Ve in yerev kisfen mines semâi sâkıtan yekûlû sehâbun merkûm(merkûmun).
1. ve in yerev : ve eğer görseler
2. kisfen : bir parça
3. min es semâi : gökten
4. sâkıtan : düşen
5. yekûlû : derler
6. sehâbun : bulut, bulutlar
7. merkûmun : üst üste yığılmış
İmam İskender Ali Mihr : Ve eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: Üst üste yığılmış bulutlardır. derler.
Diyanet İşleri : Gökten düşmekte olan parçalar görseler, Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır derler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut derler.
Adem Uğur : Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Ahmed Hulusi : Eğer semâdan düşen bir parça görseler: "Üst üste yığılmış bulutlar" derler.
Ahmet Tekin : Gökten kütleler düşerken görseler:
`Üst üste yığılmış bulutlardır.` derler.
Ahmet Varol : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler: `Üst üste yığılmış bir buluttur` derler.
Ali Bulaç : Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.
Ali Fikri Yavuz : Eğer gökten bir parça düşerken görseler, birbiri üzerine yığılıb yoğunlaşmış bir bulutdur, derler.
Bekir Sadak : Gokten azap olarak dusen bir parca gorseler: «Bulut kumesidir» derler.
Celal Yıldırım : Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler.
Diyanet İşleri (eski) : Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: `Bulut kümesidir` derler.
Diyanet Vakfi : Gökten düşen bir kütle görseler «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.
Edip Yüksel : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, `Bulut kümesidir!` derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem onlar Semadan bir kıt`ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler `Birbiri üstüne yığılmış bir bulut» diyecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, «Üst üste yığılmış bulutlardır.» derler.
Fizilal-il Kuran : Gökten bir parçanın düştüğünü görsek «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.
Gültekin Onan : Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.
Hasan Basri Çantay : Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur».
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki gökten (üzerlerine azâb olarak) düşen bir parça görseler, (inadlarından
`(Bu,) üst üste yığılmış bir buluttur!` derler.
İbni Kesir : Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: Birbiri üstüne yığılmış buluttur, derler.
Muhammed Esed : Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.»
Ömer Öngüt : Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: "Birbiri üzerine yığılmış buluttur. " derler
Şaban Piriş : Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler üst üste yapılmış bir bulut derler.
Suat Yıldırım : Şayet kendilerinin kötü bir maksatla istedikleri gibi gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından ötürü "Bunlar üst üste yığılmış bulutlardır." derler. Kendilerine ceza olarak gönderildiğini inkâr ederler.
Süleyman Ateş : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Tefhim-ul Kuran : Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile. «Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur.» derler.
Ümit Şimşek : Onlar gökten bir parçayı düşerken görecek olsalar, `Bu kümelenmiş buluttur` derler.
Yaşar Nuri Öztürk : Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"