Zumer Suresi 68
Ve nufiha fîs sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne).
1. ve nufiha : ve üfürüldü
2. fî : de, içinde
3. es sûri : sûr
4. fe : böylece, artık
5. saıka : bayıldı, öldü
6. men : kimse, kişi
7. fî : de, içinde
8. es semâvâti : semalar, gökler
9. ve men : ve kimse
10. fî : de, içinde
11. el ardı : arz, yer
12. illâ : hariç
13. men : kimse, kişi
14. şâe : diledi
15. allâhu : Allah
16. summe : sonra
17. nufiha : üfürüldü
18. fîhi : ona, onun içine
19. uhrâ : diğer
20. fe : böylece, artık, sonra
21. izâ : olduğu zaman
22. hum : onlar
23. kıyâmun : ayağa kalkarak
24. yanzurûne : bakarlar, bakınırlar
İmam İskender Ali Mihr : Ve sur`a üfürülmüş, Allah`ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde olanlar ölmüşlerdir. Sonra ona (sur`a) bir defa daha üfürüldüğü zaman onlar ayağa kalkarak bakınırlar.
Diyanet İşleri : Sûra üflenir ve Allahın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Sûr`a üfürülmüştür de göklerdekilerin ve yeryüzündekilerin hepsi de, o sesin şiddetinden ölüp gitmiştir, sonra bir daha üfürülünce o zaman hepsi dirilmiştir, ne olacak diye bakınıp durmadalar.
Adem Uğur : Sûr`a üflenince, Allah`ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!
Ahmed Hulusi : Sur`a üflenmiştir! Bu yüzden, Allâh`ın dilediği müstesna, semâlarda ve arzda kim varsa çarpılıp baygınlık geçirmektedir. . . Sonra ona ikinci (defa) nefholundu; işte onlar ayaklanmışlar bakıyorlar.
Ahmet Tekin : Sûra üfürülmüştür. Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar, yere çarpılmış ve ölmüştür. Ancak, Allahın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olanlar hayattadır. Sonra sûra bir daha üfürülür. Derhal, herkes ayaktadır, gözleri açık bakıyorlar.
Ahmet Varol : Sur`a üflenir, böylece Allah`ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölür. Sonra ona bir daha üflenir ve hemen ayağa kalkarak bakınırlar.
Ali Bulaç : Sur`a üfürüldü; böylece Allah`ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar.
Ali Fikri Yavuz : (Artık kıyamet kopmuş, İsrafil tarafından birinci defa) Sûra üfürülmüştür de Allahın dilediği (Cebrâil, Azrâil, Mikâil ve İsrâfil gibileri) müstesna olmak üzre göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi ölmüştür. Sonra Sûra tekrar (ikinci defa) üfürülmüştür. Bu defa (kabirlerinden) kalkmışlar bakınıb duruyorlar. (Acaba kendilerine ne yapılacaktır!)
Bekir Sadak : Sura uflenince, Allah`in diledigi bir yana, goklerde olanlar, yerde olanlar hepsi dusup olur. Sonra Sura bir daha uflenince hemen ayaga kalkip bakisir dururlar.
Celal Yıldırım : Sûr`a üfürülünce, Allah`ın dilediğinin dışında, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi çarpılıp cansız yere düşer. Sonra ona bir daha üfürülür derken (ölenlerin tamamı) kalkıp bakışırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Sura üflenince, Allah`ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sura bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.
Diyanet Vakfi : Sûr`a üflenince, Allah`ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!
Edip Yüksel : Boruya üflenir üflenmez göklerde ve yerde kim varsa, ALLAH`ın diledikleri hariç kendinden geçip bayılırlar. Sonra ona tekrar üflenir de onlar ayağa kalkıp bakışırlar
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve sur üflenmiştir de Göklerde kim var, Yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır, ancak Allahın dilediği müstesnâ, sonra ona bir daha üflenmiştir, bu kerre de hep onlar kalmışlar bakıyorlardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve Sur üflenmiştir. Göklerde kim var ve yerde kim varsa, Allah`ın dilediği kimselerden başka hepsi çarpılıp yıkılmıştır. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da onların hepsi kalkmış bakıyorlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır. Ancak Allah`ın dilediği müstesna. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır.
Fizilal-il Kuran : Sur`a üflenince, göklerde ve yerde olanlar korkudan düşüp bayılırlar. Ancak Allah`ın dilediği kalır. Sonra sur`a bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar.
Gültekin Onan : Sur`a üfürüldü; böylece Tanrı`nın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar.
Hasan Basri Çantay : (Birinci) «Suur» a üfürülmüş (üfürülecek), artık Allahın diledikleri müstesna olmak üzere, göklerde kim varsa, yerde kim varsa düşüb olmuşdur (ölecekdir). Sonra ona bir daha üfürülmüşdür (üfürülecekdir). O anda görürsün ki (ölüler dirilib) ayakda bakınız duruyorlar!
Hayrat Neşriyat : Ve sûra (birinci olarak) üfürülmüştür de Allahın dilediğinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa ölmüştür. Sonra ona bir daha üfürülmüştür; bir de bakarsın ki onlar ayaktadırlar (etrâfa) bakınıp duruyorlar.
İbni Kesir : Ve Sur`a üflenmiştir. Artık Allah`ın dilediği bir yana, göklerde olanlar ve yerde olanlar baygın düşmüştür. Sonra ona bir daha üflenmiş ve bir de bakacaksın ki ayakta bakınıp duruyorlar.
Muhammed Esed : (O Gün hesap) suru üflenecek; ve yerde, gökte ne varsa hepsi, Allah`ın (hariç tutmak) istedikleri dışında, düşüp bayılacaklar. Sonra sur yeniden üflenecek; işte o zaman (yargı kürsüsü önünde) duranlar (hakikati) görmeye başlayacaklar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Sûr`a üfürülmüştür. Hemen göklerde kim var ise ve yerde kim var ise ölüvermiştir. Allah`ın dilediği kimse müstesna. Sonra Sûr`a tekrar üfürülmüştür. O anda onlar kalkarak bakışırlar.
Ömer Öngüt : Sur`a üflenince, Allah`ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar yerde olanlar hepsi düşüp ölmüş olacaktır. Sonra bir daha üflenince, hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.
Şaban Piriş : Sûra üflenmiş, Allahın diledikleri dışında yerde ve göklerde kim varsa baygın düşmüştür/ölmüştür. Sonra ona tekrar üflendiği zaman onlar ayağa kalkar ve bakıp dururlar.
Suat Yıldırım : Sûra üflenir; Allahın diledikleri dışında, göklerde ve yerde kim varsa çarpılıp cansız yere düşer. Sonra ona bir daha üflenir: Bir de bakarsın bütün insanlar, kabirlerinden ayağa kalkmış, etrafa bakınıp duruyorlar!
Süleyman Ateş : Sûr`a üflenmiş, göklerde ve yerde olanlar (korkudan) bayılmışlar, ancak Allâh`ın dilediği sarsılmamıştır. Sonra ona bir daha üflenmiştir, birden onlar kalkmış, bakıyorlardır.
Tefhim-ul Kuran : Sûr`a üfürüldü; böylece Allah`ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetiyorlar.
Ümit Şimşek : Sûra üfürülür; Allah`ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölür. Sonra sûra bir daha üfürülür; o anda hepsi kalkmış, bakışmaktadır.
Yaşar Nuri Öztürk : Sura üflenmiştir; Allah`ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sura bir daha üflenmiştir. İşte hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar.
|