Taha Suresi 110
Yalemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve lâ yuhîtûne bihî ılmâ(ılmen).
1. ya`lemu : o bilir
2. mâ beyne eydî-him : onların elleri arasındakini, onların önlerindekini
3. ve mâ halfe-hum : ve onların arkasındakileri
4. ve lâ yuhîtûne : ve ihata edemez
5. bihî : onu
6. ılmen : ilim olarak, ilimle
İmam İskender Ali Mihr : (Allah), onların önündeki(leri) ve arkasındaki(leri) (onların geçmişini ve geleceğini) bilir ve onu, ilim ile ihata edemezler (bilemezler).
Diyanet İşleri : O, önlerindekini ve arkalarındakini (dünyadaki ve ahiretteki durumlarını) bilir. Onların bilgisi ise Rahmânı kuşatamaz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Önlerinde ne varsa onu da bilir, artlarında ne varsa onu da ve onların bilgisi, bunu ihata edemez.
Adem Uğur : O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz:
Ahmed Hulusi : Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (geçmiş ve geleceklerini) bilir. . . O`nun ilmini ihâta edemezler.
Ahmet Tekin : Allah onların âşikare, saklı gizli yaptıklarını da, gelecekte yapacaklarını da bilir. Onların hiçbirinin ilmi, onu anlamaya, kavramaya yetmez.
Ahmet Varol : O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlarsa O`nu bilgi bakımından kuşatamazlar.
Ali Bulaç : O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O`nu kavrayıp kuşatamazlar.
Ali Fikri Yavuz : Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Kulların ilmi ise asla bunu kavrayamaz.
Bekir Sadak : Allah onlarin gecmislerini de, geleceklerini de bilir. Onlarin hicbirinin ilmi ise O`nu kusatamaz.
Celal Yıldırım : Allah onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir; onların ilmi ise, O`nu kuşatamaz, kavrayamaz.
Diyanet İşleri (eski) : Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de bilir. Onların hiçbirinin ilmi ise O`nu kuşatamaz.
Diyanet Vakfi : O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz.
Edip Yüksel : Hiç kimse O`nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : O onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir, onlar ise onu ılmen ihata edemezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O, onların geleceklerini de bilir geçmişlerini de. Fakat onların bilgisi O`nu kapsayamaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Onlar ise O`nu ilmen kavrayamazlar.
Fizilal-il Kuran : Allah, insanların geçmişlerini ve geleceklerini tümü ile bilir,
Gültekin Onan : O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O`nu kavrayıp kuşatamazlar.
Hasan Basri Çantay : O, onların önlerindekileri de, arkalarındakilerini de bilir. Onların ilmi ise asla bunu kavrayamaz.
Hayrat Neşriyat : `(O) onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; ve (onlar) bunu ilmen kuşatamazlar.`
İbni Kesir : O, onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onların hiç birinin ilmi asla bunu kavrayamaz.
Muhammed Esed : (Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı tutulanı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O`nu bilgice asla kuşatamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onların ilerisinde olanı da, gerilerinde olanı da bilir. Onlar ise O`nu ilmen ihata edemezler.
Ömer Öngüt : Allah onların geçmişlerini de geleceklerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu kavrayamaz.
Şaban Piriş : Allah, önlerindekini de; arkalarındakini de bilir. Onların ilmi bunu kavrayamaz.
Suat Yıldırım : O, onların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu asla kavrayamaz.
Süleyman Ateş : O, onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; onlar ise bilgice O`nu kavrayamazlar.
Tefhim-ul Kuran : O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O`nu kavrayıp kuşatmazlar.
Ümit Şimşek : Allah onların geçmişini de bilir, geleceğini de. Onların bilgisi ise Allah`ı kuşatamaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O`nu ilimle kuşatamazlar.
|