Buruc Suresi 10
İnnellezîne fetenul muminîne vel muminâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).
1. inne : muhakkak ki
2. ellezîne : onlar, ..... olanlar
3. fetenû : fitne, kötülük, işkence yaptılar
4. el mu`minîne : mü`min erkekler
5. ve el mu`minâti : ve mü`min kadınlar
6. summe : sonra
7. lem yetûbû : tövbe etmediler
8. fe : işte, bundan sonra, artık
9. lehum : onlar için vardır
10. azâbu : azap
11. cehenneme : cehennem
12. ve lehum : ve onlar için vardır
13. azâbu : azap
14. el harîkı : yakıcı
İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki onlar, mü`min erkeklere ve mü`min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve yakıcı azap vardır.
Diyanet İşleri : Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Kadın ve erkek, inananları azaplandıranlar, sonra da tövbe etmeyenler yok mu, onlaradır cehennem azâbı ve onlaradır yakıp kavuran azap.
Adem Uğur : Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki, iman eden erkeklere ve iman eden kadınlara işkence yapıp, tövbe de etmeyenler var ya, onlar için cehennemin azabı vardır ve onlar için yakıcı azabı vardır.
Ahmet Tekin : Şuurlu, kâmil mümin erkeklerin ve şuurlu kâmil mümin kadınların temel hak ve hürriyetlerini engelleyerek, baskı, zulüm ve işkence yapan güç ve iktidar sahiplerine, sonra da bundan vazgeçip Allaha itaate yönelmeyenlere, tevbe etmeyenlere cehennem azâbı vardır. Onlara cehennemin en harlı yeri ayrılmıştır.
Ahmet Varol : Gerçekten mü`min erkeklerle mü`min kadınlara işkence edip de sonra tevbe etmeyenler var ya; onlar için cehennem azabı vardır. Yine onlar için yakıcı ateş azabı vardır.
Ali Bulaç : Gerçek şu ki, mü`min erkeklerle mü`min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azab onlaradır.
Ali Fikri Yavuz : Muhakkak ki, mümin erkeklerle mümin kadınlara eziyet edenler, sonra da tevbe etmiyenler (var ya), işte onlara cehennem azabı var ve onlara yangın azabı var...
Bekir Sadak : Ama inanmis erkek ve kadinlara iskence ederek onlari dinlerinden cevirmege ugrasanlar, eger tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabi vardir. Yakici azap da onlaradir.
Celal Yıldırım : O kimseler ki, inanan erkek ve kadınlara (dinlerinden dönmeleri için) işkencede bulundular, sonra da (bu yaptıklarından dolayı) tövbe etmediler ; onlar için Cehennem azabı vardır; o çok yakıcı azâb onlar içindir
Diyanet İşleri (eski) : Ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
Edip Yüksel : İnanan erkeklere ve kadınlara zulüm ve işkencede bulunan ve daha sonra tevbe etmeyenler cehennem azabını haketmişlerdir. Onlar için yakıcı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : O kimseler ki mü`minîn ve mü`minâta fitne yapmışlar, sonra da tevbe etmemişlerdir muhakkak artık onlara Cehennem azâbı var ve onlara yangın azâbı vardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İnanan erkeklere ve inanan kadınlara eziyet edip de sonra tevbe etmeyenlere kesinlikle cehennem azabı vardır ve de yangın azabı!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
Fizilal-il Kuran : İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip, sonra yaptıklarına tevbe etmeyenler, var ya. Şüphesiz onlar için cehennem azabı vardır. Yakıp kavuran azap ta onlaradır,
Gültekin Onan : Gerçek şu ki, inançlı (erkek)lerle inançlı (kadın)lara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab onlaradır.
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, erkek mü`minlerle kadın mü`minleri belâye uğratanlar, sonra da tevbe etmeyenler (yok mu?) onlar için cehennem azâbı vardır, onlar için bir de yangın azâbı.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki mümin erkeklere ve mümin kadınlara (îmanlarından vazgeçmeleri için) işkence edip de, sonra (yaptıklarına) tevbe etmeyenler yok mu, işte onlar için Cehennem azâbı vardır, hem onlar için (bu dünyada da) yangın azâbı vardır (ki o ateş, kendilerini de yakmıştır)!
İbni Kesir : Şüphesiz ki mü`min erkekleri ve mü`min kadınları belaya uğratanlar sonra da tevbe etmemiş olanlar, işte onlar için cehennem azabı vardır. Ve yakıcı azab da onlaradır.
Muhammed Esed : İnanan erkekler ile inanan kadınlara işkence edenlere ve sonra hiçbir pişmanlık duymayanlara gelince, onları cehennem azabı beklemektedir; evet, yakıcı azap beklemektedir onları!
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak o kimseler ki, mü`minleri ve mü`mineleri belaya düşürmüşlerdir, sonra da tevbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve onlar için yangın azabı vardır.
Ömer Öngüt : İnanmış erkek ve kadınlara fitne yoluyla işkence edip, sonra tevbe etmeyenlere cehennem azabı vardır ve onlar için yangın azabı vardır.
Şaban Piriş : Erkek ve kadın müminleri ateşe atıp, sonra da tevbe etmeyenlere, onlara cehennem azabı vardır. Onlara yakıcı azap vardır.
Suat Yıldırım : Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de, sonra tövbe etmeyenler var ya. İşte onlara cehennem azabı var, yangın azabı var.
Süleyman Ateş : İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip sonra (yaptıklarına) tevbe etmeyenler (yok mu), onlar için cehennem azâbı vardır ve onlar için yangın azâbı vardır.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu ki, mü`min erkeklerle mü`min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar sonra da tevbe etmeyenler (yok mu); işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab onlar içindir.
Ümit Şimşek : Mü`min erkeklere ve mü`min kadınlara işkence eden ve bundan tevbe etmemiş olanlar için Cehennem azabından başka bir de yangın azabı vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için, cehennem azabı vardır. Onlar için yangın azabı da vardır.
|