Nuh Suresi 9
Summe innî alentu lehum ve esrartu lehum isrârâ(isrâran).
1. summe : sonra
2. innî : muhakkak ki ben
3. a`lentu : aleni olarak, açıkça ilân ettim
4. lehum : onlara
5. ve esrertu : ve gizledim, sır olarak bildirdim
6. lehum : onlara
7. isrâran : gizli olarak, gizli gizli
İmam İskender Ali Mihr : Daha sonra da muhakkak ki ben onlara alenî olarak ilân ettim ve onlara sır olarak (tek tek çağırarak) gizli gizli de bildirdim.
Diyanet İşleri : Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra açığa vurup yaydım onlara ve gizlice konuştum, davet ettim onları da.
Adem Uğur : Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
Ahmed Hulusi : "Sonra, muhakkak ki ben onlara aleni davette bulundum ve ayrıca da kendilerine özel olarak anlattım. "
Ahmet Tekin : `Üstelik ben, onlara ilân ederek söyledim. Onlarla gizli gizli konuştum.`
Ahmet Varol : Sonra onlara (davetimi) açıktan da ilan ettim, gizli gizli de söyledim.
Ali Bulaç : "Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim."
Ali Fikri Yavuz : Sonra, hem ilân ederek onlara söyledim, hem gizliden gizliye söyledim onlara...
Bekir Sadak : «Sonra onlara aciktan aciga, gizliden gizliye de soyledim.»
Celal Yıldırım : Sonra yine ben, açıktan duyuruda bulundum ve gizli gizli görüşmeler de yaptım ;
Diyanet İşleri (eski) : `Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.`
Diyanet Vakfi : Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
Edip Yüksel : ` Sonra onlara ilan ettim, gizliden gizliye de konuştum.`
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra hem i`lâm ederek söyledim onlara hem gizli gizli söyledim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli söyledim.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli.»
Fizilal-il Kuran : Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.
Gültekin Onan : "Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim."
Hasan Basri Çantay : «Sonra da onları hem i`lân ederek da`vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim».
Hayrat Neşriyat : `Sonra doğrusu ben, onlara (hem) i`lân ettim, (hem) kendilerine gizli gizli de söyledim.`
İbni Kesir : Sonra onlara; açıktan açığa ve gizliden gizliye söyledim.
Muhammed Esed : onlara açıktan tebliğde bulundum; (ayrıca) onlarla gizlice, özel olarak da konuştum;
Ömer Nasuhi Bilmen : (9-10) «Sonra şüphesiz ki, ben onlar için ilan ettim ve onlara gizliden gizliye de bildirdim. Artık dedim ki, Rabinizden mağrifet dileyiniz, şüphe yok ki O, çok mağfiret buyurucudur.»
Ömer Öngüt : "Üstelik onlarla hem açıktan açığa, hem de gizliden gizliye görüşmeler de yaptım. "
Şaban Piriş : Sonra onlara açıktan açığa da; gizli gizli de söyledim.
Suat Yıldırım : Daha sonra onları gâh açıkça çağırdım, gâh iyice gizli bir dâvet yönelttim, her türlü yolu denedim.
Süleyman Ateş : "Sonra onlara açıktan söyledim, gizli gizli söyledim:
Tefhim-ul Kuran : «Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.»
Ümit Şimşek : `Sonra hem açıkça, hem de gizliden gizliye çağırdım.
Yaşar Nuri Öztürk : "Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım."
|