Vakia Suresi 70
Lev neşâu cealnâhu ucâcen fe levlâ teşkurûn(teşkurûne).
1. lev : eğer, ise, olsa
2. neşâu : biz dileriz
3. cealnâ-hu : onu kıldık, yaptık
4. ucâcen : acı
5. fe : o halde, hâlâ
6. lev : eğer, şâyet, olsa, ise
7. lâ teşkurûne : şükretmiyorsunuz
İmam İskender Ali Mihr : Eğer dileseydik, onu acı kılardık (yapardık), öyle ise (niçin) hâlâ şükretmiyorsunuz?
Diyanet İşleri : Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
Abdulbaki Gölpınarlı : Dileseydik onu tuzlu, acı bir su hâline getirirdik, hâlâ mı şükretmezsiniz?
Adem Uğur : Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmed Hulusi : Eğer dileseydik onu acı (bir su) kılardık. . . Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmet Tekin : Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onu tuzlu ve acı yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmet Varol : Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Ali Bulaç : Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Ali Fikri Yavuz : Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allaha) şükretseniz ya...
Bekir Sadak : N/A
Celal Yıldırım : Dileseydik onu acı yapardık. Artık şükretmez misiniz ?
Diyanet İşleri (eski) : Dileseydik onu acılaştırırdık; hala şükretmez misiniz?
Diyanet Vakfi : Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Edip Yüksel : Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmez misiniz?
Elmalılı Hamdi Yazır : Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniz a
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dileseydik onu acı bir çorak yapardık. O halde şükretseniz ya!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
Fizilal-il Kuran : Eğer isteseydik onu acı yapardık. Şükretsenize!
Gültekin Onan : Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Hasan Basri Çantay : Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Hayrat Neşriyat : Dileseydik onu tuzlu (acı bir su) yapardık; o hâlde şükretmeniz gerekmez mi?
İbni Kesir : İsteseydik onu tuzlu bir su kılardık. Öyleyse şükretmeli değil misiniz?
Muhammed Esed : (O tatlı bir su şeklinde iner, ama) dileseydik yakacak kadar tuzlu ve acı yapabilirdik. Öyleyse neden (Bize) şükretmiyorsunuz?
Ömer Nasuhi Bilmen : (69-71) Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler Bizler miyiz? Eğer dilese idik onu acı bir su yapardık. Artık şükretmeli değil misiniz? Sonra gördünüz mü o ateşi ki, çakıverirsiniz?
Ömer Öngüt : Eğer dileseydik, onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. Hâlâ şükretmez misiniz?
Şaban Piriş : İsteseydik onu tuzlu bir su yapardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Suat Yıldırım : Dileseydik onu tuzlu da yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Süleyman Ateş : Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şüketmeniz gerekmez mi?
Tefhim-ul Kuran : Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Ümit Şimşek : Dileseydik onu acı bir su yapardık; öyleyse niçin hâlâ şükretmezsiniz?
Yaşar Nuri Öztürk : Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
|