Zariyat Suresi 52
Kezâlike mâ etellezîne min kablihim min resûlin illâ kâlû sâhırun ev mecnûn(mecnûnun).
1. kezâlike : işte bunun gibi, işte böyle
2. mâ : şey, ne, kim
3. etâ ellezîne : onlara (kendilerine) ne geldi
4. min kabli-him : onlardan önce
5. min resûlin : (resûllerden) bir resûl
6. illâ : den başka, hariç
7. kâlû : dediler
8. sâhırun : sihir yapan, sihirbaz, büyücü
9. ev : veya
10. mecnûnun : mecnun, deli
İmam İskender Ali Mihr : İşte böyle, onlardan öncekiler de, (kendilerine) gelen resûle sihirbazdır veya mecnundurdan başka bir şey demediler.
Diyanet İşleri : İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki, O bir büyücüdür yahut bir delidir demiş olmasınlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Böylece onlardan önce de hiçbir peygamber gelmedi ki ona büyücü, yahut da deli demesinler.
Adem Uğur : İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.
Ahmed Hulusi : İşte (gerçek durum) böyle! Onlardan öncekilere de (Allâh`a, hakikatlerine çağıran) herhangi bir Rasûl geldiğinde, mutlaka: "Bu büyücü veya mecnun" dediler.
Ahmet Tekin : Geçmişteki peygamber-toplum ilişkileri böyle cereyan etmişti. Onlardan öncekilere de herhangi bir Rasul geldiğinde ona mutlaka:
`Büyüleyici söz söyleyerek aklı etkileyen biridir veya cinlere mahkum olmuştur, delidir.` dediler.
Ahmet Varol : İşte böyle. Onlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber geldiyse muhakkak: `Büyücü veya delidir` dediler.
Ali Bulaç : İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, senin kavmin, sana sihirbaz yahud mecnûn dediği gibi), onlardan evvelki ümmetler de bir peygamber gelince; muhakkak böyle; ya sihirbaz dediler, ya mecnun...
Bekir Sadak : Onlardan oncekilere, herhangi bir peygamber gelince: «Sihirbazdir» veya «Delidir» derlerdi.
Celal Yıldırım : Bunun gibi onlardan öncekilere de ne kadar bir peygamber gönderdikse, mutlaka, «bu bir sihirbazdır veya delinin biridir,» demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : Onlardan öncekilere, herhangi bir peygamber gelince: `sihirbazdır` veya `Delidir` derlerdi.
Diyanet Vakfi : İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.
Edip Yüksel : İşte böyle, onlardan öncekilere her ne zaman bir elçi geldiyse, `Bu, bir büyücüdür,` yahut `Bu bir delidir,` derlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya sahir dediler ya mecnun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Böyle, onlardan öncekiler bir peygamber gelince muhakkak: «Ya sihirbaz, ya delidir» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: «Bir sihirbazdır veya bir delidir.» dediler.
Fizilal-il Kuran : İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: «Büyücü veya cinlenmiş» dediler.
Gültekin Onan : İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir.
Hasan Basri Çantay : Onlardan evvelkilere de herhangi bir peygamber gelmedi ki (onun hakkında da) mutlakaa böylece sihirbaz, yahud mecnun dediler.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte böyle, onlardan öncekilere ne zaman bir peygamber geldiyse, mutlaka (ona da): `(O) bir sihirbazdır veya mecnundur!` dediler.
İbni Kesir : İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde sadece; büyücüdür veya delidir, dediler.
Muhammed Esed : İşte böyle, kendilerinden önce yaşamış olanlara da hangi elçi geldiyse, mutlaka, "(O) bir göz boyayıcı(dır), yahut bir deli!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Böylecedir. Onlardan evvelkilere de bir peygamber gelmedi ki illâ «Sâhirdir veya mecnûndur,» dediler.
Ömer Öngüt : İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde hemen: "Bir sihirbaz veya bir delidir. " dediler.
Şaban Piriş : İşte, böyle... Onlardan öncekilere de bir elçi gelmedi ki ona sihirbaz veya mecnun dememiş olsunlar.
Suat Yıldırım : İşte böyle... Senin hemşehrilerinden önceki ümmetlere ne zaman bir elçi geldiyse mutlaka ona muhatapları büyücü veya deli dediler.
Süleyman Ateş : İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: "Büyücü veya cinlenmiş" dediler.
Tefhim-ul Kuran : İşte böyle; onlardan öncekiler de herhangi bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onlar da: «Büyücü veya cinlenmiş» demişlerdir.
Ümit Şimşek : Şimdi olduğu gibi, onlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber gelse ya büyücü demişlerdi, ya deli.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte böyle! Onlardan önce herhangi bir resul geldiğinde, mutlaka şöyle dediler: "Ya büyücüdür ya deli."
|