Necm Suresi 2
Mâ dalle sâhıbukum ve mâ gavâ.
1. mâ dalle : sapmadı
2. sâhib-kum : sizin arkadaşınız
3. ve mâ gavâ : ve azmadı
İmam İskender Ali Mihr : Sahibiniz dalâlete düşmedi ve azmadı.
Diyanet İşleri : (1-2) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
Abdulbaki Gölpınarlı : Arkadaşınız, gerçekten ne saptı, ne ayrıldı.
Adem Uğur : Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı.
Ahmed Hulusi : Arkadaşınız ne saptı ne de azdı!
Ahmet Tekin : Hemşehriniz, arkadaşınız Muhammed, başına buyruk hareket etmedi, hak yoldan uzaklaşmadı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmedi, bâtıla inanmadı, insanlara karşı hiçbir zaman haince bir düşünce taşımadı.
Ahmet Varol : Arkadaşınız sapmadı da, azmadı da.
Ali Bulaç : Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
Ali Fikri Yavuz : Sapmadı doğru yoldan arkadaşınız (Hz. Peygamber), azıtmadı da; (haberiniz olsun, ey Kureyş halkı!)
Bekir Sadak : Arkadasiniz (Muhammed) sapmamis ve azmamistir.
Celal Yıldırım : Arkadaşınız (Muhammed) ne sapıttı, ne de azıttı.
Diyanet İşleri (eski) : Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır.
Diyanet Vakfi : (1-3) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.
Edip Yüksel : Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şaşırmadı sahibiniz azıtmadı da
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
Fizilal-il Kuran : Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı.
Gültekin Onan : Arkadaşınız (olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
Hasan Basri Çantay : saahibiniz (doğru yoldan) sapmadı. Baatıla da inanmadı.
Hayrat Neşriyat : (1-2) Battığı zaman necme (o yıldıza) and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve azmadı!
İbni Kesir : Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.
Muhammed Esed : Sizin bu arkadaşınız ne sapmış, ne de aldatılmıştır,
Ömer Nasuhi Bilmen : (2-3) Sahibiniz şaşırmadı ve bâtıla inanmadı. Ve hevâdan söz söylemez.
Ömer Öngüt : Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.
Şaban Piriş : Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı.
Suat Yıldırım : Arkadaşınız (Muhammed) yanılmadı, sapmadı, aldanmadı.
Süleyman Ateş : Arkadaşınız sapmadı, azmadı.
Tefhim-ul Kuran : Sahibiniz (olan peygamber) şaşırıp sapmadı ve azmadı.
Ümit Şimşek : Arkadaşınız ne saptı, ne de şaşırdı.
Yaşar Nuri Öztürk : Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.
|