Lâ yahzunuhumul fezeul ekberu ve tetelakkâhumul melâikeh(melâiketu), hâzâ yevmukumullezî kuntum tûadûn(tûadûne).
1. lâ yahzunu-hum : onları mahzun etmez
2. el feze : korku, dehşet
3. el ekberu : en büyük
4. ve tetelakkâ-hum : ve onları karşılarlar
5. el melâiketu : melekler
6. hâzâ : bu
7. yevmu-kum : sizin gününüz
8. ellezî : ki o
9. kuntum : siz oldunuz
10. tûadûne : vaadedildiniz
İmam İskender Ali Mihr : O en büyük dehşet (korku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): Bu, sizin vaadolunduğunuz gününüzdür.
Diyanet İşleri : En büyük korku bile onları tasalandırmaz ve melekler onları, İşte bu, size vaad edilen (mutlu) gününüzdür diyerek karşılarlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : O en büyük korku, onları hüzünlendirmez ve melekler, onları karşılarlar da işte derler, size vaadedilen gün, bugün.
Adem Uğur : En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vâdedilmiş olan (mutlu) gününüzdür.
Ahmed Hulusi : O en büyük korku (ölüm kavramı kalktığı için) onları üzmez ve melekler onları karşılar: "İşte bu vadolunduğunuz sizin gününüzdür. "
Ahmet Tekin : O en büyük dehşet, kıyamet dahi, onları tasalandırmaz. Melekler, kendilerini:
`İşte bu, size vadedilmiş olan mutlu gününüzdür.` diyerek karşılarlar.
Ahmet Varol : O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları: `İşte bu, size vaadedilmiş olan gününüzdür` diye karşılarlar.
Ali Bulaç : Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür, size va`dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : O en büyük korku (Sûra son üfürülüş anı), bunları mahzun etmiyecek ve kendilerini melekler şöyle (demekle) karşılayacaklar: - İşte bu, size dünyada vaad olunan (mutlu) gününüzdür!...
Bekir Sadak : En buyuk korku bile onlari uzmez; kendilerini melekler: «Size soz verilen gun iste bugundur» diye karsilarlar.
Celal Yıldırım : En büyük dehşet salan korku onları üzmez. Melekler onları karşılar da «bu size söz verilen gündür!» derler.
Diyanet İşleri (eski) : En büyük korku bile onları üzmez; kendilerini melekler: `Size söz verilen gün işte bugündür` diye karşılarlar.
Diyanet Vakfi : En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vâdedilmiş olan (mutlu) gününüzdür.
Edip Yüksel : O en büyük korku onları üzmez. Kendilerini melekler, `İşte bu, size söz verilen gününüzdür!,` diye karşılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : O fezeı ekber bunları mahzun etmiyecek ve bunları Melekler şöyle karşılayacaklar: bu işte sizin o gününüz ki va`dolunuyordunuz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O büyük korku bunları mahzun etmeyecek ve bunları melekler şöyle karşılayacaklar: «İşte bu size va`dedilen gününüzdür.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O en büyük korku bunları üzmez; kendilerini melekler: «Size söz verilen gün işte bugündür» diye karşılarlar.
Fizilal-il Kuran : Onları o en büyük korku ürkütmez. Melekler kendilerini «Bugün, size vaktiyle vadedilen gündür» diyerek karşılarlar.
Gültekin Onan : Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür, size vaadedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır.
Hasan Basri Çantay : O en büyük korku bunları asla tasaya düşürmez. Bunları melekler karşılayarak: «Bu, size (dünyâda) va`d olunan (mutlu) gününüzdür» (diye cennet kapıları önünde tebrik ederler).
Hayrat Neşriyat : En büyük dehşet (kıyâmet dahi) onları üzmez! Ve onları melekler karşılar: `İşte bu, sizin (dünyada iken) va`d edilmekte olduğunuz gününüzdür!` (derler).
İbni Kesir : O en büyük korku bile onları tasalandırmaz. Melekler onları: Size söz verilen gün, işte bu gündür, diye karşılarlar.
Muhammed Esed : (Kıyamet Günü`nün uyandıracağı) o benzeri olmayan büyük korku bile onları kaygılandırmayacak; çünkü melekler böylelerini "Size söz verilen (mutlu) Gün işte bu Gün`dür!" sözleriyle karşılayacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onları en büyük korku mahzun etmez ve onları melekler istikbal ederler. (Ve onlara derler ki
«İşte bu, sizin vaadolunur olduğunuz gününüzdür.»
Ömer Öngüt : O gün büyük korku onları aslâ tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılar: İşte bu, size vâdedilmiş olan gününüzdür.
Şaban Piriş : O en büyük korku bile onları üzmez. Melekler onları: -Size söz verilen gün, işte bu gündür, diyerek karşılarlar.
Suat Yıldırım : O en büyük dehşet (Sûra ikinci üfleyiş) dahi onları tasalandırmaz. Melekler onları: "İşte size vâd olunan gün bugündür!" diye karşılarlar.
Süleyman Ateş : O en büyük korku, onları asla tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılar: "İşte bu, size va`dedilen gününüzdür!"
Tefhim-ul Kuran : Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: «İşte bu sizin gününüzdür, size va`dedilmişti» diye melekler onları karşılayacaklardır.
Ümit Şimşek : Dehşetin en büyüğü de onları tasalandırmaz. Onları melekler karşılar, `İşte size vaad edilen gün` derler.
Yaşar Nuri Öztürk : O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılarlar: "Bu size o vaat edilen gününüzdür!"