|
Hadid 057
(kalin: HADiD 057 001-029
MiM (özet))
Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah`a işlevleriyle hizmet etmektedirler.
ve O`dur en üstün hüküm ve hikmet sahibi.(1)
Göklerin ve yerin mülkü O`nundur. Öldüren ve yaşatan O`dur ve dilediğini yapmaya
muktedir olan O`dur!(2)
O, İlk ve Sondur; hem Görünen hem Görünmeyen ve her şeyin bilgisine sahip olan O dur.(3)
O, gökleri ve yeri altı süreçte yaratan, sonra da Arş üzerine hükümranlığını kurarak kudret
ve egemenlik tahtına oturandir!
O, hem yeryüzüne giren ve ondan çıkan herşeyi, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir.
Nerede olursanız olun. O sizinle beraberdir!
Allâh bütün yaptıklarınızı görmektedir.(4)
Göklerin ve yerin mülkü O`nundur ve herşey Allah`a geri döndürülür.(5)
O, gündüzü kısaltarak geceyi uzatır, ve geceyi kısaltarak gündüzü uzatır. O, akıllarda olan
herşey`i dosdogru bilendir.(6)
Allah`a ve onun Elçisi`ne iman edin ve size emanet olarak verip tasarrufunuza bıraktığı
şeylerden hayretmek için harcayın. Çünkü sizden, Allah`a ulaşmayı dileyenler ve hayretmek
için harcayanlar için çok büyük karşılık vardır.(7)
Elçi, sizi Rabbinize imân etmeye dâvet ederken ve Hatta O(Allah) sizden bir taahhütte almış
iken Allah`a inanabildiğiniz halde, neden inanmazsınız? (8)
Kuluna, sizi koyu karanlıktan aydınlığa çıkarmak için açık açık âyet hükümleri indiren O`dur:
çünkü Allah size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.(9)
Göklerin ve yerin mirasının Allah`a ait olduğunu gördüğünüz halde, neden Allah karşı kulluk
görevlerini yerine getirirken kul hakkını dikkate alarak harcama(infak) yapmazsınız?
İçinizden ele geçirme(fetih)den önce kul hakkını dikkate alarak harca(infak)yan ve mücadele
edenlerin derecesi, sonra kul hakkını dikkate alarak harcama(infak)ya ve mücadele etmeye
başlayanların derecesinin üzerinde olduğundan eşdeğer olmazlar. Bundan dolayıdır ki,
Allah herkese en hakkaniyetli karşılıklar sözünü vermiştir. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan
haberdardır.(10)
Allah`a bereketli kredi borç olarak verecek olan kim ise, işte o, bunu kat kat fazlasıyla
geri öder. Ona çok değerli bir karşılık da vardır.(11)
Bütün mümin erkekleri ve mümin kadınları, önlerinde ve sağ taraflarında koşarcasına hızla
yayılan ışık dalgalarıyla göreceğin Gün: "Bugün sizin müjdeniz, altlarından ırmaklar akan,
içlerinde mesken edinip kalacağınız bahçeler olan cennetlerdir. İşte bu, en büyük kurtuluşa
ermenin ta kendisidir."(12)
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar, iman edenlere: "Bizi bekleyin ki yayılan ışık
dalgaları(nûr)nızdan yararlanalım" der! "Geriye dönün de bir yayılan ışık dalgaları(nûr)
araştırın" denildi. Derken aralarına kapısı olan bir geçilmez engel(sur) çekilir ki, onun
içinde rahmet, dışında da azâb vardır.(13)
Onlar, diğerlerine : "Biz sizinle beraber değilmiydik?" diye bağırdılar ve bunun üzerine
diğerleri: "Evet öyleydi! Ama siz kendi kendinizi ayarttınız, tereddüt gösterdiniz, şüpheye
kapıldınız ve Allah`ın buyruğu ulaşıncaya kadar kuruntunuz sizi yoldan çıkardı. Çünkü,
Allah hakkındaki ayartıcı düşünceler sizi yanılgıya sürükledi!" diye cevap verecekler.(14)
ve artık, o gün ne sizden, ne de hakikati inkar etmiş olanlardan hiçbir kurtuluş bedeli kabul edilmeyecek. Sizin varacağınız yer ateştir. O sizin sığınağınızdır ve ne kötü bir varış yeridir!"(15)
İmana ermiş olanların kalplerinin Allah`ı ve indirilen hükümleri, yaşam amellerinde karar
verirken anmalarındaki acizliklerini fark etmelerinin zamanı gelmedi mi?
ve bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zamanın geçmesiyle
de kalpleri katılaşmış, Çoğu da yoldan sapmış bulunanlar gibi olmasınlar?(16)
İyi biliniz ki, Allah cansız hale gelen toprağa yeniden can katarak hayat verir! Muhakkak ki,
düşünerek aklınızla anlarsınız diye âyetleri sizin için açık, kolay ve anlaşılır yaparak
beyan ettik.(17)
Muhakkak ki, sadaka veren erkekler, kadınlar ve Allah`a getirisi bol olan sevap yatırımları
ile kredi vermiş olanlar için kat kat fazlası geri ödenecek. Ve onlar çok değerli bir mükâfaat
da kazanacaklar.(18)
Ve işte o kimseler ki, Allah`a (ve Elçisi`ne) imân ettiler. Hakikate sahip çıkanlar ve Allah`ın
huzurunda tanıklık edenler. Onlar mükâfaatlar ve nûrlar elde edecekler. Ve o kimseler ki,
Hakikati inkar edip, Bizim âyetlerimizi yalanlanlarlar. İşte onlar yakıcı ateş dostlarıdırlar!(19)
Bilin ki, Bu dünya hayatı, sadece bir oyun, geçici bir eğlence, güzel bir gösteri, büyüklenme,
daha çok servet ve daha çok çocuk sahibi olma hırsı yarışından ibarettir. Bunun durumu;
yağmurun yeşerttiği bitkinin toprağı ekenlere sevinç vermesi, onun sonra sararması, sonra
kuruması ve en sonunda toprak haline gelmesı hikayesine benzer. Bu dünya hayatı, kendini
kandırmanın zevkinden başka bir şey değildir.
Ama ahirette(öteki dünyada) şiddetli azap, yahut Allah`ın bağışlayıcılığı ve rıza vardır.(20)
Allah`a (ve Elçisine) iman edenler için hazırlanmış bulunan gökler ve yer kadar geniş bir cenneti
elde etme ve Rabbiniz tarafından günahlarınızın bağışlanması yolunda birbirinizle yarışın. Allah
dilediğine, dılediği günahların bağışını lütfeder, çünkü Allah sonsuz lütuf sahibidir.(21)
Bizim onu yaratmamızdan önce, bir kitapta size bildirmediğimiz, yeryüzünde ve kendilerinizde
ansızın meydana gelen hiçbir felaket, sıkıntı, uğursuzluk, olumsuzluk, azlık, çokluk vs yoktur.
Şüphe yok ki bu, Allah`a göre çok kolaydır. (22)
Ne elinizden kaçan şeylere aşırı üzülün ve nede elinize geçen şeylere aşırı sevinip şımarın.
Çünkü Allah, kendini beğenip küstahça kibirlenenlerı, böbürlenenlerı, aşırı iftihar edenleri,
haksızca övünenlerı sevmez.(23)
ki onlar doğruya yüz çevirerek hem cimrilik yapan hemde insanlara cimriliği tavsiye eden
kimselerdir. Haberleri olsun ki, Allah bolluk sahibidir ve bütün övgülere layıktır!(24)
Doğrusu, Biz elçilerimize; insanların adaleti ayakda tutabilmeleri için hakikatin bütün
kanıtlarının ve hükümlerinin açıklamalarını ıçeren kitabi ve dengeleme ölçülerıni indirerek
onlar aracılığıyla bu açık delilleri size gönderdik. Kendisinde müthiş bir güç, kuvvetli bir
sertlik bulunan ve insanlar için birçok faydaları bulunan ham maddelerden, bazen insan
kavrayışının dışın(gıyab)da bile olsa, herşeyi üretme kudretini(Hadiyd), Allah ın (ve
elçilerin) yolunda yürüyenlere bağışladık. Şüphesiz Allah çok güçlüdür, kudret sahibidir. (25)
ve gerçekten, Nuh`u ve İbrahim`i gönderdik ve soylarından gelenlere peygamberlik ve
vahiy verdik- Onların bir kısmı doğru yolu kabul etmiş, çokları ise yoldan çıkmıştı.(26)
Ve sonra onların ardından öteki elçilerimizi gönderdik; ve arkalarından kendisine İncil
verdiğimiz Meryem oğlu İsa`yı gönderdik; o`na uyanların kalplerine şefkat ve merhamet
yerleştirdik. Bu amaçla yaptıkları ruhbaniyet çalışmalarını Biz onlara emretmedik, Allah`ın
rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona, gerektiği gibi uymadılar,
böylece Biz, iman etmiş olanlara karşılığını verdik, ama onların çoğu yoldan çıkmışlardı.(27)
Siz ey imana ermiş olanlar! Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın ve O`nun Elçilerine
inanın, ki O, size rahmetinden iki kat versin ve sizin için yürüyeceğiniz bir ışık yaksın ve
bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.(28)
ve artık ehl-i kitap bilmeyecekler midir ki, Allah`ın fazlından hiçbir şeye güç yetiremiyeceklerdir
ve şüphe yok ki bütün lütuf Allah`ın elindedir. Onu dilediğine verir ve Allah sonsuz lütuf
sahibidir.(29)
************************************************
|
Aşağıdaki Hatalar Oluştu:
