İnnâ le mugremûn(mugremûne).
1. innâ : muhakkak ki biz
2. le : gerçekten, elbette
3. mugremûne : ziyana uğrayanlar
İmam İskender Ali Mihr : Gerçekten biz ziyana uğrayanlarız.
Diyanet İşleri : Muhakkak biz çok ziyandayız!
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de biz derdiniz, ziyan ettik.
Adem Uğur : Doğrusu borç altına girdik.
Ahmed Hulusi : "Muhakkak ki ziyandayız!"
Ahmet Tekin : `Doğrusu, borç altına girdik, zarardayız.`
Ahmet Varol : (Derdiniz ki): `Doğrusu biz ağır borca sokulduk. [3]
Ali Bulaç : (Şöyle de sızlanırdınız
"Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip zorlandık."
Ali Fikri Yavuz : -Doğrusu biz çok ziyandayız.
Bekir Sadak : (65-67) Dilersek Biz onu cercop yapariz, sasar kalirsiniz da soyle dersiniz: «Dogrusu borc altina girdik, hatta yoksun kaldik".
Celal Yıldırım : (66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz).
Diyanet İşleri (eski) : (65-67) Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; `Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık`.
Diyanet Vakfi : «Doğrusu borç altına girdik.
Edip Yüksel : `Borca girdik.`
Elmalılı Hamdi Yazır : Her halde biz çok ziyandayız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : «Muhakkak biz çok ziyandayız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Doğrusu borç altına girdik.»
Fizilal-il Kuran : Derdiniz ki; «Biz borca battık.»
Gültekin Onan : (Şöyle de sızlanırdınız
"Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip zorlandık."
Hasan Basri Çantay : (Şöyle derdiniz
«Biz hakıykaten ağır borca uğratılmışızdır».
Hayrat Neşriyat : (O vakit
`Doğrusu biz, gerçekten zarara uğratılmışlarız!`
İbni Kesir : Doğrusu borç altına girdik,
Muhammed Esed : "Eyvah, mahvolduk!
Ömer Nasuhi Bilmen : (66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu?
Ömer Öngüt : (O zaman şöyle derdiniz): "Doğrusu biz çok zarara uğratıldık. "
Şaban Piriş : (66-67) -Borca battık, hayır biz mahrum bırakıldık, dersiniz.
Suat Yıldırım : "Eyvah! Emeklerimiz boşa gitti."
Süleyman Ateş : "Biz borçlandık, (yaptığmız masraflar boşa gitti)!"
Tefhim-ul Kuran : (Şöyle de sızlanırdınız
«Doğrusu biz, ağır borç altına girip zorlandık,»
Ümit Şimşek : `Mahvolduk, borca battık,
Yaşar Nuri Öztürk : "Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık."