Zumer Suresi 39
Kul yâ kavmimelû alâ mekânetikum innî âmil(âmilun), fe sevfe talemûne.
1. kul : de, söyle
2. yâ : ey
3. kavmi : kavmim
4. i`melû : yapın
5. alâ : üstünde, de
6. mekâneti-kum : bulunduğunuz mekân
7. innî : muhakkak ki ben
8. âmilun : yapan
9. fe : böylece, artık, öyleyse
10. sevfe : yakında
11. ta`lemûne : bileceksiniz
İmam İskender Ali Mihr : De ki: "Ey kavmim! Bulunduğunuz mekânda (elinizden geleni) yapın! Muhakkak ki ben de yapacağım. Öyleyse yakında bileceksiniz."
Diyanet İşleri : (39-40) De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ey kavmim, gücünüz neye yetiyorsa yapadurun, şüphe yok ki ben de yapmadayım, yakında bilir, anlarsınız.
Adem Uğur : De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Artık yakında bileceksiniz!".
Ahmed Hulusi : De ki: "Ey halkım! Anlayışınız kadarıyla elinizden geleni yapın; muhakkak ki ben de yapmaktayım. . . Yakında bileceksiniz. . . "
Ahmet Tekin : `Ey kavmim, terk etmediğiniz hayat tarzınızı, iktidarınızı yaşamaya devam edin, bütün imkânlarınızla elinizden geleni yapın. Ben bilinçli olarak görevimi yapmaya devam edeceğim. Yakında hangimizin âkıbetinin hayırlı olacağını öğreneceksiniz.` de.
Ahmet Varol : De ki: `Ey kavmim! Gücünüzün elverdiğini yapın, ben de yapıyorum. Yakında bileceksiniz.
Ali Bulaç : De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapın edin; elbette ben de yapıp ederim. Artık yakında öğreneceksiniz."
Ali Fikri Yavuz : De ki: - Ey kavmim! Bulunduğunuz hal (küfür ve düşmanlık) üzere çalışın. Elbet ben de çalışıyorum. Artık yakında bileceksiniz:
Bekir Sadak : (39-40) De ki: «Ey milletim! Durumunuzun gerektirdigini yapin; dogrusu ben de yapacagim. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime surekli azap inecek bileceksiniz.»
Celal Yıldırım : (39-40) De ki: Ey milletim! Bulunduğunuz hal, kurduğunuz düzen, başvurduğunuz çare üzere yapacağınızı yapın; şüpheniz olmasın ki, ben de gerekeni yapmaya çalışıyorum. Kime rüsvay edici azabın geleceğini ve üzerine devamlı azabın ineceğini ileride bilip anlayacaksınız.
Diyanet İşleri (eski) : (39-40) De ki: `Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın; doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek bileceksiniz.`
Diyanet Vakfi : (39-40) De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek, yakında bileceksiniz!
Edip Yüksel : De ki, `Ey halkım, bildiğinizi yapın, ben de yapacağım. İleride bileceksiniz:`
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: ey kavmim! haliniz üzere çalışın, her halde ben çalışıyorum, artık ileride bileceksiniz:
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Ey kavmim, haliniz üzere çalışın; şüphesiz ben de çalışıyorum. Artık ileride bileceksiniz:
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Ey kavmim! Haliniz üzere çalışın. Ben de kendi halime göre çalışıyorum. Artık ileride bileceksiniz.»
Fizilal-il Kuran : De ki: «Ey kavmim! Durumunuza göre bildiğinizi yapın! Ben de bildiğimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz.»
Gültekin Onan : De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapın edin; elbette ben de yapıp ederim. Artık yakında öğreneceksiniz."
Hasan Basri Çantay : De ki: «Ey kavmim, siz bulunduğunuz haal (ve minval) üzere çalışın. Şübhesiz ben çalışanım. Binâen`aleyh yakında bileceksiniz ki,
Hayrat Neşriyat : (39-40) De ki: `Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de (onu) yapan bir kimseyim. Kendisini rezîl edecek bir azâbın kime geleceğini ve devamlı bir azâbın kimin üzerine ineceğini artık ileride bileceksiniz!`
İbni Kesir : De ki: Ey kavmim; elinizden geleni yapın. Doğrusu ben de yapacağım. Ve yakında bileceksiniz.
Muhammed Esed : De ki: "Ey (hakikati inkar eden) kavmim! Elinizden gelen her şeyi yapın, ben de (Allah yolunda) gayret göster(meye devam ed)eceğim; yakında göreceksiniz,
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Ey kavmim! Siz kendi iktidarınız üzerine çalışınız, şüphe yok ki, ben de çalışıcıyım. Elbette yakında bilirsiniz.»
Ömer Öngüt : De ki: "Ey kavmim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın. Doğrusu ben de yapıyorum. Yakında bileceksiniz!"
Şaban Piriş : De ki: -Ey halkım, bildiğiniz gibi yapın, ben de yapacağım, ilerde bileceksiniz.
Suat Yıldırım : (39-40) Hem de ki: "Ey halkım! Siz elinizden gelen fenalığı yapın, ama ben de işime devam edeceğim. Zelil ve rezil eden azabın dünyada kime geleceğini, âhirette ise devamlı azabın kimin başına ineceğini yakında öğrenirsiniz."
Süleyman Ateş : De ki: "Ey kavmim, durumunuza göre bildiğinizi yapın, ben de (bildiğimi) yapıyorum; yakında bileceksiniz;"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapıp edin; hiç şüphesiz ben de yapıp edenim. Artık yakında öğreneceksiniz.»
Ümit Şimşek : De ki: Ey kavmim, siz elinizden geleni yapın; ben de yapıyorum. Yakında öğreneceksiniz:
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Ey toplumum! Yapabildiğinizi yapın; ben de kendi işimi yapacağım. Yakında bileceksiniz,
|