Aşağıdaki Hatalar Oluştu:
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 357 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 357 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/printthread.php 156 postParser->parse_message
Warning [2] preg_match(): The /e modifier is no longer supported, use preg_replace_callback instead - Line: 364 - File: inc/class_parser.php PHP 7.4.33 (Linux)
File Line Function
[PHP]   errorHandler->error
/inc/class_parser.php 364 preg_match
/inc/class_parser.php 153 postParser->parse_mycode
/printthread.php 156 postParser->parse_message



AlimAllah-Bilim Allah'ın yasasıdır.-Kuran, islam, bilgi paylaşımı üzerine
Hicr Suresi 63 - Baskı Önizleme

+- AlimAllah-Bilim Allah'ın yasasıdır.-Kuran, islam, bilgi paylaşımı üzerine (http://forum.alimallah.com)
+-- Forum: Alimallah.net (/forum-Alimallah-net-1)
+--- Forum: Alimallah.net Sözlüğü (/forum-Alimallah-net-Sozlugu-2)
+--- Konu Başlığı: Hicr Suresi 63 (/konu-Hicr-Suresi-63-4700.html)



Hicr Suresi 63 - alimallah - 29.09.2012 14:14

Kâlû bel ci’nâke bi mâ kânû fîhi yemterûn(yemterûne).

1. kâlû : dediler
2. bel : hayır, bilâkis
3. ci`nâ-ke : sana getirdik, geldik
4. bi mâ : şey ile
5. kânû : oldular
6. fî-hi : onun hakkında
7. yemterûne : şüphe ediyorlar
İmam İskender Ali Mihr : “Hayır, biz, onların hakkında şüphe ettikleri şey ile sana geldik.” dediler.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, biz dediler, onların şüphe ettikleri şeyi getirdik.
Adem Uğur : Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Bilakis, biz sana onların şüpheli oldukları bir konuda (yaptıklarının sonucu azap) getirdik. "
Ahmet Tekin : Onlar:
`Tam aksine, biz sana, onların şüphe ettiği azâbı getirdik` dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: `Hayır, biz onların hakkında şüphe ettikleri şeyi sana getirdik.
Ali Bulaç : "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."
Ali Fikri Yavuz : Elçiler dediler ki: “- Yok, biz sana kavminin şüphe edip durdukları azabı getirdik.
Bekir Sadak : (63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» dediler.
Celal Yıldırım : Onlar da, «kavmin, hakkında şüphe edip durdukları şeyi (gelecek azabı) sana getirdik.
Diyanet İşleri (eski) : (63-65) `Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün` dediler.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: «Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.
Edip Yüksel : Dediler ki: ` Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik.`
Elmalılı Hamdi Yazır : Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Hayır, biz sana onların şüphe edip durduklarını getirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Elçiler dediler ki: «Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik.»
Fizilal-il Kuran : Onlar dediler ki; «Biz sana soydaşlarının kuşku ile karşıladıkları ilahi azabı haber vermeye geldik.»
Gültekin Onan : "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."
Hasan Basri Çantay : Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey`i (azabı) getirdik».
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: `Hayır, (biz) sana (kavminin), hakkında şübhe etmekte oldukları şeyi(azâbı) getirdik!`
İbni Kesir : Onlar da: Biz, sana sadece onların şüphe edip durdukları azabı getirdik.
Muhammed Esed : Onlar da: "Evet, fakat biz sana, (kötülükten yana olanların) şüphe edip durdukları şey(i duyurmak) için geldik" diye cevap verdiler,
Ömer Nasuhi Bilmen : (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Biz sana onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik. ”
Şaban Piriş : -Biz sana hakkında şüphe ettiklerini (azabı) getirdik.
Suat Yıldırım : (63-65) "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azâbı)nı sana getirdik,"
Tefhim-ul Kuran : «Hayır» dediler, «Biz sana onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik.»
Ümit Şimşek : Dediler ki: `Biz sana onların şüpheyle karşıladığı ceza ile geldik.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Gerçek şu ki biz, günahkârların, hakkında kuşku edip durdukları şeyi sana getirdik."