Araf Suresi 102
Ve mâ vecednâ li ekserihim min ahdin, ve in vecednâ ekserehum le fâsikîn(fâsikîne).
1. ve mâ veced-nâ : ve biz bulmadık
2. li ekseri-him : onların çoğunu
3. min ahdin : ahde vefa edenlerden, ahdlerine vefa eder
4. ve in : ve sadece, ancak
5. veced-nâ : biz bulduk
6. eksere-hum : onların çoğu
7. le fâsikîne : gerçekten fasık kimseler, fasıklar
İmam İskender Ali Mihr : Onların çoğunu ahdlerini yerine getirir (ahdlerine vefa eder) bulmadık. Ve onların çoğunu gerçekten fasıklar olarak bulduk.
Diyanet İşleri : Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama gerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların çoğunu, sözlerinde durur bulmadık ve çoğunu ancak hadlerini aşmış kötü kişiler bulduk.
Adem Uğur : Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Ahmed Hulusi : Onların çoğunluğunda, verdikleri söze sadakat bulamadık. . . Onların çoğunluğunu, Hakk`a itaatten çıkmış bulduk.
Ahmet Tekin : Onların çoğunda, sözünde durma diye birşey bulamadık, gerçek şu ki, onların çoğunun, doğru ve mantıklı düşünmenin dışına çıktığını, fâsık, âsi, bozguncu olduklarını gördük.
Ahmet Varol : Onların çoğunda bir ahde bağlılık görmedik. Çoğunu ancak fasık kimseler olarak bulduk.
Ali Bulaç : Onların çoğunda `verdikleri söze bağlılık` görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük.
Ali Fikri Yavuz : Adı geçen ümmetlerin çoğunda, verdikleri söze bağlılık bulmadık. Şu bir gerçek ki, onların çoğunu, itaatten çıkan kimseler bulduk.
Bekir Sadak : Onlarin cogunda ahde baglilik gormedik, cogunu fasik kimseler olarak bulduk.
Celal Yıldırım : Biz onların çoğunda ahde vefanın (izini) bulamadık. Çoğunu, şüphe yok ki fâsık (ilâhî buyruk ve sınırın dışına çıkmış) bulduk.
Diyanet İşleri (eski) : Onların çoğunda ahde bağlılık görmedik, çoğunu fasık kimseler olarak bulduk.
Diyanet Vakfi : Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Edip Yüksel : Çoğunu, verdikleri sözü tutanlar olarak bulmadık, aksine çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem ekserîsinde ahde vefa görmedik, şu muhakkak ki ekserîsini taatten çıkar fasıklar gördük
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çoğunda verdikleri söze bağlılık görmedik. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış fasıklar gördük.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Fizilal-il Kuran : Onların çoğunda söze bağlılık diye bir şey bulamadık, tersine çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Gültekin Onan : Onların çoğunda `verdikleri söze bağlılık` görmedik, ama onların çoğunu fasık (olarak) gördük.
Hasan Basri Çantay : Biz onların çoğunda ahd (e vefa) bulmadık, onların çoğunu muhakkak ki itaatden çıkmış kimseler bulduk.
Hayrat Neşriyat : Hem onların çoğunda ahde vefâ diye bir şey bulmadık. Fakat doğrusu onların çoğunu gerçekten fâsık kimseler bulduk.
İbni Kesir : Onların çoğunda Biz, ahde vefa görmedik. Onların çoğunu fasıklar olarak bulduk.
Muhammed Esed : Ve Biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık bulmadık tersine, onların çoğunu onmaz günahkarlar olarak bulduk.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz onların çokları için ahde vefa görmedik. Ve şüphesiz ki, Biz onların ekserisini fâsık kimseler bulduk.
Ömer Öngüt : Onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulamadık, onların çoğunu yoldan çıkmış fâsık kimseler olarak bulduk.
Şaban Piriş : Onların çoğunu sözünde durur bulmadık. Aksine onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Suat Yıldırım : Biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük.
Süleyman Ateş : Onların çoklarını yoldan çıkmış bulduk ama, çoklarında sözde durma diye bir şey bulmadık.
Tefhim-ul Kuran : Onların çoğunda `verdikleri söze bağlılık` görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük.
Ümit Şimşek : Onların çoğunda Biz ahde vefadan eser görmedik. Çoğunu da yoldan çıkmış kimseler olarak bulduk.
Yaşar Nuri Öztürk : Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulamadık. Onların birçoğunu, tam fasıklar olarak bulduk.
|