLAH Üstündür, Bilgedir.

159. Kendilerine kitap verilenlerden her biri ölümünden önce ona inanmak zorunda idi. Diriliş Günü ise o onlara karşı tanık olacaktır.

160. Yahudilerin işledikleri zulümlerden ve bir çok kişiyi ALLAH yolundan çevirmelerinden dolayı kendilerine daha önce helal kılınmış temiz nimetleri yasakladık.

161. Menedildikleri halde tefecilik yapmalarından ve halkın parasını haksızlıkla yemelerinden ötürü... Onların inkarcılarına acıklı bir azap hazırladık.

162. Ancak aralarındaki derin ilim sahipleri ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e inanır. Namazı gözetir, zekatı verir, ALLAH`a ve ahiret gününe inanırlar; bunlara büyük bir ödül vereceğiz.

Tanrı`nın Elçileri

163. Nuh`a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim`e, İsmail`e, İshak`a, Yakub`a ve soyuna, İsa`ya, Eyyub`a, Yunus`a, Harun`a, ve Süleyman`a da vahyetmiş, Davud`a da Zebur vermiştik.

164. Sana önceden anlattığımız elçilere ve anlatmadığımız elçilere de... Ve ALLAH Musa ile de kelimelerle konuşmuştu.

165. Müjdeler ve uyarılar getiren elçiler... Ki tüm bu elçilerden sonra insanların ALLAH`a karşı bir bahaneleri kalmasın. ALLAH Üstündür, Bilgedir.

166. Fakat ALLAH, sana indirdiğine tanıklık eder. Onu kendi bilgisiyle indirdi. Melekler de buna tanıklık eder. Tanık olarak ALLAH yeter.*[43]


[43] * 4:166 Tanrı`nın Kuran hakkındaki tanıklığını yine Kuran`dan öğrenmemiz ilk başta boş bir iddia gibi gelebilir. Ancak, Kuran`da tanık olacağımız Tanrı bilgisi, Tanrı`nın tanıklığını belgeler.


167. İnkar edenler ve ALLAH`ın yolundan alıkoyanlar tamamıyla sapıtmışlardır.

168. İnkar edip zulmedenleri ALLAH ne bağışlayacak, ne de onlara bir yol gösterecektir.

169. Yalnız cehennemin yolu hariç. Orada sürekli kalacaklar. Bu, ALLAH`a pek kolaydır.

170. İnsanlar! Elçi Rabbinizden gerçeği getirmiştir. Kendi yararınız için inanmalısınız. İnkar ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde ne varsa ALLAH`ındır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

Üçleme: Uydurma Bir Doktrin

171. Kitaplılar! Dininizde sınırı aşmayın. ALLAH hakkında yalnız gerçeği söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, sadece ALLAH`ın elçisi ve Meryem`e gönderdiği kelimesi ve O`ndan gelen bir candır. ALLAH`a ve elçilerine inanın. "Üçtür," demeyin. Kendi yararınız için buna son verin. Biricik tanrı yalnız ALLAH`tır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde ne varsa O`nundur. Vekil olarak ALLAH yeter.

172. Ne Mesih, ne de yakın melekler ALLAH`ın kulu olmayı küçüklük saymaz. Kim O`na kulluğu küçük görür de büyüklük taslarsa, bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacak.

173. İnanıp erdemli davrananların ödüllerini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazla verecektir. Küçümseyip kibirlenenleri ise acıklı bir azapla cezalandıracak. Kendilerine ALLAH`tan başka ne bir sahip ve ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır.

174. İnsanlar! Rabbinizden size bir kanıt geldi ve üzerinize apaçık bir ışık indirdik.

175. ALLAH`a inanıp O`na sarılanları ise kendi rahmetine ve lütfuna kabul edecek, onları dosdoğru bir yola sokarak kendisine yöneltecektir.

176. Sana danışıyorlar. De ki: "ALLAH size eşsiz ve çocuksuz olan kişinin mirası hakkında şu hükmü açıklıyor: Ölen erkeğin çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, bıraktığı mirasın yarısı kız kardeşinindir. Fakat, (ölen kişi) çocuğu olmayan kız kardeşse, erkek kız kardeşinin mirasının tamamını alır. Varisler iki kız kardeş ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır. Kardeşler, erkeklerden ve kadınlardan oluşuyorsa, erkeğe kadının iki katı kadar pay verilir." Şaşırmamanız için ALLAH size böylece açıklıyor. ALLAH her şeyi Bilendir.*[44]



[44]* 4:176 Bak 4:11.
kullanıcının tüm mesajlarını bul
Alıntı ile Cevapla
Yeni Yorum Gönder 


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  nato genel sekreterinin görev süresi kaç yıldır? admin 0 1,532 11.09.2015 04:27
Son Yorum: admin
  Fatir Suresi 36 alimallah 0 1,933 26.10.2013 22:26
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 4 alimallah 0 1,329 19.10.2013 22:12
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 2 alimallah 0 1,291 19.10.2013 22:11
Son Yorum: alimallah
  Ahzap Suresi 3 alimallah 0 1,311 19.10.2013 22:11
Son Yorum: alimallah

Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi


Sitemizde bulunan materyallerin 'Allah' (C.C), rızası için çoğaltılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
Ayrıca sitede bulunan konularda, yorum yapan şahısların, yapmış oldukları yorumlar sadece şahsi bir yorum olduğu bilinmelidir.