Beled Suresi 16
Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin).
1. ev : veya
2. miskînen : miskin, çalışamayan yaşlı, yoksul
3. zâ : sahip, ...olan
4. metrabetin : turab üstünde olan (toprak üstünde olan) çok fakir, çok yoksul
İmam İskender Ali Mihr : Veya çok fakir bir miskini (doyurmaktır).
Diyanet İşleri : (14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahut yerlere döşenmiş bir yoksulu.
Adem Uğur : Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Ahmed Hulusi : Yahut toprağa uzanıp kalmış yoksula yedirip doyurmaktır.
Ahmet Tekin : Veya aç, açık, toprağa bulanmış çevresi, çaresi olmayan yoksulları doyurmaktır.
Ahmet Varol : Yahut toprakta sürünen bir yoksulu. [1]
Ali Bulaç : Veya sürünen bir yoksulu.
Ali Fikri Yavuz : Yahud toprak üstüne yığılan miskine...
Bekir Sadak : (14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir.
Celal Yıldırım : (14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.
Diyanet İşleri (eski) : (14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
Diyanet Vakfi : (11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
Edip Yüksel : Yahut düşkün bir yoksulu...
Elmalılı Hamdi Yazır : Veya toprak döşenen bir miskîne
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : veya toprak döşenen (hiçbir varlığı olmayan) bir yoksula...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Fizilal-il Kuran : Hiçbir şeyi olmayan yoksulu,
Gültekin Onan : Veya sürünen bir yoksulu.
Hasan Basri Çantay : yahud toprakda sürünen bir yoksula.
Hayrat Neşriyat : (14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.
İbni Kesir : Yahut yerde sürünen bir yoksula.
Muhammed Esed : yahut toprağa uzanıp kalmış olan (yabancı) bir yoksulu,
Ömer Nasuhi Bilmen : (15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula.
Ömer Öngüt : Yahut da yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula.
Şaban Piriş : Veya sürünen bir düşkünü.
Suat Yıldırım : Ya da yeri yatak, (göğü yorgan yapan, barınacak hiçbir yeri olmayan) fakiri doyurmaktır.
Süleyman Ateş : Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.
Tefhim-ul Kuran : Veya sürünen bir yoksulu.
Ümit Şimşek : Veya toza toprağa bulanmış yoksula.
Yaşar Nuri Öztürk : Yahut ezilmiş, boynu bükük bir yoksulu.
|