Zumer Suresi 25
Kezzebellezîne min kablihim fe etâhumul azâbu min haysu lâ yeşurûn(yeşurûne).
1. kezzebe : yalanladı
2. ellezîne : onlar
3. min : den
4. kabli-him : onlardan önce
5. fe : böylece, artık
6. etâ-hum(u) : onlara geldi
7. el azâbu : azap
8. min haysu : bir yerden, bir taraftan
9. lâ yeş`urûne : şuurunda olmazlar, farkında olmazlar
İmam İskender Ali Mihr : Onlardan öncekiler (de) yalanladı da böylece azap onlara farkında olmadıkları bir yerden geldi.
Diyanet İşleri : Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan öncekiler de yalanladılar da azap, hiç anlamadıkları, ummadıkları yerden gelip çatıverdi onlara.
Adem Uğur : Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı.
Ahmed Hulusi : Onlardan öncekiler yalanladı da bu yüzden azap onlara fark etmedikleri bir yerden geldi.
Ahmet Tekin : Onlardan öncekiler de, peygamberlerin azapla ilgili uyarılarını yalanladılar. Hatırlarına gelmeyen, farkına varamadıkları bir yerden onlara azap yağdı.
Ahmet Varol : Onlardan öncekiler de yalanladılar. Bu yüzden kendilerine hiç düşünmedikleri yerden azap geldi.
Ali Bulaç : Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azab onlara hiç şuurunda olmadıkları bir yerden gelip çattı.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, senin) o kavminden evvelkiler de peygamberlerini yalanladılar. Bunun üzerine ummadıkları bir yerden kendilerine azab iniverdi.
Bekir Sadak : Onlardan oncekiler de Peygamberleri yalanlamislardi da farkina varmadiklari yerden onlara bir azap catmisti.
Celal Yıldırım : Onlardan öncekiler de (Hakk`ı) yalanladılar. Bu yüzden fark edemedikleri yandan azâb kendilerine geliverdi.
Diyanet İşleri (eski) : Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı da farkına varmadıkları yerden onlara bir azap çatmıştı.
Diyanet Vakfi : Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı.
Edip Yüksel : Onlardan öncekiler de yalanladılar ve ceza, onların beklemedikleri bir yerden gelmişti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlardan evvelkileri tekzib ettiler, ettiler de kendilerine hatırlarına gelmez cihetten azâb geliverdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlardan öncekiler de yalanladılar; yalanladılar da kendilerine hatırlarına gelmeyen yönden azap geliverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, hatırlarına gelmez yönden azab geliverdi.
Fizilal-il Kuran : Onlardan öncekiler de peygamberi yalanlamışlardı da farkına varmadıkları yerden onlara bir azab çattı.
Gültekin Onan : Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azab onlara hiç şuurunda olmadıkları bir yerden gelip çattı.
Hasan Basri Çantay : Onlardan evvelkiler de (peygamberlerini) tekzîb etdiler de hatırlarına gelmeyecek bir cihetden kendilerine azâb gelib çatıverdi.
Hayrat Neşriyat : Onlardan öncekiler (peygamberlerini) yalanladı da hatırlarına gelmeyen bir yerden azab kendilerine geliverdi.
İbni Kesir : Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı da hiç farkında olmadıkları bir yönden azab kendilerine çatıvermişti.
Muhammed Esed : Onlardan öncekiler (de) hakikati yalanlamışlardı; bunun üzerine başlarına nereden geldiğini anlamadıkları bir bela gelmişti:
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlardan evvelkiler tekzîp ettiler, sonra onlara azap hiç hatırlarına gelmeyen bir cihetten geliverdi.
Ömer Öngüt : Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) yalanladılar da, hiç ummadıkları bir yerden onlara azap geldi.
Şaban Piriş : Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da hiç farkında olmadıkları bir yerden azap onlara geliverdi.
Suat Yıldırım : Kendilerinden önce geçmiş bazı halklar da peygamberleri yalancı saydılar da hak ettikleri azap onlara hiç farkına varmadıkları, hiç ummadıkları bir yerden geliverdi.
Süleyman Ateş : Onlardan öncekiler de yalanladılar, bundan dolayı hiç farkına varmadıkları bir yönden onlara azâb geldi.
Tefhim-ul Kuran : Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azab onlara hiç şuurunda olmadıkları bir yerden gelip çattı.
Ümit Şimşek : Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Sonra azap onlara hiç farkında olmadıkları taraftan geliverdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Fakat azap kendilerine, hiç farkında olmadıkları bir yerden geldi.
|