Tur Suresi 26
Kâlû innâ kunnâ kablu fî ehlinâ muşfikîn(muşfikîne).
1. kâlû : dediler
2. innâ : muhakkak ki biz, gerçekten biz
3. kunnâ : biz olduk
4. kablu : önce
5. fî ehli-nâ : ailemiz içinde, ailemizle beraberken
6. muşfikîne : korkanlar, endişe edenler
İmam İskender Ali Mihr : Gerçekten biz daha önce ailemizle beraberken korkuyorduk. dediler.
Diyanet İşleri : Derler ki: Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allaha isyandan) korkardık.
Abdulbaki Gölpınarlı : Derler ki: Gerçekten de daha önce ehlimizin içinde, ilimizde, yurdumuzda, korku içindeydik biz.
Adem Uğur : Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık."
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Doğrusu biz daha önce ehlimiz içinde (korkudan) titreyenler idik. "
Ahmet Tekin : `Daha önce biz, kabilemiz, aşiretimiz içinde bile, ilâhî azaptan korkarak Allahın emirlerine itina gösterirdik.`derler.
Ahmet Varol : Derler ki: `Biz daha önce ailemiz içindeyken endişeliydik.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip korkardık."
Ali Fikri Yavuz : Şöyle derler: - Biz, bundan önce ailemizle birlikte (dünyada iken azabdan ve Allaha isyan etmekten) korkuyorduk.
Bekir Sadak : (26-28) «Dogrusu bundan once ailemizin yaninda bile korku icindeydik; Allah lutfedip bizi kavurucu azabdan korudu; dogrusu bundan once de O`na yalvariyorduk; suphesiz O, iyilik yapandir, aciyandir» derler.*
Celal Yıldırım : Derler ki: Hakikat biz bundan önce (Dünya`da) ailemiz içinde korkup endişe duyardık ?
Diyanet İşleri (eski) : (26-28) `Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O`na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır` derler.
Diyanet Vakfi : Derler ki: «Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık.»
Edip Yüksel : `Daha önce halkımızın arasında çekinirdik,` derler,
Elmalılı Hamdi Yazır : Demektedirler: Evet biz bundan evvel ehlimizde korkular içinde idik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : diyecekler ki: «Evet biz bundan önce ehlimiz (ailemiz, obamız) içinde korkular içindeydik,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve diyorlar ki: «Gerçekte biz daha önce (dünya hayatında) âilemiz içinde (âkibetimizden) korkardık».
Fizilal-il Kuran : Derler ki: «Daha önce biz, ailemiz içinde korkardık.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce ehlimiz (yakın akrabalarımız) içinde (iken) endişe edip korkardık."
Hasan Basri Çantay : (Şöyle) diyerek: «Biz hakıykat bundan evvel (dünyâda) ailelerimiz içinde (aakıbetimizden) korkanlardık».
Hayrat Neşriyat : Derler ki: `Daha önce gerçekten biz, (dünyada) âilemizin yanında iken (Allahdan)korkan kimselerdik!`
İbni Kesir : Derler ki: Gerçekten biz, bundan önce ailelerimiz arasında korku içindeydik.
Muhammed Esed : Onlar, "Bakın" diyecekler, "eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah`ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik;
Ömer Nasuhi Bilmen : (25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.»
Ömer Öngüt : Derler ki: "Biz daha önce dünyada iken âilelerimizin yanında korkular içinde idik. "
Şaban Piriş : -Biz, ailemizin yanında, daha önce korku içindeydik, derler.
Suat Yıldırım : (26-27) "Biz dünyada, ailemiz içinde iken sonumuzdan endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki Allah bize lütfetti ve bizi, o kavuran ateşten korudu.
Süleyman Ateş : "Daha önce biz âilemiz içinde (iken sonumuzdan) korkardık." dediler.
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip korkanlardık.»
Ümit Şimşek : Derler ki: `Biz bundan önce ailemizin arasındayken korkardık.
Yaşar Nuri Öztürk : "Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk."
|