Zumer Suresi 23
Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteşâbihen mesâniye takşaırru minhu culûdullezîne yahşevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).
1. allâhu : Allah
2. nezzele : indirdi
3. ahsene : ahsen, en güzel
4. el hadîsi : hadis, söz (ihdas edilen)
5. kitâben : kitap
6. muteşâbihen : müteşabih, teşbih edilen, benzer, uyumlu
7. mesâniye : ikinci, ikişer ikişer
8. takşaırru : ürperir
9. min-hu : ondan
10. culûdu : ciltler, deriler
11. ellezîne : onlar
12. yahşevne : huşû duyarlar
13. rabbe-hum : onların Rabbi
14. summe : sonra
15. telînu : yumuşar, sükûnet bulur, yatışır
16. culûdu-hum : onların ciltleri, derileri
17. ve kulûbu-hum : ve onların kalpleri
18. ilâ zikri allâhi : Allah`ın zikrine
19. zâlike : işte bu
20. hudâllâhi (hudâ allâhi) : Allah`ın hidayeti
21. yehdî : hidayete erdirir
22. bihî : onunla
23. men : kim, kimse, kişi
24. yeşâu : diler
25. ve men : ve kim, kimse, kişi
26. yudlil : dalâlette bırakır
27. allâhu : Allah
28. fe : böylece, artık
29. mâ : yoktur
30. lehu : ona, onun için
31. min : den
32. hâdin : hidayetçi
İmam İskender Ali Mihr : Allah, ihdas ettiği (nurların) ahsen olanlarını (rahmet, fazl ve salâvâtı), ikişer ikişer (salâvât-rahmet ve salâvât-fazl), Kitab`a müteşabih (benzer) olarak indirdi. Rab`lerinden huşû duyanların ciltleri ondan ürperir. Sonra onların ciltleri ve kalpleri Allah`ın zikriyle yumuşar, sükûnet bulur (yatışır). İşte bu, Allah`ın hidayetidir, dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi yoktur.
Diyanet İşleri : Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allahın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kuran Allahın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir Allah`tır ki sözün en güzelini indirmiştir bir kitap halinde, bir kısmı, bir kısmına benzer, bir kısmı, bir kısmını gerçekleştirir, her şeyi tekrar tekrar bildirir; Rablerinden korkanların tüyleri diken diken olur onu dinlerken, sonra da bedenleri ve gönülleri, Allah`ı anmak için yumuşar; işte bu, Allah`ın bir hidâyetidir ki dilediğini, onunla doğru yola sevk eder ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa ona yol gösterecek yoktur.
Adem Uğur : Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab`ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah`ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah`ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.
Ahmed Hulusi : Allâh, sözün en güzelini; müteşabih (benzetme yollu), mesanî (aynı cümlede veya kelimede iki ayrı işareti vererek ikili anlatımla) bir bilgiyi (tafsilâtlı) indirdi. . . Rablerinden haşyet eden kimselerin Ondan derileri (tüyleri) ürperir. . . Sonra bedeni ve şuuru Allâh zikrine yumuşar (kabule müsait hâle gelir). . . İşte bu Allâh`ın hidâyetidir ki onunla dilediğini hakikate erdirir! Allâh kimi saptırırsa ona hidâyet edecek yoktur.
|