Kasas Suresi 51
Ve lekad vassalnâ lehumul kavle leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
1. ve lekad : ve andolsun
2. vassalnâ : ardarda ulaştırdık
3. lehum : onlara
4. el kavle : sözü
5. lealle-hum : umulur ki onlar
6. yetezekkerûne : tezekkür ederler
İmam İskender Ali Mihr : Ve andolsun ki, tezekkür etsinler diye sözü (âyetlerimizi) ardarda onlara ulaştırdık.
Diyanet İşleri : Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kuran âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca âyet âyet ulayıp indirmedeyiz.
Adem Uğur : Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
Ahmed Hulusi : Andolsun ki onlara sözümüzü ardı ardına ulaştırdık. . . Umulur ki hatırlayıp düşünürler!
Ahmet Tekin : Andolsun ki, biz ilâhi kitapları, ilâhi kelâmı, birbiri ardınca, birbirleriyle irtibatlı olarak onların lehlerine göndermeye devam ettik, şerî ahkâmın, ahlâkî ilkelerin, geçmiş örneklerin, örfün vaatlerin ve tehditlerin, müjdelerin ve uyarıların, Kurân âyetlerinin birbirleriyle irtibatlandırılarak, bir bütünlük içinde anlaşılmasını ve uygulanmasını emrettik. Ola ki bunun hikmetini düşünüp öğüt alırlar.
Ahmet Varol : Andolsun biz, olur ki düşünürler diye onlar için sözü (Kur`an`ı) birbiri ardınca indirdik.
Ali Bulaç : Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten o kâfirlere, Kuran ayetlerini, birbiri ardınca inzal ve beyan ettik ki, ibret alıp iman etsinler.
Bekir Sadak : And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetistirdik; belki dusunurler.
Celal Yıldırım : Biz, düşünürler de öğüt alırlar diye sözü birbiri ardınca getirdik,
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
Edip Yüksel : Öğüt alırlar diye kendilerine mesajı iletip durduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için onlar hakkında sözü uladık da uladık ki iyi düşünsünler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, iyi düşünsünler diye, onlar hakkında sözü uladık da uladık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulamışızdır.
Fizilal-il Kuran : Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik.
Gültekin Onan : Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur.
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, ibret alırlar diye sözü (vahyi) onlar için ardı ardına yetiştirdik.
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz vahyi onlara adım adım ulaştırdık ki böylece belki (üzerinde düşünür), akıllarında tutarlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik.
Ömer Öngüt : Gerçekten biz onlar için sözü birbiri ardınca ulaştırdık ki belki düşünürler.
Şaban Piriş : Andolsun ki, belki düşünürler diye, onlar için sözü ard arda bildirdik.
Suat Yıldırım : Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye onlar için sözü(müzü) birbirine bitiştirdik (ardı ardına gerçeği kanıtlayan âyetler gönderdik).
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Ümit Şimşek : Güzelce düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz sözümüzü onlara peş peşe ulaştırdık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, biz onlar için sözü ardarda getirdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
|