Rahman Suresi 41
Yureful mucrımûne bi sîmâhum fe yuhazu bin nevâsî vel akdâm(akdâmi).
1. yu`refu : tanınır
2. el mucrimûne : mücrimler, suçlular
3. bi-sîmâ-hum : simalarından
4. fe : böylece
5. yu`hazu : yakalanır
6. bi : ile
7. en nevâsî : alınlar
8. ve el akdâmi : ve ayaklar
İmam İskender Ali Mihr : Mücrimler (suçlular) simalarından tanınır. Böylece onlar alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Diyanet İşleri : Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Suçlular, yüzlerindeki alâmetten tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar.
Adem Uğur : Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Ahmed Hulusi : Suçlular sîmalarından (huylarının oluşturduğu görünümden) tanınırlar da; alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Ahmet Tekin : İslâma planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, günahkârlar simalarından tanınır. Perçemlerinden ve ayaklarından tortop edilerek yakalanır.
Ahmet Varol : Suçlular simâlarından tanınırlar. Böylece perçemler(in)den ve ayaklar(ın)dan yakalanılır.
Ali Bulaç : (Çünkü o gün) Suçlu günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Mücrimler (müşrikler) sîmalarından tanınır da yakalanır perçemleriyle ayaklarından...
Bekir Sadak : Suclular simalarindan taninirlar da, alin saclarindan ve ayaklarindan yakalanirlar.
Celal Yıldırım : Suçlu günahkârlar yüzlerindeki belirtileriyle bilinip tanınırlar. Alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar (da yaka-paça Cehennem`e atılırlar).
Diyanet İşleri (eski) : Suçlular simalarından tanınırlar da, alın saçlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Diyanet Vakfi : Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Edip Yüksel : Suçlular yüzlerinden tanınır ve yaka paça götürülürler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Suçlular yüzlerinden tanınır, perçemleriyle ayaklarından tutulur;
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.
Fizilal-il Kuran : Suçlular yüz ifadelerinden tanınarak perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Gültekin Onan : (Çünkü o gün) Suçlu günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Hasan Basri Çantay : Günahkârlar sîmâlariyle tanılacak da perçemlerinden ve ayaklarından tutulacak.
Hayrat Neşriyat : Günahkârlar sîmâlarıyla (yüzlerinin karalığıyla) tanınır, derhâl perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır (da Cehenneme atılıverirler)!
İbni Kesir : Suçlular simalarından tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar.
Muhammed Esed : Bütün günahkarlar işaretlerinden tanınacak ve alınları ile ayaklarından yakalanacaklar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Günahkarlar sîmalarıyla tanınırlar. Artık alınlarıyla ve ayaklarıyla yakalanırlar.
Ömer Öngüt : Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Şaban Piriş : Suçlular simalarından tanınır, sonra da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır.
Suat Yıldırım : Suçlular simalarından tanınırlar, perçemlerinden ve ayaklarından tutulup yaka paça cehenneme atılırlar.
Süleyman Ateş : Suçlular, simâlarından tanınır, alınlar(ın)dan ve ayaklar(ın)dan tutulur.
Tefhim-ul Kuran : (Çünkü o gün) Suçlu günahkârlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanıverir.
Ümit Şimşek : Mücrimler yüzlerinden tanınır ve perçemleriyle ayaklarından yakalanıverir.
Yaşar Nuri Öztürk : Suçlular, yüzlerinden tanınır da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından.
|