Kulû veşrebû henîen bi mâ kuntum tamelûne.
1. kulû : yeyin
2. ve işrebû : ve için
3. henîen : afiyetle
4. bi-mâ : şeylerden dolayı, sebebiyle
5. kuntum : siz oldunuz
6. ta`melûne
(kuntum ta`melûne) : yapıyorsunuz
: (yapmış olduğunuz, yaptıklarınız)
İmam İskender Ali Mihr : Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yeyin ve için.
Diyanet İşleri : (19-20) Onlara, Dünyada yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yiyin ve için, âfiyetler olsun, yaptığınız şeylere karşılık.
Adem Uğur : Onlara: Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için! (denilir).
Ahmed Hulusi : "Yaptığınız fiillerin sonucu olarak oluşanları afiyetle yeyin, için!"
Ahmet Tekin : Yeyiniz, içiniz, işlediğiniz devamlı, bilinçli amellere karşılık afiyet olsun.
Ahmet Varol : `Yapmakta olduklarınıza karşılık afiyetle yiyin ve için.`
Ali Bulaç : "Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için."
Ali Fikri Yavuz : (Allah onlara şöyle buyurur: Dünyada iman ve ibadet edib) çalıştığınız için afiyetle yeyin, için;
Bekir Sadak : (19-20) Onlara soyle denir: «Islediklerinizden oturu, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin icin.» Onlara, ceylan gozlu esler veririz.
Celal Yıldırım : İşlediklerinize karşılık afiyetle gönül huzuru içinde yeyiniz içiniz.
Diyanet İşleri (eski) : (19-20) Onlara şöyle denir: `İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için.` Onlara, ceylan gözlü eşler veririz.
Diyanet Vakfi : (19-20) Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Edip Yüksel : Yapmış olduklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yaptıklarınıza karşılık yeyin, için, afiyetler olsun ,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Onlara): «Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için» (denilir.)
Fizilal-il Kuran : Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için!
Gültekin Onan : "Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için."
Hasan Basri Çantay : (Şöyle denilir
«(İyi) amel (ve hareket) etmiş olduğunuz için aafiyetle yeyin, için».
Hayrat Neşriyat : (Kendilerine
`Yapmakta olduklarınıza karşılık (mükâfât olarak) âfiyetle yiyin, için!` (denilir.)
İbni Kesir : İşlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için.
Muhammed Esed : (Ve onlara
"Yapmış olduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için,
Ömer Nasuhi Bilmen : (19-20) Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak (oturunuz) ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik.
Ömer Öngüt : Yaptıklarınıza karşılık olarak âfiyetle yiyin için!
Şaban Piriş : -Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için!
Suat Yıldırım : (19-20) Ve onlara denilir ki: "Dünyada yaptığınız güzel davranışlardan ötürü: "Yiyin, için, afiyetler olsun!" Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Kendilerine temiz ve güzel hurileri de eş yaparız.
Süleyman Ateş : "Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için;"
Tefhim-ul Kuran : «Yapmakta olduklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için.»
Ümit Şimşek : Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yiyin, için.
Yaşar Nuri Öztürk : "Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin, için!